Kemal DÜZ


KİTAPLARDA SAKLI HAYATLAR

Hataylı yazarların şairlerin kitapları İstanbul´da karşıma çıkıyor.


Hataylı yazarların şairlerin kitapları İstanbul´da karşıma çıkıyor. Bunları imkânlar ölçüsünde tanıtmak yazdıkları şiirlerden ve metinlerinden örnekler vermek istiyorum. Bu güzel insanların yazdıkları unutulup gidiyor. Bahara Açılan Pencere, Necmettin Ezer´in kitabının adı. Şiirleri hayatın içinden. Kitapta kendisiyle ilgili bir açıklama yok. Selahattin Ülkümen´in anılarında yer alan, Samih Azmi Ezer´le soyadı benzerliği var, Hataylı olmalı... Kitaplar böyle bir şey işte; yeni insanlar, yeni duygular ve fikirler veriyorlar. Kitabından bir kaç dize: “Kaplasa da gökyüzünü bulutlar. 

Korkutmasın sizi bu geçici karanlıklar.
Hakka yakınsanız, elbet.
Açılır, aydınlanır sizler için ufuklar;
Yeter ki çıksın,
Nefret, Kin içinizden.
Yeter ki,
Hiç mi, Hiç eksilmesin gözlerinizden,
İyiyi, sevgiyi simgeleyen
O aşina bakışlar...” Kemal Sülker, anılarında çocukluğunu ve gençliğini; Savaş Yıllarında Bir Sürgün isimli kitabında uzun uzun yazmış. Antakya Lisesi´nden hocalarından Mahmut Ali´nin (Çerkes Mahmut) öğütlerini hiç unutmamış: “Karamsar olma; insanlık, hakka, iyiliğe ve güzelliğe doğru gidiyor” demiş. Bu günlerde benzer cümleleri çok duyuyoruz. Umut veriyor bu cümleler. Karamsar havayı dağıtıyor. Anılarında Mesut Fani, Ali İlmi Fani ve diğer 150´liklerin Antakya´daki geçen günleri de var. Hatay´ın Anavatan´a katılışını anlattığı bölümde geçen bir cümle aynen şöyle: “... Bu sırada Antakya Belediye Başkanlığına Fransızlarca getirilen bir Türk´ün, Fransızlara hizmet eder tutum izlemesini eleştiren bir fıkra yazmış. Belediye Başkanı Ethem Civelek Efendi de ´yayın yoluyla hakaret´ davası açmış, ben de 15 gün hapse mahkum edilmiştim.” Selahattin Ülkümen. 47 sayfalık bir kitabı, 1967 yılında Ankara´da basılmış. Şiir kitabı, beyaz bir kapağı var. Kitabın yazarıyla ilgili hiç bir açıklama yok. Eskiden şairler, yazarlar, eserlerinde kendilerini tanıtmazlarmış. Bu bir alçakgönüllülük, mütevazılık göstergesiymiş. İsterlermiş ki, şiirleri yazıları okunsun. Kitap, 1994 yılında Buket Uzuner´e ithaf edilmiş ve imzalanmış. Kitabın önsözünde, şairin şiir hakkında görüşleri var. “Şiir sözde değil söyleyişte, anlamda değil anlayıştadır” tanımını yapmış. Kitabı sayfaları arasında ki şiirlerden iki şiiri okuyalım: T0 BE OR NOT TO BE İçimde senfoni var Bin bir sesle besteli Yaşamak senfonisi Rüzgar uğultuları Fırtınalı denizler Kuşların cıvıltısı Şırıltısı suların Çılgınca kahkahalar ***
Umutsuz hıçkırıklar En sonunda suskunluk Yarım kalmış senfonisi Yaşamak mı ölmek mi *** İRAN BAHÇELERİ Gezdim Hayyamı sarhoş eden bahçelerde Yüzdüm Hazer denizinde Gördüm göklerinde bülbüller öten Şirazı İsfahanı güller içinde Büyük ozan Ali Yüce´´den: BABALARIMIZ Benim babam Hisarcık´ta İnanmış bir çiftçiydi Toprak gündüz tanrısı Gece karısı gibiydi Ekinler ağaçlar otlar Oğlu kızı gibiydi. *** Benim babam Topraksız bir çiftçiydi Gece Aslı´yla üşüyüp Gündüz Kerem´le yanardı Ekinler yeşerdiği zaman Leyla´yı bırakıp Mecnun´u kucaklardı *** Şimdi Hisarcık´ta babam Düşmüş elden ayaktan Sabah namazından sonra Tutar kıracın yolunu Değneğine dayana dayana Sürüye sürüye ayaklarını Gider eski karısına Kafdağına bakar gibi Uzaktan bakar çocuklarına.