Sadullah ÇAĞLAR


TARiHLE SÖYLEŞİLER

Oriana Fallaci İtalyan asıllı çağımızın en büyük gazetecisidir.


´Bir İnsan´ kitabıyla ülkemizde geniş yankılar uyandırmıştı. Bu anı kitabında Fallaci Yunanlı devrimci Alexandros Panagolis´in cunta döneminde, insanın işkence altında direniş öyküsü kitabıyla dünya genelinde, bir anda şöhret olan bu İtalyan kadın gazeteci özellikle yüzyılımıza damgasını vuran politik liderle vurucu konuşmalar yapan bu aydın yazarın ´Tarihle Söyleşi´ kitabında ilginç çağrılar yapmaktadır.

Günümüz dünyasında medya basının geliştirildiği süreçte bağımsız özgür bir gazetecinin tarihsel söyleyişlerini kısa aralıklarla inceleyelim. Öncelikle Pakistan´da Zıya ÜI Hak tarafından darbeyle öldürülen Zülfıkar Ali Batton´un düşüncelerine bakalım. 'Of sayın Başkan Pakistan´ın en zengin toprak sahiplerindensiniz. Büyük bir burjuvasınız. Nasıl oluyor da marksizmi üstelik şiddet yanlısı Stalinciliği savunuyorsunuz?'

'Butto babam beni Amerika´ya Oxford Üniversitesine tahsil için gönderdi. Ben orada asla bir playboy ya da aristokrat yapıya girmedim. Bütün arkadaşlarımın arabaları vardı. Ama ben hiç özel arabaya yada lüks yaşama ilgi duymadım. Üstelik bana çok para geliyordu. Bütün paralarımı binlerce kitaba yatırdım. Okumayı aşırı derecede sevmiştim. Ayrıca okulda aydın öğrencilerin gazete çıkarmalarına yardım ediyordum. Sonra o dönem Amerika´da soğuk savaş rüzgarları esiyordu. Aydınlara karşı MC Carthy dönemiydi. Annem yoksulluktan gelmişti. Bana oğlum sakın yoksulları unutma derdI. Babamın 45 bin donum toprağı vardı ve hepsi de suluydu. Çok zengindik ama ben Amerika´da kısa bir zaman sonra radikal solcu oldum.'

'Of peki Stalın olayı?'

'Stalin´e her zaman büyük bir saygı duydum. O gerçek bir devrimci. Ben faşizmden nefret ederim. Stalin dünyayı doğu cephesinde faşizmden kurtaran bir kahramandır.' 'Peki Pakistan´da nasıl bir sosyalizm uygulayacaksınız?'

'Önce özel teşebbüsleri devletleştireceğiz. Sonra toprak devrimi yapacağız. Ben topraklarımı köylülere dağıtmaya başladım. Şimdiye kadar onbeş bin dönüm araziyi dağıttım.' 'Sayın Başkan siz bir müslümansınız. Nasıl marksizmle uyuşacaksınız?' 'Ben herşeyden evvel diyalektik ve bilime inanırım. Halkımın inançlarına saygı duyarım ama ülkemin laik olması benım temel ilkemdir.'

'Peki kişiliğiniz nasıl sayın başkan?'

'Benim romantik bir yapım var. Aşık olabilirim. Ayrıca kadınlara aşırı saygım vardır. Bana göre her şey insanı sevmekle başlar. Ben batı kültürü aldım. Fakat hiç bir zaman doğulu olduğumu inkar edemem.'

Şimdi Vietnam´da ABD sömürgecilerine karşı bağımsızlık savaşı veren General Glop´la 1960´da yapılan söyleyişi inceleyelım.

'Sayın General bu savaşı ABD yöneticileri kazanacağız diyor.' Galup: 'ABD ve onun güneyindeki kuklalar ordusu aylıkları dolarla ödenen otuzbin danışman dolarla kurulmuş askeri açıdan önemli köyler ama işe halk karıştı ve Amerikan planı başarısızlığa uğradı. Danışmanları başarısızlığa uğradı.'

'Kore savaşı ABD´ye ellidört bin ölüye maloldu. Vietnam´da onların rakamına göre otuz dört bin diyorlar. Bize göre daha fazla. Önce 200 bin kişilik müdahale ordusuyla geldiler şimdiyse 5OO bin kişiyle savaşıyorlar ama, sizin çok kayıp verdıgınız soylenıyor.' Galup: 'Doğru ama savaşı biz kazanacağız. Özgürlük cephesi savaşçıları istediğimiz an istediğimiz yere onları çekeriz alanları biz belirliyoruz ve onların en güvendiği soyguna bile istediğimiz zaman saldırı düzenliyebiliriz.'

Ve sureç içınde savaşı Vıetnam halkı kazandı. General Galup haklı çıkmıştı. Fallaci dünya çapında olay yaratan Yunanlı devrimci Panagelis´e aşık olmuştu. Onu mahkeme salonunda tanımıştı.

'Sayın, mahkeme üyeleri ben kendimi savunmaktan aciz değilim. Özellikle güdümlü bir mahkemede. Ama ben şu anda. işkenceden geliyorum. Sopayla dövülme, kırbaçlama, erkeklik organıma iğne sokulması, seks organlarımda sigara yanıkları, ayaklarım falaka izleriyle yara içinde. Şu salona girilmeden önce dövüldüm ve boğma girişimleri. Doksan gündür, tam doksan gündür elimden kelepçeleri çıkarmadılar. Ne uykuda ne de tuvalette. Evet ben cuntanın başı general Papadopulasa suikastini ben düzenledim. Onu bombayla öldürecektim ama olmadı. Elimde imkan olsa yeniden aynı şeyi yapardım. Ben radikal devrimciyim. Insana inanmış Yunanistan için savaşan biri oldum. İnsanlığın ve demokrasinin kaynakları Atina´dır. İnsana inanmak demek onun düşünce özgürlüğüne inanmak demektir. Beni mahkum etmemeniz kendinizi mahkum etmek, suçlarınızı kabullenmek demektir. Sizden bana ölüm cezası vermenizi istiyorum. Kurşuna dizilmemi istiyorum böylece savaşımın ahlaki yönünün anlaşılmasına yardımcı olursunuz. Bu gün Yunanistan´ın üstüne çöreklenmiş pis rejime karşı gelen herkesin savaşımıdır bu.'

Punagelis devleti yıkmaya teşebbüsten suçlu bulunup ölüme mahkum edilir. Fallaci onunla ilgili anılar kitabında şöyle diyordu: 'Onu kahraman yapmamak için idam eıtmediler ama, gene de onun kahraman olduğunu söylemeye gerek yok. Çünkü kimi zaman ölmek, onun yaşadığı gibi yaşamaktan daha kolaydır. İdam mangası seni bekliyor diye onu hücre hücre gezdirip yeniden işkence yaptılar ve ölesiye dövdüler. Bileklerinde yaralar açtılar. Bir ay süreyle ellerine kelepçe taktılar. Belirli sürelerde sigara içmesini ve okumasını engellediler. Şiirlerini yazmaması için kalem kağıt vermediler. O gene yazdı. Yaralarının üstüne koydukları gazlı bezlerin paketlerin ince kağıtlarının üstüne kanını mürekkep yaparak yazdı. Panagoulis: 'Bana Panagoulis özgürsün eşyalarını al dedikleri zaman hiç bir şey almam çıkmayı isteyen ben değilim dedim onları kışkırttım'.

Fallaci: 'Artık Alako sana düşmanların bile saygı duyuyor sen bir simgesin.'

Alako: 'Acı çeken tek Yunanlı ben değilim beni kahraman gibi gören sizleri düş kırıklığına uğratmaktan korkarım. Beni kahraman gibi görmekten vazgeçin.'

Fallaci ona sorar. 'Sence insan olmak ne demektir?'

'İnsan olmak yürekli olmak demektir. Onurlu olmak demektir. Insanlığa inanmak demektir. Herşeyin ötesinde politik aydın olmak demektir. Sevginin sığınacağı bir liman olmasına izin vermeksizin sevmek savaşmak demektir. Peki Fallaci senin için insan nedir?'

'Benim için insan sensin Alako.' Ve 1973´de Yunanistan´da cunta yönetimi tasfiye oldu diye Yunan halkı sevinmişti. Panagulis Solcu Birlik partisinden milletvekili seçilir. Sonra evet sonra Kıbrıs olaylarıyla ilgili Başbakan Karamallis iktidarıyla ilgili belgesel bir önerge hazırlar. Bu önerge Karamallis´in ABD´yle ilişkilerine açıklık getirecekti. Ve bir gün gizli iktidar güçleri Alako´ya bir araba kazası görüntüsü vererek onu öldürürler. O şimdi Yunanistan´da efsane olmuş bir kahramandır. İtalyan kadın gazeteci aslında bir efsaneye aşık olmuştu. Elbette böyle büyük bir yazar ancak insanlık timsali bir öncüyü sevebilirdi. Fallaci´yi aslında büyük yapan Alako´nun aşkıydı.
22 Nisan 2011 tarihinde yayınlanmıştır.