Mükremin KURTCEPHE


KKTC´ye deniz otobüsü seferleri

Gözünüz aydın İskenderunlular.


KESER DÖNER
SAP DÖNER

Gözünüz aydın İskenderunlular. Her ne kadar raylı sistemle mahallenize çıkamasanız, teleferiğe atlayıp eski radarın yerinde bir çay içemeseniz, gondolla Feyezan Kanalı´nda gezemeseniz, Karayolları arazine yapılan şehir parkında keyif çatamasanız da dert edip, belediye başkanlarınızı eleştirmeyin. Acele etmeyip ya sabır deyip bekleyelim.

Hele de kırkından sonra AKP´den dönmüş, CHP´ye geçerek, Büyükşehir Belediye Başkanımız olan, Lütfü Savaş hocamızın arkasından konuşup laf sokuşturmaya çalışanlara, ‘ne hizmetler yapacakmış, önce bir dinleyin, sonra eleştirin´ diyeceğim.
Gerçi seçilmesinde benim bir katkım olmadı. CHP´nin, Cumhurbaşkanı adayı Ekmeledin´e ne de Savaş hocaya oy vermedim. Devrimci damarlarımın kabardığından falan değil. Genel merkezin dayatmasını protesto etmek için vermedim. İleride aynı hatayı genel merkez tekrarlarsa yine aynısını yaparım, yaparız, yaparlar.
Savaş hoca CHP´den, HBB başkanı seçilince, destekleyip, oy veren bazı saf, partili yoldaşlar beklenti içine girdiler. “Kırk yıllık Kani, olur mu Yani” demediler. Sağ görüşlü hocamızdan, solcu, halkın yararına, eylem ve işlem beklentisi içerisine girdiler.
Bizde bir söz var, “Şeyh uçmaz, müritleri uçurur” derler. Nazar olmasın, kem gözlere şiş, hocamızın müritleri de gani-gani. Solcuları kazma küreğe, parklarda ot yolmaya gönderip, müritlerine çeşitli makamlar dağıtan HBB başkanımıza kim ne diyebilir? Mühür elinde.
Falancadan duydum diye söyleyip kimsenin günahını alamam. Bizimki sadece varsayım. Söylenti o ki, bu müritler kendi aralarında toplantı yapmışlar. En kıdemlisi “arkadaşlar masa başında boş-boş oturuyoruz, bu gidişat iyiye gitmiyor. Yerimiz ve durumumuz tehlikede, önümüzdeki seçim kaybedilirse gelen başkan bizi kapı önüne kor. Seçimlerden önce yerimizi koruyabilmek için fikir üretmemiz lazım” demişler.
Müritler toplantısından çıkan ilk akıl “Hatay halkı hakkını istiyor” imza kampanyası olmuş. Lütfü hoca da kampanya için bütün ağırlığını koydu; “Bu kampanyayı imzalamak, yapmış olduğumuz ibadetlerin en farz olanıdır” diye çiviyi çaktı. Kampanya yeterli imzayı mı bulamadı, iktidar imzaların sahiciliğinden şüpheye mi düştü nedir, Hataylılar bugüne kadar bir faydasını göremedi, kampanyaya imza atmayan benim gibi beynamazlar, böyle bir ibadeti de yerine getirememiş oldular.
Knot, ya da deniz mili, karşılığı kaç km eder bilmesem de, HBB´nin Kıbrıs´a sefer yapacak deniz otobüsleri (HADO) kampanyasını ön koşulsuz destekleyenlerdenim. Hatay´da yaptıkları tanıtımdan sonra, ‘ne de olsa hem denizleri hem de iskeleleri var, İskenderun´da da tanıtalım´ diye gelen yardımcı mürit ve yanındakiler, duyduğuma göre baltayı taşa vurmuşlar.
HATSU yerine İTSO sahasında sunum yapmaya gitmişler. İskenderun´un oyun kurucularından DTO -Deniz Ticaret Odası´nın kısaltılmışı olur- toplantıya gelmiş. “He, ya, çok iyi olur, durmak yok, yola devam, destekliyorum” deyip çepik çalmamış. Sunucunun desteksiz attığını varsaymış olacak ki, dayanamayıp, “Sen özel hayatında hiç işletmecilik yaptın mı?” deme gafletinde bulunmuş.
Keşke demeseydi. Lütfü hocanın sağ kolu mu, sol kolu mu olduğunu kestiremediğim zat´ın tepesini attırmış. Celallenip, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” dememiş ama, “Hatay´a 2021 EXPO fuarını ben getirttim” diye ağzından kaçırmış. Yancısı durumu toparlamaya çalışmış, ama olan olmuş. Gerisini yazmak dedikoduya girer, Lütfü hocanın kulağına gider bana ne? Benim merak ettiğim 23 Nisan´da yapılacağı söylenilen ilk sefere, bileti nereden alacağımız.