Halit KATKAT


Memur sen´in yaptığı sefalet sözleşmesi

Geçtiğimiz hafta memur sendikaları ile hükümet arasında yapılan TİS görüşmeleri sona erdi.


Geçtiğimiz hafta memur sendikaları ile hükümet arasında yapılan TİS görüşmeleri sona erdi. Ancak bu konudaki tartışmalar sona ermedi. Nasıl tartışılmasın ki? Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı, Türk-İş´in araştırmasına göre 1504,74 lira. Asgari ücret ise1404 lira. Burada giyim, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamalar yok. Yine Türk-İş´in araştırmasına göre bu harcamalar hesaba katıldığında bu tutar 4901,42 lira oluyor. Buna da yoksulluk sınırı deniyor.

Memur Sen´in imzaladığı toplu sözleşmeye göre en düşük emekli memur maaşı Ocak 2018´de 1945 lira olacak. Yani karı-koca iki emekli memurun toplam maaşları yoksulluk sınırına yetişemiyor.
Toplu sözleşmelerde hep yapıldığı gibi yüzdeli artışlar göz önüne alınıp tartışılıyor. Bu ise esasın kitlelerin gözünden kaçırılmasına neden oluyor. Halbuki sendikaların esas hesaba katması gereken ve pazarlık konusu yapması gereken şey, üyelerinin geçim düzeyi ve iş güvencesi olmalıdır.
Bu açıdan Memur Sen´in yaptığına baktığımızda bir sendikanın yapması gerekeni değil, işveren durumundaki iktidarın isteğini yerine getirmiştir. Aldığı zamlara baktığımızda 2018 için yüzde 4+3,5, 2019 zammının ise yüzde 4+5 olduğunu görüyoruz. Halbuki bir önceki toplu sözleşmede kamu emekçisi ve emeklilerine 2016 için yüzde 6+5, 2017 için de yüzde 3+4 zam verilmişti. Yani alınan zam bir önceki TİS´nin de gerisine düşmüştür.
Bir memur sendikasının toplu sözleşme masasına getirmesi gereken diğer bir konu kadro bekleyen 4-B ve 4-C´li personele kadro verilmesi ve işten uzaklaştırılan kamu personelinin durumu olmalıydı. Ama Memur-Sen bunu da TİS masasına getirmemiştir.
Herşeyden önce TİS, diğer sendikaların da yaptığı gibi ne çalışan kamu emekçilerine ne emeklilere ve ne de kendi üyelerine sormadan hazırladığı TİS´i yine onlara danışmadan ve onların onayını almadan imzalamıştır.
Bunun yerine kamu emekçi ve emeklilerinin bütünü açısından sanki en yakıcı sorunmuş gibi “hac izni” ve kamu yemekhanelerinde “helal gıda sertifikalı” ürünlerin kullanılması sözleşmede yer almıştır. Ama hali hazırda yürürlükte olan Cuma genelgesinin (Cuma günü öğle arası izinlerini Cuma namazı vaktini de içine alacak şekilde düzenliyor) yürürlükte kalacak olmasını 4. dönemin “kazanım” hanesine yazmak Memur-Sen için bile ibret verici!