Sadullah ÇAĞLAR


SANAT DÜNYASINDA TARİH VE ARŞİVLE YAŞAMAK

Sadullah ÇAĞLAR


 

Bilim insanları günümüzü anlamak için ‘bin yıllık tarihi bilmezseniz eksik kalırsınız´ dediklerinde gerçeği anlatıyordu. Napolyon Bonapart Avrupa´nın fatihi olduğu süreçte, Mısır´ı işgal ettiği günlerde kendini İskenderiye Kütüphanesine kapatır. Bonapart yakınlarına, ‘´Mümkün olsa kendimi muhteşem kitaplığa hapseder, tüm ömrümce burada kalmak isterdim.´´

Sonuçta Napolyon bir sömürgeci idi ve İskenderiye kitaplığının önemli eserlerini Paris´e taşıdı. Şimdiki Louvre Müzesindeki tarihi kalıntılar piramitlerden taşındı.

Fatih Sultan Mehmet´in İstanbul´u aldığı günlerde Vezir-i Azam Çandarlı Halil Paşa´ya; ‘´Derhal bir yasa çıkaracaksın Konstantinopolis´in tarihi bir eserine kim zarar verirse kellesi gider, bunu tüm şehre duyur.´´

Genç Cumhuriyet´in eşsiz bir mimariye sahip olan Ayasofya´yı müzeye dönüştürme kararı dünya ülkeleri ile barış içinde yaşama kararıydı.

Rusya´da Ekim yeniliğinin ilk işi Çarlık yönetiminin tüm tarihi mimarisini korumaya aldı. Gelişmeye açık toplumların ülkenin dünü ve bugününü bilmesi gerekir. Tarihi bilmeyen toplumlar Goethe´nin deyimiyle, ‘´Yaşamdan kopar´´.

Hitler doğuda savaşı kaybettiği günlerde Paris´teki generallerine şehri yakın der. Paris´in Nazi Komutanı sanatsever bir kişiliğe sahiptir; emre itaat etmez ve şehri yakmaz. Fakat Hitler tüm tarihi yerleri yıkıma hazırlayın diye ısrar eder.

Bunun üzerine Alman komutan Paris müzelerinde bulunan kıymetli eserleri yıkımdan kurtarmak için Berlin´e kaçırma kararı alır. Bunu hayatını tehlikeye atarak yapar.

Bu arada Paris´in kıymetli sanat eserlerini kurtarmak için Parisli aydınlar harekete geçip tarihsel yerleri korumaya alırlar. Özellikle sanat değeri yüksek resim tabloları takibe alınır.

Sonuçta Alman komutan tabloları trene yükleyip Berlin´e doğru yola çıkar. Yolda Fransız aydınları trene müdahale eder. Ve sanatsever Alman komutan her gün Paris´te ziyaret edip saatlerce baktığı tabloların arasında ölür. Sanata olan sevgisini general yaşamı ile öder.

Sanat evrenseldir, peki neden kent kültürü önemlidir? Genel kültür ne ile gelişir? Elbette bilgi ile… Dünü bilmeyen bugünü nasıl anlar? Geçtiğimiz yıllarda Paris sanat evinde opera müzik okuyan evrensel sanatçı Maria Callas´in ilk taş plağı 1.5 milyon dolara satıldı. Avrupa´da 200 yıldır Beethoven müzik dehası en çok dinlenen sanatçıdır.

Genel olarak anlatmak istediğim tarihi değerlerin önemidir. Örneğin eşsiz sesi ile kurtuluş mücadelesini Nazım´ın şiirleri ile destansal olarak okuyan Ruhi Su´yu kaç kişi hatırlıyor? Çanakkale geçilmez direnişini usta sanatçı Ruhi Su kadar güzel okuyan ve gözlerimizi yaşartan hangi sanatçı var söyler misiniz?

Sanat insanları bizim geçmiş değerlerimiz olup, bu aydın kişilerle toplum geçmişte bilgilendi. Klasik Türk Müziğinde yenilik yapan büyük şairimiz Yahya Kemal´in bestelerini halka taşıyan ustad Münir Nurettin Selçuk ilk defa İstanbul Ses tiyatrosunda 1934 yılında verdiği konserde simokin giyerek ve ayakta şarkı söyleyerek toplumda değişim yarattı. Daha önce sanatçılar şarkılarını oturdukları yerden okurdu.

Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın ve Ferhat ile Şirin´i beraber gördüm, şarkılarını seslendiren Münir Nurettin Selçuk, ardında pek çok klasik eser bıraktı.
Ayrıca pek çok sanatçı yetiştirdi. Bestekar Dr.Alaattin Yavaşça, Mustafa Sağyaşar ve Ziya Taşkent gibi. Geçtiğimiz günlerde onun öğrencisi Tepebaşı gazinosu sahnelerinin eğitimli sesi İnci Çayırlı öldü.

Onu geçmiş yıllarda radyodan dinlediğimiz ‘´Akşam yine akşam, Gölgen neyi görsem, Neyi sevsem nereye baksam hep sensin´´ şarkısı çok popülerdi. Bu sevilen sanatçılar yaşamdan göçüp giderken toplum olarak onlara karşı çok duyarsız kaldık. Halbuki bu güzel sanatçılar bizlere sevmeyi ve sevilmeyi öğreterek adeta yüreklerimize sevgiyi işlediler.

Nasıl unutabiliriz, büyük ses Müzeyyen Senar´ın okuduğu ‘´Güzel bir göz attı beni bu derin sevdaya´´ şarkısını. Evet neden acaba arşiv diyoruz?

Bilim insanları ‘söz uçar yazı kalır´ derler. Nerde o güzelim aşk mektupları? Genelde arşivler insan bilincini besler. Peki milyonlarca yabancı turist Mısır piramitlerine neden koşuyor?

Üç medeniyetin başkenti Doğu Roma´nın merkezi İstanbul, Roma şehrinden bile daha çok tarihi değerlere sahip değil mi, bunu araştırmalıyız.