Halit KATKAT


Metal sözleşmesi satış mı başarı mı?

Halit KATKAT


130 Bin işçiyi ilgilendiren MESS grup sözleşmesi, 12 Ocak sabaha karşı sonuçlandı. Türk Metal´in hazırladığı taslakta, ücretlere ilk 6 ay için yüzde 29,57 oranında zam istenmişti. Sabaha karşı imzalanan sözleşmede alınan zam oranı ise ilk 6 ay için yüzde 27,44 oldu. İkinci 6 ay ise enflasyon yüzde 30´un üzerinde gerçekleşirse enflasyon oranında zam alınacak, altında gerçekleşirse yüzde 30 zam alınacak.

Gece yarısı, sabaha karşı vb. alınan kararlar bende hep şüphe uyandırmıştır. Bu kararlar ister toplu sözleşme olsun isterse TBMM kararları olsun gece yarısı alınan kararlar ben de hep halktan bir şeylerin gizlendiği bir şeylerin kaçırıldığı izlenimi yaratır. Toplu sözleşme taslakları hem işçilerle görüşülerek yapılmıyor hem toplu sözleşme görüşmeleri işçilerin görebileceği şekilde yayınlanmıyor, hem de uzlaşılan taslak işçilere sorulmadan imzalanıyor. Burada şunu belirtmek lazım ki bu, demokratik olmayan bürokratik bir tavırdır. Sendikaların başında bulunan yöneticilerin işçileri hiçe sayan bürokratik bir tavırdır. Enflasyon ENAG verilerine göre yıllık bazda yüzde 80´nin üzerinde, gerçek enflasyon %100 asgari ücrete %50 zam yapıldı Devletin resmi enflasyonu %36 sözleşmede alınan %27,44. MESS sözleşmesinin yürürlüğe girdiği eylül ayından itibaren 4 aylık enflasyon yüzde 39´un üzerinde, asgari ücrete yapılan zam yüzde 50 bu durumda imzalanan sözleşmeye işçiler satış sözleşmesi derken Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak “başarı” diyor. Sözleşme görüşmelerine saat 22.00´den itibaren Birleşik Metal-İş Sendikası ve Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanları ve yöneticilerinin de katıldığını söyleyen Kavlak, 'Onlar da bizimle birlikte bu anlaşmaya imza koymuşlardır, katkı sağlamıştır. Gösterdikleri iş birliğinden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum' diyor. Yani DİSK´e bağlı Birleşik Metal İş ve Hak-İş´e bağlı Özçelik-İş Sendikaları da bu sözleşmeye imza atmışlar.

Başından beri enflasyon üzerinden yapılan yüzdeli zam pazarlıklarının işçileri kandırmak için olduğunu düşünmüşümdür. Birçok kez bu konuda da yazdım. İşçilerin fabrikalarda ürettikleri somut elle tutulur maddi değeri belli olan ürünlerdir. O zaman toplu sözleşme pazarlığına işçilerin ürettikleri değerler üzerinden oturulması ve pazarlığın buna göre yapılması işçiler açısından daha doğru bir tutum olacaktır. Bunun açılımı otomobil üretiyorlarsa ürettikleri otomobilin satış fiyatı baz alınabilir, çelik üretiyorlarsa çeliğin artış oranı baz alınabilir. Ya da daha geneli fabrikaların yıllık kar oranları göz önüne alınarak işverene yılda şu kadar kar etmişsiniz bunun içinde bizim payımız şu kadar denmesi gerekir. Toplu sözleşme kapsamına giren MESS´e bağlı şirketlerin 2021 yılı (Temmuz, Ağustos, Eylül ayları) net karları:

Ford Otosan: 1,89 milyar TL
Türk Traktör: 830 milyon TL
Arçelik: 651 milyon 376 bin TL
Borusan: 64 milyon TL
Sarkuysan: 61 milyon 162 bin TL
Prysmian: 20,8 milyon TL
Enflasyon oranları tartışmalıdır. Devletin kurumu olan TUİK enflasyon hesabı işçilerin günlük satın aldıkları ihtiyaç maddelerinin yıllık artışı üzerinden yapılmıyor. Baz alınan fiyatlar nereden alınmış o da tartışmalı. Bunlar doğru olsa bile bu artışlar bir önceki yılın değerlerine göredir. Enflasyon farkı verilse de bu hesap ta resmi enflasyon üzerinden yapılacağından ücretler gerçek enflasyona göre kısa zamanda eriyecektir.