Leman GÖÇMEN


Referandumun ardından

Büyük bir millet olduğumuzu bir kez daha gururla anladım.


Büyük bir millet olduğumuzu bir kez daha gururla anladım. Seçmen her iki tarafa da eşit oy verdi. Millet, yani bizler kargaşa istemiyoruz. Haklarımızı Meclis´e gönderdiğimiz parlamenterler takip etsin.

Hayat şartları çok zor. Adını yeni öğrendiğimiz nice hastalıklar var. Geçim zorlukları var. İşsiz binlerce üniversite mezunu gencimiz iş bekliyor. Ülkeyi yönetenler vatandaşın haleti ruhiyesini anlamalı. Hem muhalefet hem hükümet kanadından halkın kararına saygı duymalarını bekliyoruz.
Bu konulara hiç değinmeme kararı almıştım, ama bastonuma dayanarak oğlumun elini tutup oy vermeye gittim. Ancak, Batı´daki gibi anlayışı ne yazık ki bulamadık. Bu yazıyı 23 Nisan öncesi hazırlıyordum. Hatta evlerimizde 23 Nisan´ın coşkusu olmalıydı diye notumu da düşmüştüm. ‘Aylarca referandumla yattık, referandumla kalktık. Kavgasız, düğüşsüz sona erdirdik, tadını çıkaralım´ demeye kalmadı CHP´de, MHP´de bizlere çok yansımasa da iktidarda da hoşnutsuzluk var. İstifalar peş peşe geldi. Bunlar bizim yaşımızdakilere biraz ağır geliyor.
Her zaman takip ederim; Batı´daki seçimlerden sonra bütün partiler tartışmayı bırakır, birbirine kenetlenir ülke yönetimine katkı vermeye çalışır. Dolayısıyla bizler de ben kendi adıma dışlanan bir ülke değil de, gıptayla bakılan bir ülke olmanın özlemini çekiyorum. İstiyorum ki her sabah bütün halkımızla beraber günümüze tebessümle, şükürle başlayalım. Ne yazık ki olmuyor.
Rahmetli İsmet Paşa´nın çok güzel bir lafı vardı, muhalefet yıllarında; o yıllarda çok ağır, partizanlık baskısı vardı. O bize şöyle bir nasihat vermişti: “Sevgili vatandaşlarım, siz milletvekillerine bakmayın. Siz Anadolu´da birbirinizi yerken, onlar Meclis´ten çıkar çıkmaz bir araya geliyorlar, kadeh tokuşturuyorlar” demişti. Yani ‘siz kendinizi üzmeyin´ demişti. Bana ‘sen uygulayabilir musun?´ diye sorarsanız, hayır diyorum. Kendime ‘nesin eksik´ diye soruyorum, hiçbir şeyim. Sadece yaşlılığımın gerektiği gibi… evimde oturuyorum, kendime nasihat ediyorum; ‘bahar geldi, çiçekler açtı, onlarla mutlu olmanın yollarını ara´diyorum.
Bütün vatandaşlarımıza hassaten, 84 yaş gibi uzun bir yaş çizgimde birbirimize kin duymadan huzurlu olalım, şarkılarımızı beraber söyleyelim, denizin tadını yazın hep beraber çıkaralım.
Bir çift sözüm daha var; günahıyla, sevabıyla 25-30´lardan referandumda 50´lere çıkmış bir orana çok mutlu olduğumu söylemeliyim.
Burnumuzun dibine kadar gelen harp korkusuyla yatıp kalkıyoruz. Bunlara çözüm bulunmasını canı gönülden diliyorum.
Hoşçakalın.