Akın BODUR


Kadınlar

Akın BODUR


Büyük Türkçe Sözlük, ´disiplin´ kelimesini 'Yasalara, konan kurallara uygun davranış; Kişilerin içinde yaşadığı topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak için alınan önlemlerin tümü (intizam)' ifadesiyle açıklıyor. Devletler ve bu yapı içindeki kurum veya kuruluşlar, toplum ve toplum içindeki grupların davranışlarını yasa, yönetmelik, tüzük, genelgelerle düzenlemektedir.

Her siyasi hareket gibi kendi yönetmelik ve tüzüğünü çıkaran Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), partililerinin davranışını Siyasi Partiler Kanunu dışında tüzük ve yönetmeliklere şekillendirmekte, hatta uymaları zorunlu kılınmaktadır. Tüzükler, partilerin bir anlamda anayasasıdır. Uyulma zorunluluğu bulunan maddelerden biri de tüzük ve yönetmelikte yer alan ´cinsiyet kotası´dır. Örgütlü insanların ´ben tüzüğün bazı maddelerine uyarım, istemediğime uymam´ deme hakkı da yoktur. Bu davranışı sergileyenler zaten örgütlenebilmiş değildir.
CHP´nin Hatay´daki son il kongresine bakıldığında 56 görevin (sıfatın) belirlendiği seçimde üç kadına görev verilmiştir. Peki tüzük ve yönetmeliğin emrettiği sayı nedir? 19. 'Hak, hukuk, adalet' söylemiyle Ankara´dan İstanbul´a yürüyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu´na eşlik edip, belki birkaç yüz metre birlikte yürüyen ama o sırada çektirdikleri çok sayıdaki fotoğrafları sosyal paylaşım sitesinde yayınlayanlar, görünürde adalet mesajı verirken, gerçekte 16 kadının hak ve hukukunu yok saymıştır. CHP, farklı kültürlerin yaşadığı Hatay´da cinsiyet kotasının uygulanması halinde 25 üyeli yönetim kurulunda 2 olan kadın üye sayısı 8´e, hiç kadın bulunmayan 9 üyeli il disiplin kurulunda 3, 1 kadının bulunduğu 22 üyeli kurultay delegeliğinde ise en az 7 kadın üye olacaktı. Ama olmadı. Neden? Belkide birilerinin koltuk hesabı, kadınların hak ve hukukundan üstün geldi. O hesabı yapanlar belki de seçim zamanı bizlere, ´aday gösterildiğim için çok şanslısınız´ diyecek. Bizi biz yapan tercihlerimizdir. Partisinin anayasasını yok sayan, 16 kadının siyasette aktif görev alma hakkını ortadan kaldıranların, hukuku askıya alanların da tercihleri bu olsa gerek. Ya da CHP bu uygulamaya izin vererek belki de kendi şeytanlarını yaratma arayışında bulunuyor.
Peki ne adına yapıldı bu işlem? Demokrasi mi? Hukuk mu? Hayır. Olsa olsa sadece birilerine, ´sen, ben bizim oğlan´a koltuk sağlama adınadır.
Genel bir kanıdır; eylemler sonuç doğurur. Bu eylemin; parti tüzüğünü yok sayıp kadınların hatta gençlerin siyasette yönetici olma hakkını elinden almanın sonucu olacak mı? Olmayacaksa tüzük ve yönetmelikteki o maddeler niye var?
Kamu hizmeti veren 2 belediye meclis üyesini, ´yöneticilere hakaret etti´ iddiası üzerine ´ihraç istemiyle´ disiplin kuruluna gönderilmesine oy birliği ile karar veren yöneticilerin, kendilerinin yaptığı tüzük (anayasa) ihlali ne olacak? Partinin il başkanı, bir yandan 2 seçilmişi imzasıyla disipline gönderirken, bir yandan da '... sadece iddialarla olmaz. Ortada somut ve suç üstü bir durum yok. Ortada bir başvuru olduğu için disiplin kurulu iddialara ilişkin bir inceleme yapacak, ama bir şey çıkmayacak. Bence ortada ciddi bir şey yok...' ifadesinde bulunması, alınan yetkinin bazı kişilerin ismini karalamak için kullanılan bir gücü mü oluşturuyor.
Ya da cinsiyet kotasını yok sayanlar için yapılacak ´tüzük ihlali´ şikayetinde genel merkez yöneticilerinin tavrı ne olacak? Ama bunu öğrenmek için şikayetin yapılması gerekir. Tüzüğü ihlal ettiği gerekçesiyle partinin eski genel sekreter yardımcısı Mehmet Sevigen´i ihraç eden CHP genel merkezi, aynı tüzüğü Var mı kadın ve gençlerin partiyi yönetme ve yönetimde görev alma haklarını yok sayan mevcut yöneticileri genel disiplin kuruluna şikayet edecek bir CHP´li? Yoksa da bu partinin kadın ya da gençler üzerine politika yapma hakkı da olmamalı, sanki.
Hatay´da kadınların, gençlerin haklarını yok sayan CHP il yönetim kurulunun, ´nasılsa koltukları aldık, o zaman hadi gelin barışalım´ mı diyecek? Öyle dese ne olacak ki? Ya da yapılacak ilk seçimde kadın ve gençlere, hatta halka ´hak, hukuk, adalet için bize güvenin´ diyebilecek mi? Demesi halinde kadınların haklarını yok sayan ve ekip anlayışıyla koltuk işgali yapanlara güvenilmeli mi?
1930´da, günümüzden 90 yıl önce, Mustafa Kemal Atatürk´ün isteğiyle kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanınırken, 2020´de birileri kadınların Hatay´da CHP´yi yönetmesine izin vermek istenmiyor gibi...
Kendi hemcinslerinin haklarının erkeklere verilmesine göz yuman ve 16 kadını siyaset dışı bırakarak, belki de kendilerine siyasette rakipsiz bir ortam hazırlamaya çalışan Hatay CHP´deki iki yönetim, bir kurultay üyeliğinde görev alan 3 kadın üyenin, kadınların hakları için yapacağı olası söylem ve eylemleri sizce samimi olabilecek mi?
Siz ne dersiniz?

Akın Bodur