Bugünkü yazımda, bizleri yönetenlere ve onların yancılarına, meccanen sunduğum, danışmanlık hizmetimdir. Daha önceki yazımdan çok fayda gören tanıdığım bir mimar var. İsmini buradan derc etsem mahkemelerde süründürür beni. Korkumdan onun ismini vermeyeyim de, başlığını yazmamın bir cezası yok. Meraklısı da zor bulur. 2012 yılında “İŞ! ADAMLARI” MIZ İÇİN, BİLÂ-BEDEL DANIŞMANLIK HİZMETİMDİR diye yazmıştım. Sonrasında gazetemizin İnternet sistemi, her nasıl olduysa, kendiliğinden çöktüğünden(!), google´den kayboldu.
Halkın yararına olacağına inandığınız bir hizmetin sunumunu, faydalarını, gerekliliklerini anlatacağınız yere, gazeteci tayfasını, çevrecileri, konuyu derinliğine bilen meslek örgütünü ve iktidara payanda olmayan, olmayacak kişileri çağırmayacaksınız. Çağırırsanız baştan maraza çıkmasını göze alıyorsunuz demektir.
HADO meselesinde olanlar herkesin malûmu. HBB Başkanımız Lütfü hoca yancılarından birkaç tanesini şehrimize gönderdi ki, deniz otobüsünün seçmenlere faydasını anlatsınlar diye. Fakir fukara, garip guraba arasında, zenginlerin şehir kulübü diye nam salan İTSO´da anlatmaya çalıştılar. Ama sunumcu iyi sunamadı herhalde ki, o zamanki DTO (açılımı Deniz Ticaret Odası olur) başkanı kalktı, hazurun önünde, yekten “Sen özel hayatında hiç işletmecilik yaptın mı?” demedi mi? Dedi.
Demesine dedi de, İskenderunlulara bir faydası olmadı. 23 Nisan´da seferlerine başlayacak olan, 40 knot hız yapacak gemiye binmek nasip olmadı. Bu günden sonra bineceğimiz de şüpheli. Ne demiş eskiler? “Geçme namert köprüsünden, ko aparsın su seni, yatma tilki gölgesinde ko yesin aslan seni”
İktidarın arpalığı durumunda olan TCDD karar vermiş. İlk denemesinde 41 kişiyi öldürdükleri hızlı trenden İskenderun´a da getireceklermiş. Bunun için 6. Bölge Müdürü şehrimize gelmiş. İTSO´da, meclis üyelerine sunum verip, faydalarını anlatmış. “Daha önce 41 vatandaşı öldürdük, ondan bir ders çıkartmadık. Hali hazırda çalışan trenlerimize de binen yokmuş, hızlısına kim binecek te, nereye gidecek, zenginlerin altında araba var, garip guraba da dolmuşa biniyor, iktidara oy veriyor” diyecek değildi.
Toplantıya katılan İTSO´nun meclis üyelerinden birini aklına gelip te sormamış. Buna gerek var mı? O istikamete çalışan gereğinden fazla otobüs ve midibüsümüz var zaten deme cesaretini gösterememiş. Sunucunun anlattığı kısımdan sadece “İskenderun Hızlı Tren Garı binasının yoğun yolcu potansiyeline hizmet edebilecek şekilde İskenderun´da yapılması sağlanacak. Gar binası projesi için teklifler alınmakta ve yap işlet modeli için çalışmalar yapılmakta” kısmını dinlemişler.
Toplantıya ben gitseydim, söz istemeden ayağa kalkar, “Hızlı trene ne gerek var gardaşım, AKP´den CHP´ye geçen, Hatay milletvekili sıralamasını tepe takla edip, partilileri bir birlerine düşüren Doç.Dr Lütfü Savaş hocamız: “İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) işbirliğinde 'İskenderun´da raylı sistem yapacak. Antakya içinde ve üniversiteye gidiş- gelişlerde bir trafik sirkülasyonu var, bu güzergâh için de raylı sistem” düşünüyor. Yapacak, dermiydim? Yok, canım bana ne, yancıları desinler. Ulaşımdan sorumlu, UKOME´nin müdürü desin.