Sadullah ÇAĞLAR


'İşte Paşam İstanbul'

Siyasi mücadele tarihi incelendiği zaman yakın dönemde yaşanan önemli öğretici olaylar vardır.



16 Nisan 2017 referandumda ilginç bir tablo ortaya çıktı; seçimlerde belirleyici olan mitingli kalabalık değil. Yani çarfl›... Sessiz yığınlar… Onlar konşmayan, dinleyen, sonuçta halk hareketine dönşen tipler. Örnek vermek gerekirse jüri heyeti. 14 Mayıs 1950, Türkiye´de halk ilk defa serbest özgür partili seçime gidiyor. Partiler yoğun propaganda çalışması içerisinde, toplumda tek partili iktidara karşı tepki var. Toplumdaki yorum: CHP iktidarı değişmez ismet Paşa tekrar Cumhurbaşkanı olacak. Genel görüntü bu. 9 Mayıs 1950. Taksim´de CHP miting yapacak. Parti, olağan şekilde çalışma içinde. Halk yığınları sanki İstanbul´u CHP bayraklarıyla kuşatmış. İstanbul, başta Beyoğlu, üniversiteler Taksim´e akıyor. Şişli, Harbiye ve Beşiktaş´tan yığınlar coşkulu şekilde Taksim´e koşuyor. İstanbul sanki tarihi bir gün yaşıyor. Özellikle burjuva kültürü halen canlı. Henüz kırsal yapıyla tanışmadık. Halkta kent kültürü hakim. Taksim´deki CHP mitinginin en önemli yanı, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü´nün konuşma yapacak olması. Meydandaki halk sabırsızlık içinde İsmet Paşa´yı beklemekte. Cumhurbaşkanı İnönü kürsüye çıktığı zaman halk dalgalar halinde, 6 oklu bayrakları yüksek binalarda dalgalanıyor ve İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Dr. Fahrettin Gökay, kürsüdeki Cumhurbaşkanı İnönü´ye elleriyle halkı göstererek, “İŞTE PAŞAM İSTANBUL” dediğinde İnönü, çılgın şekilde alkışlanıyor. Kürsüdeki İnönü, şapkasıyla halkı selamlıyor. 10 Mayıs1950 tarihli İstanbul gazetelerinin baş sayfalarında miting haberi. Yeni Sabah gazetesinin başlığı: İstanbul tarihinde hiç görülmemiş bir kalabalık. Partinin sözcüsü Ulus Gazetesi: İstanbul Taksim mitinginde halk meydanlara sığmadı. 14 Mayıs 1950´deki genel seçim, ülke genelinde huzur içinde yapıldı. Seçimden bir gün sonra, 15 Mayıs 1950: Büyük kalabalığa rağmen 27 yıllık CHP, iktidarı kaybetti. Acaba eski milli şef İnönü, seçimi kaybetti ama iktidarı bırakacak mı? Bir gün sonra seçimi kazanan Demokrat Parti genel merkezi… Partinin lider kadrosu Genel Başkan Celal Bayar, tarihçi Fuat Köprülü, Refik Koraltan, Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu... partideki tartışma. Parti başkanı Celal Bayar: “İcap ederse İsmet Paşa Cumhurbaşkanı olarak başımızda kalabilir.” DP´li yöneticiler seçimi kazandılar, ama İnönü yenilgiyi kabul edecek mi? Muhalefet, seçimi kazanmasına rağmen huzursuz. Aynı gün öğleden sonra Anadolu Ajansı, radyolar önemli bir açıklama yapar. Cumhurbaşkan› İnönü, “Milli irade tecelli etmiştir. İktidarı seçimi kazanan parti yönetimine devredeceğiz” der ve İsmet Paşa´nın yönetimi kazanan DP´yi ziyaret edeceğini söyler. Radyoların önemli haberi açıklamasından sonra, DP genel merkezinde sevinç gözyaşı dökerek parti yöneticileri birbirlerini tebrik ederler ve kutlama törenleri Türkiye genelinde başlamıştır. Kuvvet komutanları, başta Genel Kurmay Başkanı Çankaya´dan görevi devretme hazırlığı yapan İnönü´yü ziyaret ederler. Ve bu özel görüşmede Genel Kurmay Başkanı, 'Paşam ziyaretimizin nedeni size son seçimlerle ilgili üst düzey komutanlarla aldığımz karar gereği sizin görevde kalmanızı uygun buluyoruz. Seçim sonucunu kabul etmeniz yanlış olur. Ülkenin genel şartları buna uygun değil.” Cumhurbaşkanı İnönü, “Sayın komutanlar, biliyorsunuz hep beraber zor günler yaşadık. Büyük Dünya Savaşı´na katılmadık. Savaş yangınını halkımıza yansıtmadık, ateşin içinden geçtik, ama tüm engellere rağmen savaşın dışında kalmayı başardık. Fakat ekonomik olarak sıkıntı çekildi. Seçimlerde çok insafsızca muhalefet üzerimize geldi ve çok yanlış propagandalar yapıldı. Kanlı savaşta dünya halkı ölüme giderken, bizim halkımız ufak denecek günlük ekmeğin karneyle yenilmesi gibi buna benzer olayları büyüterek yaygın şekilde propaganda yapıldı. Fakat artık bunları anlatmanın bir faydası yok. Bizim baştan beri Atatürk´le beraber demokrasi özlemimiz vardı. Şimdi bunu gerçekleştirdik. Onun için dünya kamuoyunda saygın ülkenin yöneticisi olarak cumhuriyet devrimlerinin devamı olan partili yaşama geçtik. Bizden ayrılan Rumeli, Balkanlar partili yaşama geçip demokratik rejim yaşarken, ben utancımdan duvarlara bakamıyordum. Neden biz demokrasiye geçmiyoruz diye. Sayın komutanlar, şimdi seçimi kazanan DP Genel Merkezi´ne gidip parti başkanı Celal Bayar´ı tebrik edeceğim.” 16 Mayıs 1950. Gazete başlıkları... Cumhurbaşkanı İnönü, seçimleri kazanan DP´li Genel Merkezi´ni ziyaret ederek DP yöneticileri olmak üzere Genel Baflkan Celal Bayar´ı tebrik etti. Dünya politik tarihinde s›radan değil, ülkenin kurucularından, ikinci adam. Üstelik dünya savaşında 52 milyon insanın ölümü yaşandı, ama Milli şef, bir tek ülke insanının burnunu kanatmadan, inanılmaz bir mucize diplomasi ile halkını savaşa sokmadı. Kendi iktidarını kendi eliyle verdi. Tarihte eşi olmayan halk iradesinin yolunu açtı. Aslında siyasi tarihten örnek alınması gereken bir uygulama. Biz onun şu unutulmaz sözleri: 'Benim en büyük zaferim Köy Enstitüleri ve demokratik seçimler.' Tarihten bir mesaj, seçimi kaybeden İnönü´ye İngiliz İmparatorluğu´nun Başbakanı Wilson Churchill´in telgrafı: 'Londra 31 Mayıs 1950 General İnönü´ye... Aziz generalim her ne kadar benim Türk politika işlerine karışmamazlığım doğru olmayabilirse de Türkiye´nin mukadderatına riyaset ettiğiniz uzun devrenin kapanmış olduğunu şahsen büyük teessür duyarak okumuş bulunuyorum. Bana öyle geliyor ki, tarih general olarak kazandığınız zaferlerden başka, Türk Cumhuriyeti´ni İkinci Dünya Harbi´nin vahim tehlikeler içinde nasıl sıyırıp yang›ndan geçirdiğini, aynı zamanda Mustafa Kemal tarafından sert mücadeleyle kurulmuş olan ilerici hükümet sisteminizi hayranlıkla kaydedecektir. Dostça ve zevkli olan Adana Yenice mülakatımızı daima hatırlarım ve politika sahnesinden şimdiki çekilişinizde size en iyi samimiyetle dileklerimi sunarım. Wilson Churchill.' Genel olarak iktidarlar kalıcı değil. Önemli olan iktidardan düştüğünüz zaman saygıyla anılmak, yani itibarlı olmak.
Bu yazı 28 Nisan 2018´de yayınlanmıştır.