Nurullah ER


KORONAVİRUS VE EMEKLİLER

NURULLAH ER


Koronavirüs olarak ortaya çıkan salgın, bulaşıcı hastalığın hayatımızı ne kadar etkilediğini bilmeyen yoktur. Gittikçe büyüyen endişesi, tümümüzü kapsam alanına almaktadır.
Koronavirüs hastalığının potansiyel alanı emeklilermiş.
Bunu, sağlık görevlileri, bilim adamaları siyasetçiler söylüyor.
Ülkemizde on üç milyon emekli var.
Eşleriyle birlikte yirmi altı milyon. Çocukları, torunlar derken, elli-atmış milyonluk bir sayı. Ülke nüfusunun, üçte ikisi, bu hastalığı aktif ve pasif olarak kapsamaktadır.
Emeklilerin ve özellikle atmış yaşın bu hastalıktan korunması için yapması gerekenler konusunda, bilgi veren, yorum yapandan geçilmiyor. Yaşama dair her şeyin paraya gelip dayandığında kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Ne var ki bu düzende para olmayınca akıl da işe yaramıyor, söylenenler itibar da görmüyor.
Bu bulaşıcı salgın vaka, küresel bir kuşatma. Uğramadığı ülke, çalmadığı kapı yok. Dünyayı tamamen kuşatmış durumda. Ülkemizde, vakaların ortaya çıkması, olanların anlatılması, konuşulması, paniklerin oluşup, kaygıların yaşanması, ölüm vakalarının ortaya çıkması iki haftalık bir süreç. Ülke olarak daha bu işin başındayız. Hastalığın koruyuculuğu, tedavisi, ilacı ve aşısına dair durum dünyanın aynısı. Tek avantajımız, bizlerden önce bu hastalığa yakalanan ülkelerden çıkardığımız dersler.
Dünya ülkeleri hastalığa karşı önlem alırlarken, toplumun hastalığa yakalanmaması içinde önleyici ve koruyucu tedbirler alıyorlar. Önceliği; nüfus yoğunluğunun çoğunluğunu teşkil eden; çalışan kesim ve emeklilere karşı sosyal ve ekonomik paketler olarak alınmakta.
Ülke yöneticilerimiz de koronavirüs vakasına karşı önlemler ve ekonomik paketini açıkladı.
Ekonomik önlemler genelde iş çevrelerine yönelikti. Emekliler için alınan kararda ise, en düşük emekli aylığının 1500 liraya yükseltilmesi ve Ramazan Bayramında verilmesi gereken bayram ikramiyesinin Nisan ayı başına alınması vardı. En düşük emekli aylığı bugün her ne kadar asgari ücretten az olsa da, açlık sınırı altında bir rakam olarak bilinse de, bu kapsama giren emekliler; “hiç yoktan iyidir” diyerek buruk bir sevinç yaşadılar. Emeklilerin, 1000 TL´lik Bayram ikramiyesinin Nisan ayının başına alınması, emekliler için avantajı olmayan bir uygulamadır. Emekliye verilecek bir sosyal desteğin zamanı kadar, miktarı da önemlidir. Emekli en azından bayram ikramiyesinin 1500 Tl olmasını bekliyordu. Ne var ki umduğu dağlara kar yağdı.
Emekliye dağıtılması öngörülen kolonya, maske gibi önleyici amaçlı koruyucu malzemeleri bulundurması ve taşıması elbette önemlidir. Ne var ki emeklinin en büyük sıkıntısı bugün ekonomik sorunlarıdır. En azından emekli bugün bu salgın hastalığa karşı zorunlu kullandığı, olmazsa olmazı olan, beslenmesine ve hijyen için kullandığı gıda ve temizlik maddelerinden KDV´nin düşürülmesini bekliyordu. Büyük bir nüfusun sorunu olan bu durumu siyasi iktidar görmezden gelerek, uçak biletlerinde Kdv indirimine gitti. Sanki emekli gece gündüz uçakla yolculuk yapıyor gibi birde müjde olarak verildi.
Herkesin kendi canı kıymetlidir ve değerlidir. Emeklinin canı da değerlidir. Var olan salgın hastalığın çekim merkezi gibi görünse de, evine izole olup, köşesine çekilmiş olsa da ,yaşamdan kopmuş değildir. Daha hayalleri ve umutları vardır. Bugün içinde yaşadığımız var olan değerlerin büyük kısmı onların geçmişte emeğiyle yarattığı değerlerdir. Bugünün yaşamı, onların emeğinin, alın terinin ürünleridir. Onlar, koronavirüs tedavisine önlem açısından açıklanan paketi kendi paketleri olarak görmüyorlar. Yaşamının sonbaharında önemsendiklerine ve hatırlandıklarını, emeklerinin değerinin bilinmesi için kendilerine dair Hükümetten yeni bir paket bekliyorlar.
Bir ülkenin işgücü o ülkenin savunma gücüdür. Bunu da yaratanlar bugün çalışanlar, dün emekli olanlardır. İşgücünün sağlığı da, ulusal gücün sağlıdır. O güç sağlıklı bir şekilde yaşatılırsa ancak ülkeler ayakta kalırlar.