Nurullah ER


SURİYELİLERLE SORUNLAR

Evsiz barksız, işsiz güçsüz, parasız pulsuz insan ne yapar diye sorsanız; belki de en iyi cevabı atalarımız vermiş olur.


Evsiz barksız, işsiz güçsüz, parasız pulsuz insan ne yapar diye sorsanız; belki de en iyi cevabı atalarımız vermiş olur.

“Aç it fırını yıkar derler.”

Suriye´de iç savaş başladı başlayalı, Suriyeli vatandaşlara kapımızı sonuna kadar açtık.

Oradan akın akın gelen Suriyelilere necisin, nesin denmedi, sorgulama yapılmadı.

Girenlerin bir kısmı kamplarda barınırlarken, diğer bir kısmı da ülkenin dört bir yanında serseri mayın gibi dolaşmaya başladılar.

Nerede, ne azaman, nasıl patlayacağı belli olmayan mayın...

Zaman zaman basına yansıyan adli vakaların dışında, yansımayan olaylarda onlardan fazladır.

Kendi aralarında kavga ediyorlar.

Çalıştığı iş yerlerinde zaman zaman olaylar çıkarıyorlar.

Bir olay sonrası toplanıp halka saldırıyorlar, karşı koyuşlar sonunda olayların önü alınmaz boyutlara gidiyor.

Soygun, gasp, kaçakcılık, hırsızlık olaylarına karışanlar, uyuşturucu kullanıp satanlar gün geçtikçe artıyor.

Kadınlar, genç kızlar fuhuşa itiliyor.

Çocuklar, kadınlar sokak başlarında, cami avlularında dilencilik yapıp, trafik ışıklarında mendil satıyorlar.

Nerdeyse her gün ülkenin dört bir yanında yasalara uyulmayarak , Suriyeliler tarfından adli vakalar yaratılıyor.

Bölgemiz bıçak sırtında, ülkemiz kendi payına düşeni alıyor, biz bize zaten yetiyoruz.

Pahalılıkla, işsizlikle, yoksulukla, geçim sıkıntılarıyala boğuşuyoruz, teröre her gün can veriyoruz. Üstüne üstlük birde bunun üzerine Suriyelilerle yaşanan olayları ekliyoruz.

Hatay´da beş yüz bin Suriyeli yaşadığı söyleniyor.

Nerdeyse nüfusumuzun üçte biri.

Toplum olarak yardımsever, yoksula, fakire, çaresize her zaman kapısı açık, yarasına merhem olduğu kadar çare bulan, yardımcı olan, elinden tutan bir kültüre sahibiz.

Tarih boyunca bu böyle olmuştur, devamda ediyor, göstergesi de ortada.

İşte Hatay´da; iş güç yapmadan, evi barkı olmadan ortalıkta dolanan 500 bin Suriyeliyi, Hatay halkı besliyor.

Ülkemizde yaşayan Suriyelilerin sorunu ülkenin önceliği haline gelmiş bir sorundur. Olayların başaldığında annesinin kuçağında gelenler nerdyse on yaşına basıyorlar, on yaşında gelenler yirmi yaşında genç kız, oğlan olarak dolanıyolarlar, bugün doğanlar yarına doğru yürüyorlar. Sosyal yaşantılarımıza, ekonomik paylaşımlarımıza ortak oluyorlar. Yaşatıkları benzeri olaylarla; insani değerlerimizi, ahlaki bağlarımızı, yardımseverlik kültürümüzü ayaklar altına almış oluyorlar.

Böylesi ciddi bir sorunun hafife alınır yanı kalmamıştır. Yapılması gereken  yaşadığı yerlerde savaş kalmayanları doğduğu büyüdüğü yerlere göndemek, geri kalanlarıda kamplara almak olmalıdır.