Nurullah ER


REYHANLI

Reyhanlı, ilimiz sınırları içinde güzide bir ilçemizdir.



Reyhanlı, ilimiz sınırları içinde güzide bir ilçemizdir.
Tarihin en eski çağlarından bu yana yerleşim yeri olarak kurulmuş, bir çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Türkmen aşiretlerinin kışlığıydı. Bölgede yaşayan Türkmenler kışı bu yörelerde geçirdikten sonra, baharla birlikte Toroslar, Binboğalar, Uzunyaylalara göç ederler, sonbaharda dönerlerdi.
Türkmen aşiretlerinin yerleşik düzene geçirilmesi için bölgeye gelen Derviş Paşa, aşiret ağalarıyla görüştükten sonra Reyhanlı´yı yerleşime açmış, kasaba haline getirerek yönetimi Ahmet Mürseloğlu´na vermişti.
Bölgenin Fransızlar tarfından işgalinde, Reyhaniye kasabalıktan çıkarılarak Harim taşınmış, işgale karşı mücadele veren Mursallara büyük baskılar, zulümler yapılmış, kadınları bile hapsedilmış, mallarına el konmuştu.
Hatay´ın bağımsız devlet olmasıyla, Tayfur Sökmen Cumhurbaşkan´ı olmuş, anavatana kavuştuktan sonra bölge siyasetinde etkili bir kişi olmuştur.
Reyhanlı Cumhuriyet yönetimiyle birlikte, ekonomik bakımdan en zengin ilçeler arasında yer almıştır. Pamuk üretimine bağlı olarak kurulan çırçır, iplik fabrikaları işsizliği önlemede, katma değer yaratmada büyük kaynak yaratmıştır.
Reyhanlı ekonomik zenginliğin yanı sıra kültürel zenginliğ de olan bir ilçemizdir. Yıllardır, Türk, Kürt, Çerkez, Araplar bölge de barış, huzur ve güven içinde yaşamışlar, birbirlerine karşı hoşgörülü olmuşlardır.
Avrupa´nın, Ortadoğu´ya açılan kapısı Reyhanlı´daki Cilvegözü sınır kapısıdır.
Sınırın öte yakası Suriye topraklarıdır.
Emperyalist güçler, Ortadoğu politikalarıyla yıllardır dostane ilşkiler içinde bulunduğumuz bölgeyi terör örgütlerinin karargåhı durumuna getirerek, bölgedeki huzuru, güveni yok etmiş, barış ortamını bozarak, iç savaşlar yaşatarak, kardeşi kardeşe öldürtmüş, ekonomik yapıyı bozmuştur.
Suriye´de iç savaşların başlamasıyla, Suriye´den kaçanların ilk uğrak yerleri Reyhanlı olmuştur. Şu anda şehirde büyük bir Suriyeli nüfusu yaşamakta, nerdeyse şehrin nüfusuyla aynı olmuştur. 2013 yılında terör örgütlerinin Reyhanlı´da patlattıkları bombayla adeta can pazarı yaşanmış, elli iki vatandaşımız hayatını kaybetmiş, doksanın üzerinde yaralı olmuştur.
O günden bu güne bölge halkının ağzının tadı yok, keyfi kaçık. Yaşananları gördükçe düzeleceğe de benzemiyor. Bundan iki hafta önce Afrin´de yerleşmiş bulunan terör örgütlerine Türk Silahlı Kuvvetleri´nin operasyon başlatmasının ardından, bölge adeta diken üstünde. Gün geçmiyor ki terör örgütlerinin attıkları bombalara maruz kalmasınlar.
Operasyonların başladığı günden bu güne kadar teröristler bölgeye yüze yakın roket fırlattılar. Mermiler genelde Reyahanlı, Kırıkhan, Hassa ve Kilis´e düştü. Mermilerin düştüğü yerde oluşan patlamayla sarsılan, yıkılan, yanan evlerin yanı sıra yaralılar olmakta, ölümler yaşanmaktadır. Bu zamana kadar altı kişinin öldüğü, seksen kişinin de yaralandığı açıklanmıştı.
Mermiler düştüğü yerde adres sormuyor, yaşlı, genç, çocuk, kadın, erkek tanımıyor.
Reyhanlı´da geçen hafta, Fatma Avlar adında on yedisinde bir lise öğrencisi uykusundayken, atılan bombayla ebedi uykusunda kalakaldı.
Fatma kızımız savaş cephesinde savaşan bir asker değildi, bulunduğu mekan savaş mekanı hiç değildi.
Yarı yıl tatilinin dinlencesindeydi.
Kar beyaz çarşafının içinde, atlas yorganın altında mışıl mışıl, gençlik uykusundaydı.
Güzel günler, mutlu yarınlar hayalindeydi.
Bir hafta sonra, okuluna, öğretmenlerine, arkadaşlarına kavuşmanın özlemindeydi.
Duygularının yoğunlaştığı, hayallerinin uçuştuğu günlerdeydi.
Bilemezdi ki vahşi terörün adresindeydi!
Terör ölmekten ve öldürmekten korkmayan bir oluşumdur.
Ülkemiz Irak sınırında böylesi bir yapılanmadan çok çekti. Yetmiyormuş gibi şimdi de Suriye sınırlarında koşlandılar.
Ceblerinde Amerikan dolarları, sırtlarında Amerikan elbiseleri, sözde özgürlük mücadelesi veriyorlar, Kürt devleti, İslam devleti kuruyorlar. Emperyalizmin jandarmalığını yapıp çoluk çocuk demeden, yaşlı genç bilmeden öldürüyorlar.
Hatay, ezan ve çan seslerinin yıllardır birlikte yankılandığı hoşgörü şehrimiz...
Aşure tadımız, mozaik rengimiz...
Kurşun atmadan bize emanet eden M. Kemalimiz...
Hayalleriyle, umutlarıyla gülümserken, sımsıcak yatağında tatlı tatlı rüyalanırken terör kurşununa can veren Fatma kızımız...
Şimdi halkımızın ağzının tadı bozuk, uykuları kaçık.
M. Kemal´in emaneti olan Hatay´ımız bunu hak etmeyik, bölgenin başına bu belayı sebep olanlar getirik, yaşananlar bölgeninin; tarihine de, kültürüne de yakışmayık!