Halit KATKAT


Onaltı yılda ülke nereden nereye

Her ülke yurttaşı kendi ülkesinin gelişmesinden, refahının artmasından memnun olur; mutluluk duyar.


Her ülke yurttaşı kendi ülkesinin gelişmesinden, refahının artmasından memnun olur; mutluluk duyar. Elbette bizler de bu ülkenin yurttaşları olarak ülkenin gelişmesinden, yurttaşların refahının artmasından memnun oluruz, onur duyarız. Tabii ki, eğer ülkede memnun olacak, mutlu olacak bir durum var ise... 

Şimdi bakalım ülkede gerçekten yurttaşların memnun olup gurur duyacağı; hatta gururu da bırakalım, huzurla yaşayacağı bir durum var mı?
Cumartesi günkü Cumhuriyet´te İklim Öngel´in verdiği haberde 'CHP, İşveren Sendikaları ve Meslek Birlikleri Genel Başkan Yardımcılığı tarafından Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak sorumluluğunda “AKP´nin Yıkım Tablosu, 16 Yılın Faturası” başlıklı bir rapor hazırlandı. Raporda 2002 Aralık rakamları ile 2017 Aralık rakamları karşılaştırılarak “AKP Türkiyesi´nin gerçekleri gözler önüne seriliyor' deniyor.
Bu raporda çarpıcı rakamlar var:
Buna göre 16 yılda kişi başına 2 bin 677 TL olan kamu borcu, 10 bin 981 TL´ye ulaştı. Yani beş kat artmış.Tabii bu borcu ülkenin işçileri, memurları yani tüm çalışanları ödüyor.
Türkiye´nin 80 yıllık dış ticaret açığı 247 milyar dolar iken, bu dönemde 960.6 milyar dolara fırladı,
2002´de 1 kilogram ekmeğin fiyatı 1.03 TL iken, 2017´de aynı ekmek 4.19 TL oldu.
Su, elektrik ve doğalgaz yaklaşık 3 kat artarken, 12 kilogramlık tüp 4 kat arttı.
6 yıl önce tüketicinin banka borcu 6.6 milyar TLden 75 kat artarak 499.5 milyar TL´ye, çiftçilerin banka borcu ise 5.1 milyar TL´den, 17 kattan fazla artarak 85.5 milyar TL´ye çıkıyor.
Buna karşılık yoksulluk sınırı 1155 TL iken, 5 bin 238 TL, açlık sınırı 380 TL iken 1608 TL oldu.
5 gençten birinin işsiz olduğu Türkiye´de 5 milyon genç ne eğitim görüyor ne de çalışıyor.
Bakıyoruz halk yoksullaşırken milyonerlerin sayısı artıyor. Son 6 yılda milyonerlerin sayısı 32 binden 127 bine çıkmış.
Ülkenin sosyal yaşamına bakıyoruz:
Hukukun üstünlüğü endeksinde Türkiye 113 ülke arasında 99. sıraya geriledi. Türkiye basın özgürlüğü listesinde “özgür olmayan ülkeler” kategorisine düştü. Sosyal konuların da masaya yatırıldığı raporda boşanmalar yüzde 38, fuhuş yüzde 790, çocukların cinsel istismarı yüzde 434, kadına yönelik şiddet yüzde 1400, adam öldürme yüzde 261, cinsel taciz yüzde 449, tutuklu ve hükümlü sayısı yüzde 285, uyuşturucu bağımlılığı yüzde 678 artmış.
Hukukun üstünlüğü endeksinde Türkiye 113 ülke arasında 99. sıraya gerilemiş. Türkiye basın özgürlüğü listesinde “özgür olmayan ülkeler” kategorisine düşmüş.
Sosyal konuların da masaya yatırıldığı raporda boşanmalar yüzde 38, fuhuş yüzde 790, çocukların cinsel istismarı yüzde 434, kadına yönelik şiddet yüzde 1400, adam öldürme yüzde 261, cinsel taciz yüzde 449, tutuklu ve hükümlü sayısı yüzde 285, uyuşturucu bağımlılığı yüzde 678 artmış.
Bir de iş kazaları var: 15 yılda iş kazalarında 20.500 işçi yaşamını yitirmiş.
Elbette ülkenin durumunu rapor yazıp yurttaşların önüne koymak güzel de peki bu durumdan çıkmak için ne yapmak gerekiyor?
Bu durumdan iktidarın sorumlu olduğu kesin. Ama muhalefetin de ne yapıp da bu tablodan yurttaşları kurtaracağını, tüm yurttaşları birleştirici nasıl bir program etrafında toparlayacağını anlatma, açıklama sorumluluğu yok mu?