Halit KATKAT


‘OHAL Faturası´nı kim ödeyecek

Üstat Aziz Nesin anılarında 80 yıllık ömrünün çoğunu sıkıyönetim dönemlerinde geçirdiğini yazardı.


Şimdi sıkıyönetimin adı değişerek OHAL oldu. Aziz Nesin´in kastettiği, ülkemizde demokrasi dönemlerinden çok, sıkıyönetim ve olağanüstü hal dönemlerinin sürdürüldüğü idi. Bilindiği gibi her darbe döneminden sonra ya sıkıyönetim ya da olağan üstü hal uygulamasına geçilirdi. Ama bu uygulamayı askeri yönetim yapardı. Bu defa OHAL uygulamasını yapan, darbelere karşı olduğunu iddia eden sivil AKP iktidarı oldu.

CHP İşveren Sendikaları ve Odalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 20 Temmuz´da “kısa süreliğine” ilan edildiği söylenilen OHAL´in sonuçlarını rakamlarla ortaya koyan “OHAL Faturası” başlıklı bir rapor hazırladı.
Hükümet yetkililerinin sık sık dile getirdiği “vatandaşa OHAL yok, OHAL´de kimseye zarar gelmedi” iddiaları var. Gerçekten de öyle mi? Şimdi bu rapora bakalım.
- Anayasal denetime tabi olmayan 31 KHK yayımlandı. Ülke adeta KHK´lerle yönetildi. Hukukun üstünlüğü endeksinde 2015´te 80. sırada olan Türkiye, 113 ülke arasında 103.´lüğe geriledi.
OHAL süresinde; Dolar 3.03 TL´den 4.60 TL´ye, Avro 3.33 TL´den 5.38 TL´ye yükselerek TL sırasıyla yüzde 34 ve yüzde 38 değer kaybetti. İthalat mallarının fiyatları döviz artışından etkilenmeyecek mi? Özellikle petrol ve ona dayanan nakliye ücretleri döviz artışından etkilenmeyecek mi? Bu kimden çıkacak?
Türkiye´nin dış borcu 423.1 milyar dolardan 453.2 milyar dolara ulaştı. Cari açık 29.4 milyar dolardan 55.4 milyar dolara çıktı. Peki, bu borcu iktidar kendi cebinden mi ödeyecek? Vergilere zam gelmeyecek mi?
- Tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 7.74 iken, yüzde 11.06 oldu. OHAL, milletin sofrasındaki her 5 ekmekten, iki yumurtadan, 4 zeytinden ve 3 bardak sütten birini yuttu.
- Milli gelir 862.7 milyar dolardan, 851.1 milyar dolara gerileyerek, 1 yılda 11.6 milyar dolar azaldı.
- Kapanan şirket sayısı 2011´den bu yana en büyük yükselişi kaydederek 2016´ya göre yüzde 33 arttı. 2016´da 9 bin 850, 2017´de 14 bin 701 şirket kapandı.
- 22 aylık tahribatta 624 kadın cinayete kurban gitti. 387 çocuk istismara uğradı. 27´si işsiz. Çalışmak zorunda bırakılan 2 milyon çocuğun yüzde 80´i ise sigortasız.
-Cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklu sayısı 188 binden 230 bine çıktı. Hapisteki kişi sayısı yüzde 22.3 arttı. Tutuklu ve yükümlülerin nüfusa oranında Türkiye Rusya´dan sonra ikinci oldu.
135 Gazeteci tutuklandı; 2bin 500 gazeteci işsiz kaldı.
Suçlu ya da suçsuz olduğuna bakılmaksızın 5 bin 822 akademisyen, 33 bin 497 öğretmen görevden alındı. 114 bin 729 kamu görevlisi kamudan ihraç edildi.
154 bin işçinin grev hakkı engellendi. Bu dönemde bin altı işçi yaşamını yitirdi.
Rapordan da açıkça anlaşılacağı üzere bu OHAL döneminde en çok zarar görenler toplumun işçi, emekçi ve yoksul kesimleridir.
Yeni seçimle gelecek olan Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminde bütün irade Cumhurbaşkanının eline geçiyor. OHAL ilanı hükümet tarafından karar altına alıp uygulanırken yeni sistemde bu tek kişinin elinde olacak. Şimdiki sistemde yetersiz de olsa hükümet Meclis tarafından denetlenirken, yeni sistemde Cumhurbaşkanına soru sormak için bile 300 milletvekilinin imzası gerekecek.
Önümüzdeki seçimde seçmenlerin bütün bunları değerlendirerek oy kullanmaları kendi çıkarları gereğidir.