Sadullah ÇAĞLAR


KÖY ENSTİTÜLERİ KIRSALA DÜNYA KÜLTÜRÜNÜ TAŞIDI

Sadullah ÇAĞLAR


 

İnsanın gelişme sürecinde bilimsel eğitimin rolü büyüktür. Batı insanının gelişmesinde eğitim önemli bir rol oynar.

Doğulu ya da Afrikalı birini eğittiğinizde batılı insanların yaptığı en zor işleri yapabilir. Örneğin Avrupa ülkelerinde sağlıkta tıp doktorları ağırlıklı olarak Afrika doğumlu. Neden? Gelişme, eğitim olayıdır.

12 Mart döneminde ekonomik uyanış tartışma konusu olmaya başladı. 1961 Anayasa yeniliği ülkenin kanayan yarasına müdahale etti. Eğitim eşitsizliği ve paralı eğitimin parasız olmasını gündeme aldı.

Beyaz insan ile siyah insan beyni farklı değildir. İngiliz İmparatorluğuna baş kaldıran Hintli önder Gandi, sonuçta Londra eğitimli bir avukat olmasına rağmen sömürgecilerin gözünde Hintli bir fakirdi.

Kişinin aydınlanma döneminden günümüze kadar olay eğitim olayıdır. Ve toprağın uyandırılması eğitim ile olur. 17 Nisan 1940 Köy Enstitülerinin 72.kuruluş yıldönümü olup aydınlar tarafından ülke genelinde anılmakta.

Aradan yıllar geçmesine rağmen kırsala bilim taşıyan bu okullar hiç unutulmadı. Bu eğitim sistemi binlerce köyün yoksul zeki gençlerini keşfederek dünya insanı ile buluşturdu.

Aslında bu mucize köy enstitülerinin açılması ile 17 Nisan 1940 tarihinde doğdu. Ama bu kuruluş öncesini kısaca inceleyelim. Genç cumhuriyetin en büyük yeniliği harf devrimi oldu. Geçmişten gelen gerilikten kaynaklı okuma yazma sıfır denecek kadar az. Yeni harflerle başlayan okuma yazma seferberliği ve gece mektepleri ayrıca Halkevleri ve yüksek okullarla sürdü.

Avrupa´ya gönderilen üniversite öğrencileri, Hasan Ali Yücel, İsmail hakkı Tonguç, Mahmut Esat Bozkurt gibi gençler buralarda eğitim alarak ülkeye yeni bilgilerle döndü.

Atatürk´ün ölümünden sonra Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç gibi yöneticiler dönemin Cumhurbaşkanı İnönü´nün desteği ile yoğun bir çalışma hızı içine girdiler.

Geri kalmışlığı aşmak için bilimsel çalışma öne çıkarıldı, İstanbul ve Ankara üniversiteler ile kuşatıldı. Ne yazıyordu Dil tarih ve Coğrafya Fakültesinin önünde: Hayatta en hakiki mürşit bilimdir.

Batıdan dönen bilimle kuşanmış gençler Milli Şef İnönü ile beraber Çankaya köşkünde sabahlara kadar nasıl bir eğitim sistemi uygulayacakları konusu üzerine çalıştılar. Eğitim, üretime yönelik bilimsel sistem olacaktı. Yani kafa ile kol birlikte çalışacak.

Toprak uyandırılacak, kırsal kesime okullar açılacak. Bu konuda Cumhurbaşkanı İnönü, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel´e ‘seni dinleyelim´ der:

“Paşam, biz genelde tarım toplumuyuz, halkımızın önemli bir kısmı köylerde yaşar. Yaptığımız son araştırmaya göre çoğunluk insanımız geri kalmış ve yoksulluk içinde yaşıyor. Genelde köylerde iki milyon insan çobanlık yapıyordu. Üstelik bu çobanların bir buçuk milyonu gençlerden oluşuyor. Bunların en az bir milyonuna ulaşıp eğitmemiz gerekiyordu. Bunun için kırsala okullar götürmek gerekli idi. Örneğin Ankara´nın Hasanoğlan köyünde verimli topraklar işlemeye çok müsait. Bu topraklar uyanmayı yani bilimi bekliyor. Oralara ulaşmalıyız, okullarımızı buralarda açmalıyız.”

Çankaya´da alınan ortak karar gereği köy enstitülerin kurulacağı yerler kırsal alanlar olarak belirlendi.

Milli Şef İnönü: “Bakın size bir anımı anlatayım, harf devrimi yapacağımız günlerde Atatürk ile sohbet ederken ben harf devrimi konusunda çok ümitli değildim. Atatürk´e harf devrimini başarmak çok zor olacak dedim. Atatürk ise bana; ‘İsmet bu işi üç ayda bitireceğiz ‘ dediğinde onun kararlılığına hayran kaldım.”

Hasan Ali Yücel ile konuşmasında İsmet Paşa: “Hasan Ali bu köy enstitüsü eğitimini mutlaka başaracağız. Bu konuda ben hep yanınızda olacağım. Çankaya´ya sürekli gelip beni bilgilendirin.”

Çankaya toplantısı sonrası köy enstitülerinin kuruluş aşamasına hızla girildi. Bilimi ve laikliği öne çıkaran öğretmenlik eğitiminin yanında sağlık, tarım ve tıp üzerine de eğitim yapıldı. Ayrıca genç kızlara köylerde ebelik eğitimi verildi.

Köy Enstitüsü öğrencileri tuğla yapıp duvarları örerek okul binalarını kendileri yapıyordu. Okulların çevresinde bahçeler yeşeriyordu. Hasanoğlan Köy Enstitüsü yanından geçen nehirden elektrik üretiliyordu. Okul, geceleri ışıkla tüm yamacı aydınlatıyordu.

Geceleri edebiyat dersleri veriliyordu. Ünlü yazarlar Emile Zola, Shakespeare, Balzac gibi Avrupa yazarları okunup eserleri üzerine tartışma yapılıyordu. Okulların Müdürü Tonguç baba, ‘okullarda öğrenciler gazete okusun, müzik dinlesin ve kendi aralarında güncel konuları tartışma yoluyla değerlendirsinler´ diyordu.

Ayrıca antik dönemlerin tanınmış yazarlarından Sokrates ve Aristo´nun eserleri ders olarak okutuluyordu. Bu arada binalar yapılırken Roma mimarisi örnek alınarak açık amfi tiyatrolar yapılıyordu.

En önemlisi Milli Eğitim Bakanlığı, tercüme büroları kurarak dünya klasikleri arasında yer alan romanları dilimize çeviriyordu. Tanınmış eserleri gençlerin okuması sağlanıyordu. Dönemin aydın yazarları Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu, Azra Erhat çevirileri yapıyordu.

1940´larda 2.Dünya Savaşı bütün hızı ile devam ederken, batıda kitaplar yakılırken, Türkiye´de ise bu zor dönemde yeni kitaplar basılıyordu.

Cumhurbaşkanı İnönü Köy Enstitülerini ziyaret edip öğrencilere okudukları kitaplar üzerine sorular soruyordu. Devamı, Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Işık Kansu´dan; KE(Köy Enstitüleri) ile ilgili Milli Şef İnönü´nün Beşikdüzü KE´ye yaptığı bir gezide balıkçı motoru ile türkü söyleyen, denizden ağ çekip balık tutan öğrencilerin arasında olan Tonguç´a şöyle demişti; Ah Tonguç bu gençler gibi iyi yetişmiş gençlerden daha çok olsaydı ülkenin yazısı değişirdi.

İsmet Paşa köylülerin yoksul halini gördükçe üzülüyordu. Bir gün köylülere bakarak; 'Bu yoksulluğu yenmenin birinci yolu eğitim ikincisi ise toprak reformu' dedi.

Toprak reformu yasası meclise getirilir. Bu görüşmeler esnasında İsmet Paşa ‘Toprak reformuna karşı çıkanlar benim partimden olamaz´ der.

Meclise köylüyü topraklandırma yasası oylamaya sunulduğu zaman dönemin Başbakanı Celal Bayar, Adnan Menderes ve Fuat Köprülü yasaya ret oyu kullandı.

Bir gün Mecliste toprak ağası kökenli bir milletvekili KE´ye yönelik konuşur: Bu okullarda okuyan köy çocukları yarın düşünmeye başlarsa bizim gibileri hiç dinlemezler. Söyler misiniz o zaman bizim konumumuz ne olacak?

Milli Şef İnönü kuşatılmıştı. KE ziyaretinde Hasan Ali Yücel´e; 'Elinizi çabuk tutun, bütçede eğitime daha çok pay ayıracağım. KE´lerin sayısını çoğaltın.'

İsmet Paşa, savaş sonrası toprak ağalarının KE kapanması için baskı kuracaklarının farkındaydı.

2.Dünya Savaşı sürecinde Türkiye´nin savaşın dışında kalması batı tarafından affedilmeyeceğinin farkındaydı.

ABD´nin başlattığı soğuk savaş döneminde DP´nin iktidar olması tesadüf değildi. KE, 1950 yılında DP iktidar oluncaya kadar devam etti. DP iktidarı sonrası Köy Enstitülerinin ismi değiştirildi. 1954 yılında ise kapatıldı.

İşin ilginç yanı tüm bu uygulama Atatürk´ün son Başbakanı Celal Bayar tarafından desteklendi. KE kimler tarafından tasfiye edildi, yapanlar ortada. Üstelik kapatanlar uzun yıllar halk tarafından iktidara taşındı. Mavi ve Kara kitabında KE´de öğretmenlik yapan Sabahattin Eyüpoğlu şöyle der: “Başkan Kennedy´yi öldüren zihniyet ile Köy Enstitülerini kapatan zihniyet aynıdır.