Sadullah ÇAĞLAR


ŞARLO’NUN HAYAL DÜNYASI 

Sadullah ÇAĞLAR


Sinema insanlığın kültürel gelişmesinde önemli rol oynadı. Hatırlarız çocuk yıllarımızda seyrettiğimiz Süveyş Fedaileri filmi Fransız mühendis Fernandal’in Süveyş kanalının Kızıl denizden Akadeniz’e geçişini yani çölden gemilere geçiş için kanal yolu açacak pojeyi ortaya koyduğu zaman Fransız aydınları Süveyş Kanalını açmak isteyen mühendis Fernandal’i ciddiye almazlar ve şöyle derler;’Sen aklını mı kaçırdın mühendis, Nil Nehrinden yol açıp Kızıl Deniz ile Akdeniz’i birleştirecek bir kanal açman için çölden uzun bir kazı yapman lazım, bu mümkün değil’.
    Süveyş Fedaileri filmi bizim için bu kanalın hikayesini anlatması bakımından son derece öğretici oldu. Sinema görüntüyü sokağa taşıdı. Bir film eleştirmeni konuyla alakalı şöyle der;’Bir film izledim dünyam değişti’. Sinema yazarı Andre Bazin iki türlü sinema var der;’Gördüğümüz filmler ve akılda kalan filmler’. 
    Unutulmaz filmler dendiğinde ilk akla gelen Charles Chaplin(Şarlo) dur. Şarlo sıradan insanı beyaz perdeye taşıyarak yoksul kişilerin hayatını gündeme getirdi. Emekten yana olan insanın acılarını mizaha dönüştürüp onları güldüren, masum insanın umutsuz olduğu kimi zaman ona umut taşıyan Şarlo kapital sistemi teşhir eden özel yaşamda kimliğini hiçbir zaman saklamadı. 
    Uzun yıllar ABD’de kalmasına rağmen ABD vatandaşı olmadı. Çocukluk yılları İngiltere’de geçen Şarlo, Lonra’daki yoksulluk günlerini hiç unutmadı. Annesinin kimsesizler evinde kaldığı yılları hep hatırladı. Şöhret olduğu zaman annesini ABD’ye getirdi. Şarlo’nun önemli filmlerinden Şehir Işıkları filminin senaryosu şöyle gelişir; Zengin aristokrat bir kişi denize atlayarak intihar etmek isterken olayı görüp adamı kurtaran Şarlo’ya ‘Sen benim en iyi arkadaşımsın, hayatımı kurtardın’. Şarlo’ya para verip evine davet eder. Dost olurlar fakat uzun sürmez, Şarlo bir gün zengin dostuna ziyarete gittiğinde hizmetkar Şarlo’yu eve almaz. Gece sokakta kalan Şarlo, sabahleyin çarşıyı gezerken güzel fakat kör bir çiçekçi kıza rastlar. Cebindeki tüm parayı kıza verir. Şehir ışıkları filmi vefasız dostluğu anlatır. 
    Şarlo aynı zamanda aydın bir kişilğe sahipti. 1933 yılında Hitler iktidar iken Berlin’e gider. İlk işi atom bombasını keşfeden bilimci Albert Einstein’ı evinde ziyaret eder. Görüşmesinde ona; ‘Einstein en kısa zamanda Almanya’yı terk et. Bilim insanları için Almanya tehlikeli bir ülke. ABD’ye gel, ben sana yardımcı olurum. Çünkü ufukta dünya savaşı görünüyor’.
    Einstein Şarlo’ya; ‘Bak Chaplin elimde imkan olsa bütün paraları toplatır yaktırırım. Nazileri kim iktidar yaptı? Başta Alman tekelci iş insanları. Kapital sistem tüm insanlık için tehlike.  Hitler’i yalnız Alman burjuvazisi değil tüm Avrupa burjuvazisi destekledi’.
    Alman sinema yönetmeni 1935 yılında Hollywood’u ziyaret eder, akşam verilen kokteylde Şarlo ile karşılaşan yönetmen; ‘Bay Chaplin ben sizin hayranınızım’  der ve elini sıkmak ister ancak Şarlo ben Nazilerin elini sıkmam diyerek kokteyli terk eder.
    Şarlo  2.Dünya savaşı başlaman önce savaşın çıkacağını haber veren Diktatör filmini yapar. Filmde Hitler karikatürüze edilir. Bu film tüm Avrupa’da yasaklanır. Film ABD’de yasaklanır ancak Başkan Roosevelt’in müdahalesi ile yasak kalkar. Film daha yapılmadan Hollywood’daki aydınlar Şarlo’yu uyarır ve bu film seni tehlikeye sokar diye derler. 
    2.Dünya savaşının sonuna doğru ABD’de New York’ta bir Kral filminde ABD’li savaş karşıtı aydınları yargılayan Mc Carty mahkemesini teşhir eder. Film oldukça etkili bir şekilde Amerikan rüyasını yargılar. Amarikan aleyhtarı olanları yargılayan mahkemeye gitmeyi ret eden Şarlo New York’ta ABD’yi terk ederken vapurda gazetecilere mülakat verir; ‘Hollywood’da gerçek sinema bitmiştir. Amerikan sineması Beyaz Saray’ın beğeneceği filmler yapacak’. 
    Chaplin’in sinema yaşamı bütün dünya sinemasını etkiledi. Örneğin İtalyan sineması yönetmeni Vittorra De Sica Şarlo’nun yaptığı yumurcak filmini örnek alarak bir çocukla babanın sokaktaki yaşamından etkilenerek Oscar ödülü alan Bisiklet Hırsızları filmini yaptı. 
    Hint Sinemasından Raj Kapoor Şarlo’nun şapkasına benzeyen bir şapka takarak fakir bir çocuğu canlandırdığı Avare filminde yoksulluğu anlatır.
    Şarlo politik demiştik, onu Modern zamanlar filminde elinde bayrakla kitlenin önünde yürüyen bir Don Kişot olarak görürüz. Aydınlara göre Şarlo hangisidir komedyen mi filozof mu? 
    Şarlo’nun kızı Gereldina babasını anlatırken;’ Herkesi çok güldürdü ve düşündürdü. Filmlerinde az konuştu. Kimi zaman aristokrat bir barondu yaşamı boyunca babam ABD’de çok zengin olmasına rağmen İngiltere’yi unutmadı. Çok sık Lonra’ya giderdi o doğduğu kente aşıktı. Londra’da en çok kütüphaneye giderdi. 2. Dünya savaşında bombalanan kütüphanenin yapımı için para yardımında bulundu.
    Babam bir gün sinema dönüşü bana ‘Kızım hangi filme gittin’ dediğinde ‘Quo vadis’ dedim ‘Kızım yazık harcadığın zamana, o film hiristiyanlık tanıtımı yapan dini bir film. Sen Edon sinemasında Frank Capra’nın filmleri oynuyor, ona gitmelisin’. 
    Babamı en çok üzen yazar John Steinbeck’in dönekliği oldu zira onun Gazap Üzümleri romanını çok beğenirdi. Yönetmen John Ford bu kitabın filmini yaptı. 
 Fakat Vietnam savaşında tüm aydınların ABD’yi eleştirdiği günlerde John Steinbeck Vietnam işgalini savunur ve Steinbeck’e Nobel ödülü verilir. Babam buna üzüldü evdeki Gazap Üzümleri romanını raftan indirdi. 
    Babam son yıllarında Hong Kong’lu kontes filmini yaptı. Filmde Marlon Brando ve Sophia Loren rol aldı. Fakat konu çok yetersizdi ve film beğenilmedi. 
    Bunun üzerine Şarlo ‘Keşke bu filmi yapmasaydım, eski filmlerim bana yeterdi’ dedi. 
     Evet gerçektende Şarlo’nun sessiz sinema döneminde yaptığı filmleri bügün bile severek izliyoruz. Bizleri güldürürken aynı zamanda düşünmeye de sevk ediyor.