Sadullah ÇAĞLAR


POLİTİKA VE UZLAŞMA SANATI

Sadullah ÇAĞLAR


Türkiye´nin siyasal yaşamında 2.Meşrutiyet´ten beri ilk defa 6 siyasi parti bir araya gelerek ortak bir program üzerinde anlaştılar. Ülke genelinde yıllardır yaşanan uzlaşma eksikliğini giderecek ilk adım atılmış oldu.

Demokratik sistemde uzlaşma temel sorundur.

Hukuk devletinde hoşgörü ve sorgulama, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine göre ön koşuldur. Farklıların bir arada yaşamasının en önemli yanı demokrasi kültürüdür.

Gelişmiş demokratik ülkelere baktığımızda bunun canlı örnekleri Avrupa´da karşımıza çıkmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda İtalya´da zeytin dalı simgesi altında 24 siyasi parti bir araya gelerek koalisyon hükümeti kurdular. Sonuçta koalisyon hükümeti hala devam ediyor.

Geçmiş yıllarda 12 Eylül öncesi 2 parti, CHP ve AP cumhurbaşkanı seçimi için bir aday üzerinde ittifak kararı alabilselerdi demokrasimiz yara almazdı. Mecliste, cumhurbaşkanlığı seçimi için sonuç alamamaları başta dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit´in uzlaşmaz hatalarından kaynaklandı. Peki sonuç ne oldu? Acılı dönemi toplum olarak hep beraber yaşamak zorunda kaldık.

Türkiye´de son yerel seçimlerde kısmen de olsa muhalif partiler ilk defa güç birliği yaparak başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere pek çok yerde seçimleri kazandı. Sonuçta programları farklı 6 parti geleceğe yönelik yeni anayasanın altyapısını hazırladı.

6 siyasi partinin hazırladığı güçlendirilmiş parlamenter sistem bildirisine baktığımızda ilk akla gelen demokrasinin güçlendirilmesinin hedef alındığı oluyor. Genel olarak bildiride yargı bağımsızlığı ve anayasanın önemi öne çıkıyor. Özellikle özgürlüklerin öne çıkması en önemli vurgu.

Şimdi programa yapılan eleştirilere bakalım; genelde tenkitler laikliğe yeteri kadar önem verilmediği yönünde. 6 partinin bildirisi ortak ittifak birleşimidir. Tek parti çalışması değildir, bunu başta iyi anlamak gerekiyor. Bu ortak hedef geleceğe yönelik koalisyon hazırlıklarının başlangıcıdır.

İçinde sağ partilerin de yer aldığı birliğin, özgürlükleri örnek alan birlikteliğe evet demeleri bize göre önemli bir adımdır.

Sağ partiden gelen Meral Akşener´in 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü savunan bir konuşma yapması çok ilgi çekicidir ve güzel bir örnektir. Geçmiş DP´den gelen ve kendini yenilemiş genç Genel Başkanı Gültekin Uysal´ın tarihten günümüze gelen demokrasi yorumlarının güzelliği beni çok şaşırttı, yaptığı değerlendirmeler bilgi doluydu.

SP Başkanı Temel Karamollaoğlu çok ciddi ve kişilikli bir duruş sergiledi. Tavrını Millet İttifakından yana koyarak işbirliğine destek oldu.

Gelecek Partisi Başkanı Ahmet Davutoğlu ya da Deva Partisi Başkanı Ali Babacan´a baktığımızda; Davutoğlu eski Başbakan, Babacan ise Hazine ve Maliye bakanlığı yapmış ve devletin üst kademelerinde bulunmuş önemli kişiler. Bu karizma kişilerin muhalefetle güç birliğine katılmaları son derece önemlidir. Bu güç birliğini ilk ortaya koyan şair ve yazar Ataol Behramoğlu´dur. Ataol Behramoğlu, en çok Meral Akşener´in birlik çalışmalarına katkı sunacağını düşünüyor.

Genelde ittifakta oy oranı çok önemli değil. Önemli olan sistem üzerinde uzlaşmaktır.

Bu gelişme bana tarihte yaşanmış, Atatürk´ün gösterdiği bir fedakarlık ve uzlaşma örneğini hatırlattı. Milli mücadele günlerinde Harbiye Nazırı Fevzi Çakmak, Erzurum Kongresi öncesi Padişah tarafından Mustafa Kemal´i tutuklayarak İstanbul´a getirmesi için görevlendirilir.

Derhal yola çıkan Fevzi Çakmak İnebolu´ya gelerek burada bölge komutanı Kazım Karabekir Paşa ile görüşür, Mustafa Kemal´in tutuklanarak İstanbul´a gönderilmesini istese de Kazım Karabekir bunu reddeder ve; “Biz Mustafa Kemal´in liderliğinde Kurtuluş savaşını başlattık” diyerek Harbiye Nazırı Fevzi Paşa´nın talebini kabul etmez.

Zaman içinde Kurtuluş Savaşı günleri Fevzi Paşa Ankara´ya geçerek Milli Mücadeleye katılmak ister. Mustafa Kemal´e yakın arkadaşları bu konuyu sorduklarında, Atatürk; Fevzi Paşa beni tutuklayarak saraya teslim edecekti. Peki geçmişi unutalım Padişaha bağlı Harbiye Nazırının milli mücadeleye katılması çok önemli, Fevzi Paşa´yı Ankara Garında karşılayalım” der.

Bu uzlaşma kültürüne güzel bir örnektir.

Günümüze gelecek olursak,1961 Anayasası yüzyılın en ilerici anayasasıydı. Ne demişti 12 Mart´ın Başbakanı Nihat Erim; geçmişte destek verdiği 1961 anayasası için; “Bu anayasa bizim için lükstür.”

Destek olduğu anayasayı lüks ilan etmişti. Günümüzde muhafazakar kanattan gelen partiler 1961 anayasasını daha ileri hedeflere götürme çalışmasında yer almışlarsa burada CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu´nun büyük özveri ile gerçekleştirdiği başarısı vardır.

Yüz yılın en politik ortak çalışmasını ülkenin gündemine getirmesi önemli bir liderliktir. 2019 belediye seçimlerinde Ankara ve İstanbul için aday belirlenmesinde şaşırtıcı olan, CHP´de geçmişten gelen siyasi karizmalar varken İstanbul´un küçük bir ilçesi olan Beylikdüzü Belediye Başkanı İmamoğlu´nu İBB adayı yapmasında ısrarcı olması inanılmaz bir başarıdır.

Peki sağ partiden gelen Mansur Yavaş için Israrcı olmasına ne denir? Elbette saygı duyulması gereken bir diğer başarı örneğidir.

Batı dünyası yıllarca koalisyon ile iktidar yönetti. Bazı çokbilmişler ve gazetelerin köşe yazarları 6 partinin ortak bildirisine ‘şu eksiktir, bu ilke yoktur´ gibi gerekçelerle karşı çıkmaktadır. Oysa ülke sıkıntı içindedir. Bunu çözecek partilere yardımcı olmalıyız.

Politika bilim ve uzlaşma ile olur.