Sadullah ÇAĞLAR


SEVGİ VE SONSUZLUK

Sadullah ÇAĞLAR



Acaba büyük aşklar geçici midir yoksa kalıcı mı? Geçtiğimiz günlerde bir bilim insanı aşkın ömrünün üç yıl olduğunu, sonrasında tükendiğini yazmış.

İnsanlık tarihine baktığımız zaman aşkın, bir süresi ya da mantığı olmadığını görüyoruz. Büyük aşkların ne zaman ortaya çıkacağı ya da biteceği belirsizdir. İnsan kalbinin bir gün iradesini aşarak birini sevmesi, aşık olması doğa kanunudur.

Sevginin yaşı yoktur, insan 20 yaşında da aşık olabilir, ya da Roma İmparatoru Sezar gibi 70 yaşında da.

Dünyanın en güzel kadınlarının olduğu Roma´da, dünyanın hakimi olan Sezar Mısır Kraliçesi Kleopatra´ya aşık oldu ve kadına adeta esir oldu. Sezar Roma´yı unuttu, bununla yetinmeyip Roma İmparatorluğu´nu Kleopatra´nın ayakları altına serdi, akıllı kadın Roma´ya hükmetti.

İnsan duygularla kuşanmış bir varlıktır. Dünyanın kuruluşundan beri bu böyledir. Sevmenin ya da insan sevgisinin yok olduğu zaman zaten insan niteliği yok olmuştur.

İnsan güzelliğini kapital sistem olumsuz yönde etkiledi. Makine çağı insanı metaya dönüştürdü. Batı toplumlarında insan adeta bitkisel hayata girdi. Çünkü makineleşen insan tüm duygulardan uzaklaştı. Ama tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen insan sevmeyi ve aşık olmayı sürdürmektedir.

Büyük Alman düşünürü Goethe´ye göre aşık olmayan ve şiiri, müziği sevmeyen insan hayatı boyunca boşlukta kalır.

1963 yılında barışı savunduğu için öldürülen Selanik Barış Derneği başkanı Lambarakis´in cenazesine bir milyon kişi katıldı. Kortejin önünde kadınlar yer aldılar ve onun için ağıtlar yaktılar.

Lambarakis´in eşi olayı şöyle anlatır; “Seni bu kadar çok seven insan olduğunu bilmezdim, sanki Büyük İskender seferden dönüyordu. Seni kaybettim ve yalnız kaldım. Oysa Romeo, Jülyet´i yanında götürdü. Resmine bakıyordum sonra çerçeveyi ters çevirdim, zira sen resimlere sığmazsın. Sheakespeare´in şu sözünü senin için kullanıyorum; Onu toprağa gömünüz, pek gönül alıcı ve saf vücudundan menekşeler bitsin.”

Büyük aşklar geçici olur mu? Ünlü yazar Victor Hugo´nun tiyatro sanatçısı Jülyet´e olan aşkı 50 yıl sürmüştür. Uzun yıllar birbirlerine aşk mektupları yazmışlardır.

Jülyet bir mektubunda Victor´a şöyle sesleniyordu; “Seni seviyorum, bu sevgi benim istikbalimdir. Sen benim güneşimsin, seni bekliyor ve umut ediyorum.”

Doğunun büyülü dünyasında yaşayan Ömer Hayyam´ın şu sözü unutulmaz; Senin aşkın yüzünden yüz türlü ıstıraba katlanırım, eğer bu kararımdan dönersem cezamı çekmeye razıyım. Gönül isterdi ki sonsuza kadar yaşayayım ve bu aşkın çilesini çekeyim.

Fransız Filozof Jean Jaquaes Rousseau 200 yıl öncesinden adeta günümüze seslenir: Hakiki aşk, bağlılık olunca güzeldir.

Eflatun ise; Güzel bir ruha aşık olan bütün hayatınca sadık kalır, çünkü sevdiği şey ebedidir.

Evet, büyük aşklar ölümsüzdür.