Nurullah ER


ŞEHR-EL EMİN

NURULLAH ER


Şehr-el Emin; şehrin, emin ve güvenilir ellerde olması demektir.
Şehrin emin ve güvenilir kişileri o şehri yöneten idare eden belediye başkanlarıdır. O nedenle eskiden belediye başkanlarına; Şehr-el Emin derlerdi.
Günümüzde şehri seçerek yöneten kişilere belediye başkanı denmekte.
Genelde siyasi partiler adına şehri yönetmeye talip olan kişiler son yıllarda siyasi partilerin genel merkezleri tarafından belirlenmektedir. Siyasi partinin gösterdiği adayın hem kazanması, hem şehrine, hem de partisine hizmet etmesi göz önünde bulundurularak, liderine sadakat göstermesi dikkate alınarak belirlenmektedir.
31 Mart 2019 tarihinde tüm il ve ilçelerimizde bu emin ve güvenilir kişiler halkımızın oyu ile yeniden seçileceklerdir. O şehirde yaşayan halk emin olduğu, güven duyduğu, itibar gösterdiği kişiye oy verecektir.
Belediye başkanları her ne kadar emin ve güvenilir kişiler olarak bilinseler de, son yıllarda siyasi partilerin parti içi demokrasilerinin çalışmaması, liderlik sultalarının oluşması sonucunda yerel yöneticilerin bir çoğu keyfi uygulamaları, liderine sadakat bağlığı göstermeleri sonucunda; şehrin imar planı, alt yapı projelendirmeleri, alt üst geçit yapılmaları, kaldırım yenilenmeleri ve benzeri projelerin ihalelerinde şeffaf olmadıklarından dolayı bir çoğu itibar kaybetti, güvenirliliğini yitirdi, rüşvet ve yolsuzluklarla anılır oldular.
Günümüzde bir çok belediye başkanı hakkında ; yolsuzluktan, usulsüzlükten, görevi kötüye kullanmadan haklarında suç duyurusunda bulunanlar, bu konuda mahkemelik olanlar vardır. Basından edindiğimiz bilgilere göre en büyük şehrimiz olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının Sayıştay Raporlarına göre 753 milyon usulsüzlüğü olduğu tespit edilmiş.
Ayrıca belediye başkanlarının bir çoğunun şehrine hizmetten öte; eş dost, hısım akraba kayırma, kendi partilisine iş istihdamı sağlama, ihale verme kurumu gibi çalıştığı görülmüştür. Bu tutum davranışta olan belediye başkanları emin el olarak bulundukları makamı itibarsızlaştırarak halkın gözünde güven kaybederek emin kişi olma özelliğini kaybederek kendi şehirlisini, yaşadığı şehre küstürmüştür.
İnsanlar şehir yaşamını, daha rahat yaşama, güvenli ortamda bulunma, mutlu yaşamak için seçmişlerdir. Bunu da oy vererek seçtiği belediye başkanından görmek istemişlerdir. Ne var ki uzunca bir yıldır belediye başkanlarının halkından kopuk, hizmetten uzak olmaları nedeniyle; şehirler aldığı göçlerle, olumsuz konut sorunlarıyla, trafik kargaşalarıyla, alt yapı yetersizlikleriyle, çevre kirliliğiyle şehirler huzurlu ve mutlu yaşam alanlarından adeta uzaklaşmışlar, şehirlerden gerisin geri göçler başlamıştır.
Bu ve benzeri sorunlar aslında demokrasinin vazgeçilmez unsuru olarak bilinen siyasi partilerin parti içi demokrasisini yok edip, demokratik yaşam tarzından uzaklaşmaları sonucu ortaya çıkmıştır. Şehirlerde yaşayanların bu halleriyle tümü alt yapısı olmayan şehirlere dönüşmüşler. Gözlerini su basıyor. Düşündükçe her şeyde adeta kalplerinin trafiği akıyor.