Leman GÖÇMEN


Merhaba

Leman Göçmen


Sevgili okurlarım,
Yaklaşık 25 yıla yakın bir zaman dilimi içinde sizlere her konuda yazılar yazdım. Sizler de lütfedip okudunuz. Çok da beğenilerinizi sundunuz, sağ olunuz.

İki ay önce 88 yaşıma girdim. Ülkemiz aylardır bir hastalığın pençesinde boğuşuyor. Allah tez elden kurtarsın.

Yaklaşık 6-7 aydır bazı rahatsızlıklarımdan dolayı yazamadım. Ama, sizlerle sohbeti çok özlemişim.

Kâlû belâdan beri salgın hastalıklar dünyayı kasıp kavurmuştur. Ben de herkes gibi önce sıtma, dizanteri, tifo, verem gibi hastalıkları yenebilmiş biriyim.

Ancak yaşlılıktaki hastalıklar gençlikteki gibi çabuk atlatılamıyor. Sağolsun önce acildeki doktor ve çalışanlara ve sayın doktorum Ercan Türk´e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum ve hastayım demeden kalemi elime almaya karar verdim.

Benim gazeteyle serüvenim 40´lı yıllarda Bedii Faik´in Dünya Gazetesi´nde yazan Hikmet Münir Ebcioğlu´na Türk müziği hakkında yazdığı bir yazıya kafa tutmakla başlamıştı. O duayen benim için, “İskenderun´dan bir mektup aldım. Aynen yayınlıyorum” demişti.

O, bütün dergi ve gazetelere yazdığım yazılardan biriydi. Ben henüz 15-16 yaşındaydım. Gazete o dönemde elimize ikinci günü gelirdi. Uzun yıllar o gazete kupürünü sakladım. Ama yazımı beğenmişti. O günlerde ‘bir gün ben de acaba bir gazeteci olabilir miyim´ diye umutlanmıştım. Ta ki Ayhan Bilge kaymakamımızla tanışınca festivallerimizin birinde bana görev vermesiyle o umut ateşlendi. Babaannemin köyüne, Çukurova Üniversitesi ile gitmiştik. Akrabalarımız ekibimizi çok iyi karşıladı. ‘Benim Köyüm Akarca´ adlı bir de yazı yazdım. O dönem Körfez Gazetesi´nin sahibi Mualla Perker´di. Bana bira not yazıp; “Leman hanım, yazınız çok beğenildi. Lütfen devam eder misiniz?” demişti. Gönlümdeki maya tutmuştu.

O günlerden bu güne hayatta olmayanlara rahmet, yaşayanlara minnetlerimi sunuyorum.

Unutamadığım bir olay da babamızın eline Dünya Gazetesini alıp eve geldiğindeki gözlerinde gördüğüm mutluluktu.

Sağolsun Ses gazetemizin sahibi 2-3 yıl evvel gazeteciliğimi tescilledi. Figen Arlı hanımefendiye teşekkür ederim.

Bugünkü yazımda pandeminin dar gelirli vatandaşlarımızı çok etkilediğini de belirtmek istiyorum. Bunu etrafımızda çok görüyoruz. Evde çocuklarını çalıştıran annelerin durumu çok hazin. Okulların bir an evvel normale dönmesini diliyorum.

Bir konu da yurdumuzda başını alıp giden pahalılık… eskiden beri etiket mecburiyeti vardır. Şimdi kim ne isterse o fiyata satıyor.

Ben esnaflıktan gelen biriyim. Her kesime bir karış toprağını ekip biçsin diyorum. Zira gelişebilmek için mutlaka toprağımıza sahip çıkmalıyız. Herkes saksılarına bile maydanoz, tere, soğanını ekmekle başlasın. Ben yıllardır bu yaşımda bu uygulamayı yapıyorum.

Mutlu bir Türkiye görmeden ölmek istemiyorum. Hepinize mutluluklar, bol rızklar dilerim.

Hoşçakalın