Fevzi MAMİOĞLU


Sabahki tartışma

Fevzi Mamioğlu


Sesler, ta kulübün oraya kadar geliyordu. Sabahın erken saatinde iki kişinin tartıştığını herkes duymuştu. Yürüyüşüüu yarılamış performans aletlerinde çalışacaktım. Ben yaşta iki arkadaşın tartışmalarına şahit oldum. Aynen iki dövüş horozu gibi, birbirlerine sarılmış, bağırışıyorlardı. 

- Vlek sen kim oluyorsun da bana buyur diyorsun? (Duyan da buyur kelimesini küfür sanacak!)
- Ya ğamme,
- Vlek issa matkul ya ğamme? Lğame. Leş ena kbir mınnek şo?(Senden büyük müyüm?) La valla me hik kaste (Bunu kastetmek değildi amacım).
- Ayyen takıllak, fteh ğyunek u dinek (Gözlerinle kulaklarını aç.).
- Vallahil ğazim u billehil kerim. Bidribak fert kef. Bğabbe timmek dem. Yağnek matkul tfaddol. Ena hityor?(Sana bir tokat atarım. Ağzını kanla doldururum. Yani bana buyurun demekle ihtiyar mı demek istiyorsun?) - Ya ğamme tamam.
- Vlek issa bi kıl ya ğam? Hisbin Allah u niğmil vekil. İrmune ta idribo (Bırakın dovecegim.). Ya latiiif ya latif. U let kıl hafif! (bu da benim yorumum)
80´lerini yaşayan Halim beyin sesi ortalığı yatıştırdı. Adamın sakinleştirici davudi sesi asabi beyin susmasına neden oldu. Toplanan kalabalıktan da çekinmişti.
- Fdule leş metithanko? (tartışmanızın nedenini anlatın)
- Ya ğamme Halim, kiffeyt yürüyüşe u çit la alet il barfiks (yürüyüşümü tamamlayıp barfiks aletine geldim).
- U gel ğamca bsagta ltefot la tarafe (bu amca da anında bana doğru yöneldi). Bil hakika şifto tığben.(yorgun gördüm)
- Tfaddol ya ğamme kiltillo. Şu byağrifne ena ekbor minno?(amca buyurun dedim. Benden büyük olduğunu ne bileyim).
- U beğden sar is sor. (sonra da olan oldu). Halim amca buyurun denilen bey´e döndü.
-Hiç güleceğim yokken beni güldürdünüz. Allah da sizi güldürsün. Belli ki bu genç arkadaş, yaşına hürmeten sana öncelik tanımış. Bunda ne var? İncir çekirdeğini doldurmayacak bir nedenden dolayı birbirinize girmeye çekinmediniz mi? Asabi arkadaş belli ki yorgundu.
- Kint bedde sevger u nisyen lpeki bil bet (canım sigara istedi. Paketi evde unutmuşum.). Lhakika ena misvec (Gerçekten suçlu benim).
- Leheyk tğipsayt u issinnert (Adam hem asabileşmiş hem de sinirlenmiş)! Biğtizir minkin u minel hadrin.) Hem sizden hem de etraftakilerden özür diliyorum.
Oh dedim. Çok şükür tartışma kavgaya dönüşmeden bitti. Terimi soğutmadan koşmaya başladım.
NOT; Hani bazılari diyorlar ya, çocuklarınıza Arapçayı öğretin diye. Açıkçası bizim, Mersin, Adana ve Hatay´da konuştuğumuz Arapça hakiki Arapça değildir. Gördünüz işte, ben sözde üniversite bitirmişim. Fakültede Osmanlıca okuduk. Buna rağmen, Arapçayı Araplar gibi konuşamıyorum. Konuşamam da! Çünkü eğitimini almamışım. Bizim konuştuğumuz Arapça, tarzanca dediğimiz, Arapça´ya Türkçe kelimeler katarak oluşturulmuş bir dildir. Mesela, ben Ahmet beyle konuşmak istiyorum. Cümlesini, kendi yöremize göre kullandığımız arapçayla söylememiz gerekirse, 'Ena bedde tlakaş mağ Ahmet' şeklinde söylerim. Gerçekten Arap diliyle söylemem gerekiyorsa; 'Ena uridi tukellem ma Seyyid Ahmed' demem lazım. Keşke hepimiz ikinci, üçüncü ve dördüncü dil olarak Arapçayı, Fransızca´yı, İngilizce´yi dahası, Japonca´yı, Çince´yi ve Rusça´yı da öğrenebilsek!