Nurullah ER


Mevsim baharsa

NURULLAH ER


Mevsim baharsa, kış ayları geride kalıp çalmışsa kapını, bir başka olur dünya.

İçimize yeni bir pencere açılır, yeni bir kişilikle bakılır çevreye.
Yeşillik mavilik belirginliği, renklerin iç içe geçişiyle bir halı deseni gibi durur doğa karşımızda.
Ne varsa umut vericidir, mutluluk kaynağıdır dört bir yanımız.
Elini nereye uzatsan bir şeyi koklayasın, koynuna koyasın, kalbine gömesin gelir.
Her bahar yeni bir insan olunur, yeni bir sevi bekler bir köşede. Çocukluğun oyuncakları, gençliğin sevdaları, orta yaşlılığın bilgeliği, yaşlılığın yalnızlığının kayboluşu çoğalır avuçlarımızda.
Bahar tüm canlılar için yeni bir hayattır.
İnsanoğlunun değişimi için en büyük nimettir.
Nisanın bereketli yağmurları, güneşli günleri güç aşısıdır. Enerji dolu fiziğimizle, duygu yüklü yüreğimizle, mantık dolu beynimizle bütünleşir. Her şey yeniden bunlarla başlar.
Baharın yarattığı rahatlık, verdiği mutluluk kapımızda kalsın istesek de, zıtlıklar dolu dünyanın elimizden çekip alacağı korkusu, bir kurt gibi yer içimizi.
Bir gün çekip gidecek telaşı kaplar, korkusu basar...
Mayıs ayı olgunluğudur baharın, artık yaza doğru iter.
İnsanoğlu meyve yüklü dal gibi olur, herkes onu taşlar, ilk taşı da kendisi atar.
Küçük de olsa mutlulukları, baharın gücü kat kat büyütür.
Baharın gitmesinden korkulduğundan türkülere yaslanılır. “Nede olsa kışın sonu bahardır.” Dizeleriyle Daimi´nin hakkı verilir.
Edebiyatçımız Nurullah Ataç; “Git bahar korkuyorum senden demiş.” Yaşamı o kadar seven insanın bahara git diyebilmesi için, gerçekten bu korkuyu duyması gerekir.
Bahardan niye korkarız?
Yaşamı çok ve çok güzelleştirdiği için...
Baharın bizde uyandırdığı eşsiz güzellikleri insanoğlu çirkinleştirmese, kirletmese ne olur?
Mayıs kokusuna, 'ANGUS KOKUSU´NUN” karışması gibi...