Kasım ayının birinde DİSK; sermayenin işçi haklarına saldırı hazırlığı içinde olduğuna işaret eden ve tüm işçi sendikalarını ortak mücadeleye çağıran bir basın açıklaması yaptı. Ancak bu açıklama ne yazık ki sadece Birgün gazetesinin 10. sayfasında yer buldu. İşçiler için çok önemli kayıplara neden olacak uyarı niteliğindeki bu açıklamayı diğer basın yayın organlarında göremedik. Başka garip bir durum ise DİSK´in çağrı yaptığı diğer işçi sendikalarının hiç ses çıkarmamaları idi. İşçilere gelecek olan hak kayıpları onları hiç ilgilendirmiyormuş gibi...
DİSK açıklamasında dört tehlikeli gelişmeye dikkat çekiyor ve onları şu şekilde sıralıyor: Birincisi Uluslararası Para Fonu´nun (IMF) 23 Eylülde Türkiye ile ilgili raporda çalışma yaşamının esnekleştirilmesi ve kıdem tazminatı hakkının budanması gerektiği öneriliyor. Bu raporun açıklanmasından bir hafta sonra yani 30 Eylül´de Türkiye´nin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak´ın açıkladığı yeni Ekonomik Programda çalışma yaşamının esnekleştirilmesi yer alıyor. Ne tesadüf değil mi? Anti-emperyalist olduğu iddia edilen hükumetin programı ile IMF programı aynı. Arkasından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 24 Ekimde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı sunuşta 'yapısal adımlar atacaklarını iş gücü piyasasını deneme süresi denkleştirme süresi ve kısmi süreli çalışma konularında' esnekleştireceklerini açıklıyor.
Son olarak Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK)Yönetim Kurulu Başkanı 29 Ekim Salı günü yaptığı açıklamada işsizlikle etkin mücadelede için esnek çalışmanın yaygınlaştırılmasının şart olduğunu, deneme süresinin artırılmasını, kiralık işçiliği dair tüm sınırlamaların kaldırılmasını talep ediyor.
Bütün bu açıklamalardan işçilerin anlaması gereken şu ki, IMF, işveren sendikaları ve Hükumet esnek çalıştırma yani işverenin istediği zaman işçiyi alıp istediği zaman tazminatsız çıkarma yani kölelik koşullarında çalıştırma konusunda ortak görüşteler.
Taleplerde işçinin 12 aylık deneme süresince tazminatsız bu var ki bu işçinin korumasız ve her an işten atılma korkusu ile çalıştırılması demek oluyor. İşverenlerce özel İstihdam Büroları aracılığıyla 'kiralık işçilik' kurumu kurulması önündeki sınırlamaların kaldırılması talebi de işçilerin hukuksuz ve keyfi çalıştırmanın önünü açacaktır.
İşçilerin çalışma yaşamına getirilmek istenen bu kölelik koşullarına diğer sendikaların ses çıkarmadığını yukarıda belirtmiştim. Peki açıklama yapan DİSK ne yapacaktır? DİSK açıklamasında 'bu koşulların kabul edilemez' olduğunu yazıyor ama sonuçta bu uygulama yaşama geçtiğinde ya da geçmeden önce ne yapılacaktır; orası meçhul. İşverenlerin bu topyekun saldırısına karşı işçilerin de birleşip ortak tavır almaktan başka çareleri yoktur.
