Seçmen tokatını yeyince

Uçuk kaçık fikirle, ipe sapa gelmez değerlendirme ve tespitte bulunanlar için bazen sorarım; 'Allah akıl dağıtırken sen neredeydin?' derim. Böyle dediğim bütün arkadaşlarımdan özür dilerim. Belediye seçimlerinde tokatı yeyince aklım başıma geldi.
Seçim öncesi kendimce değerlendirmelerim vardı: AKP´nin Belediye başkanı adayı Fatih Tosyalı´ya, işçileri bile oy vermezdi. Ya sev ya terk et afişleri astıran Mete Aslan´ın alacağı oyda, üç aşağı beş yukarı belliydi. Geriye kalan tek seçenek CHP adayı Yılmaz Şahutoğlu´nun belediye seçimini almasıydı.
HBB adayı Lütfü hocanın kazanma ihtimali bana göre hiç yoktu. HADO projesiyle seçilme şansı olmadığı gibi, solcu CHP seçmenleri zaten oy vermezlerdi. Bu değerlendirmemde de yanılmıştım.
Bu kadar afaki değerlendirmeden, yediğim tokattan sonra ders çıkarıp akıllandım mı derseniz, “cık.”
Aklımı başıma toplayıp ders çıkarmak kim, ben kim?! Seçimden sonraki halimi varın siz hayal edin.
İptal edilen oylar tekrardan sayılsın diye itiraz hakkım yok. 'Desteklediğim adaylara neden az oy çıktı, bütün sandıkları tekrar sayın' diye dilekçe versem, kimse ciddiye almaz.
Kayyımdan kurtulmak için HDP gibi yasal bir partiye oy veren Kürt seçmenlere, kazandığı mazbatayı vermemek için kırk dereden su getiren iktidar; benim dilekçeyi işleme bile koymazdı. Ama kendileri utanıp sıkılmadan seçimi, bileğinin hakkıyla söke söke kazanan Ahmet Türk için dilekçe verip işleme koydurtuyorlardı. Neymiş? Ahmet Türk rahatsızmış, Belediye başkanlığı yapamazmış. YSK başkanı ben olsaydım şöyle bir cevap yazardım. “Ahmet Türk´ü bu kadar düşünüyor ve seviyorsanız, neden yıllarca ceza evlerinde çürüttünüz. Bozduğunuz sağlığı, seçimi kazanınca mı aklınıza geldi? Hadi oradan” der, ilgilisine gönderirdim.
Seçimden ve seçmenlerin tercihlerinden her ne kadar ders çıkarmamış göründüğüme bakmayın; seçimler yenilendiğinde değişik bir taktik uygulayacağım bu defa. Benim kazanmasını isteyip de oy verdiğim aday nasılsa seçimi kazanamıyor. Kazanmasını istemediğim adaylara oy vereceğim. O zaman görecek adaylar. Seçmen nasıl ders verirmiş, nasıl tokat atarmış, cümle âlem görecek.
Şimdi umudum iktidar partisinin başkanında. Solcuların beğenmeyip eleştirdikleri KHK de, ondan bir tane çıkarır da, “İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi bütün büyük şehirler başta olmak üzere, iptal edilip, açıktan oy, gizli sayımla yenilenmelidir” denilmesin de.
İçerideki muhalefetle, dış güçler biraz vıdı vıdı ederler ama olsun. Onunda çaresi var. Kürtlerin “seni başkan yaptırmayacağız” diyen lideri, eften püften bahaneyle 2016 yılından beri kodes te. Yoldaşları ve yakın çevresinden başka kim arayıp soruyor? Diğer liderlerden itiraz edecek olan olursa götürülecekleri yerleri hazır. İçeri atılanlara ABD sahip çıkıp, tehdit etmedikten sonra, Hükümete göre, Avrupa birliği kararları zaten yok hükmünde.