Fevzi MAMİOĞLU


Suriyeli konuklarımız

Fevzi Mamioğu


Hürriyet´te İpek Özbey, Uluslararası Arap Akademisyenleri Derneği Başkanı Samir Hafez´le bir görüşme yaptı. Ben, yazının tümünü değil de, kısa başlıklar halinde düşüncelerimi arz edeceğim.

Samer Bey,1966´da gelmiş.
Türkiye´ye döndükten sonra hani. Sanırım o da muhalif. Diyor ki 'Suriye´de bir kahveye gidin. İki kere Beşşar Esad deyin. Anında kahve boşalır” diyor. Ben de diyorum ki, arkadaş, sen dön ve yapılacak ilk seçimde oyunu ona göre kullan.
'Mehmetçik Suriyeliler için savaşırken onlar burada eğlence peşinde' görüşü var. Verdiği cevap hiç de tatmin edici değil. Kusura bakmayın beyefendi, işgal altındaki Osmanlı döneminde başta dedem olmak üzere, binlerce insan, sürüldü. Sakat kaldı.
'Türkiye zengin bir ülke, onun için geldiler.' Bay Samer orada dur lütfen. Bildiğim kadarıyla, Suriye´de devlet, gıda konusunda sübvansiyonluk yapmaktadır. Devlet aile başına 5´er kilo bakliyat, şeker ve kişi başına da yüzer gram çayı kendisi karşılamaktadır. Ya kardeşim, savaş başladı hepiniz hurraa Türkiye´ye göç ettiniz. Bizi örnek alarak, düşmanlarınıza karşı, top yekün savaşmaktan çekinmeyecektiniz. 'Ayağında terlikle savaşan var.' Beyefendi, belli ki Türkiye´yi sadece zenginliği ile tanımış. Oysaki Türkiye´nin Kurtuluş Savaşı´nı inceleseydi, ecdadımızın ağaç kabuklarını yediğini, giyim konusunda da Türk milleti olarak topyekün bir fedakarlığı gerçekleştirdiğini görürdü.
İpek Hanım soruyor. '...... Savaş sizde değil de bizde olsaydı bu kadar cömert olur muydunuz?' Beyefendi soruyu kaçamak cevaplıyor. Önceki yöneticilere Türk kökenli olduğunu söylüyor. Evet, 'Türkiye, 100000 kişiye alışıktır. Birden 4 milyon olunca muhakkak zorluk çekilecektir.'
Suriyeliler ülkelerine dönsünler mi? Bu soruya şöyle cevap vereyim. Ramazan ve Kurban bayramlarında binlerce Suriyeli ülkelerine gidiyorlar. Orada 2 ay kalıp dönüyorlar. Eğer Suriye´de savaş varsa neden gidiyorlar?
Ben bir insan olarak, alt gelir grubundaki ve çoğunluğu oluşturan Suriyelilerin yaşadıklarına şahidim. Bazılarının evinde soba yanmıyor. Yakacak odunu kömürü yok. Çok çocuklu olduklarından, geçim sıkıntısı çekmektedirler. Ve galiba bizdeki yardımlaşma onlarda da var ki, herhangi bir sıkıntı yaşanmıyor.
İpek hanımın “Savaş sizde olsaydı, bu kadar cömert olur muydunuz?” sorusuna ben cevap vereyim. Bir Türk arkadaş Suriyeli bir hanımla evlenmiş. Şam´a gitmişler. Suriye vatandaşı olmak için müracaat etmiş. El cevap. 'Eşinizin Suriyeli olması, sizin Suriye kimliği alma konusunda size bir avantaj sağlamaz.' Bir başka anekdot. Anadolu´nun bir kentinde Suriyeli bir işletmeciden,Türk gençlerinden birisi iş istemiş.. El cevap.
- 'Biz yabancı işçi çalıştırmıyoruz!!!'
Çocuk parkında Suriyeli bir aileye sordum. 'Nasıl, Türkiye´de memnun musunuz?'
- Vallahi ya hayyi, bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım demiş.'
Sonuç olarak, Suriyeli göçmenlerin, bir an önce ülkelerine dönmeleri konusunda tedbirlerin alınması konusunda uluslararası bir karar alınması konusunda acil bir girişimin gerçekleştirilmesini bekliyorum.