Mükremin KURTCEPHE


TARLADA İZİ OLMAYANLAR

Siyasi partilerimizdeki milletvekilliği aday bolluğunu görünce, atalarımızın “Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz” özdeyişini hatırladım.



Siyasi partilerimizdeki milletvekilliği aday bolluğunu görünce, atalarımızın “Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz” özdeyişini hatırladım. Okuyucularımız sözün anlamını bilirler, ama bilmeyen aday adayları için hatırlatmakta fayda var.
Tarlasını sürüp çapalamayan, gübresini atıp, varsa sulayıp otlardan temizlemeyen, işinin gereklerini yerine getiremeyenler için söylenilmiş yerinde sözlerden birisidir. Partilerdeki aday bolluğunun sebeplerini araştırmak üzere barlar sokağına gidip, on beş yirmi bira ısmarlayıp, yazı hazırlayayım desem, ödenek olmadığından masraflar benim emekli maaşından gideceğinden, o fikirden vaz geçip kahvehanelere yöneldim.
Ahan da halkımızın görüşleri: “Abi, adamın işediği denize ulaşmamış, gelmiş partiden milletvekili olmaya çalışıyor” Leb demeden leblebiyi anlayacak ferasette gazeteci olmadığımdan anlamadığım için, “O da ne demek?” diye soruyorum. Cehaletimle alay eder gibi, çayından bir yudum alıp; “Sen bilmezsin tabi´i ki, adam partiye gelip gitmemiş, ne bayramda, ne partilinin cenazesinde, düğününde görmemişiz. Partiye geldiğinde de, toplantı sonuna kadar kaldığı görülmemiş. Gazeteciler resim çekip gittiğinde o da gitmiştir. Sıkışacak kadar partide kalmadığı için de gidip ihtiyaç gidermemiştir. Şimdi anladın mı ne demek istediğimi” dedi.
Bir diğeri; “Sen bunların neden aday olduklarının asıl sebebini bilmiyorsun tabi” dedi. “Sence ne peki?” diye sormak zorunda kaldım. Gerçi sormasam da açıklayacaktı; ama madem araştırıyorduk, sormakta fayda vardı. “Bunlar milletvekili olamayacaklarını bal gibi biliyorlar. Sağda, solda milletvekilliğine aday oldum diye hava atacaklar. Belediye seçiminde başkan adayı da olurlarsa şaşırma, meclis üyeliğine bile razı olacaklar var aralarında” dedi. Hadi canım, “Milletvekili adayı neden belediye meclis üyeliğine razı olsun?” dedim.
Karşı soru geldi; “Sen kaç yıldır İskenderun´dasın?” diye. 1975´ten beri dedim. “CHP´nin üyesisin, 68 adayından kaç tanesini tanıyorsun, listeyi gördün mü” dedi. “On, on beş tanesini şahsen, o kadarını da ismen tanıyorum” dedim. “Gördün mü? Yarıdan fazlasını sen tanımıyorsun, oy verecek halk nereden tanısın? Genel merkez ne bilsin? Parası olan, düdük çalmaya çalışıyor. Atama olmasa da, aday olması gerekenleri parti üyeleri seçse, hiçbir partide bu kadar aday bolluğu yaşanmaz. Öyle değil mi?” dedi.
‘He, öyle, doğru söylüyorsunuz´ demedim. Politik davranmakta fayda vardı. Ne de olsa parti üyesiydim. Önümüzde belediye başkanlığı seçimleri vardı. CHP´den doğru düzgün bir aday çıkmayabilir. İskenderun İlçe yönetimi, il başkanını da yanlarına alıp, “gel bizim adayımız ol, bu seçimi anca seninle alabiliriz” deseler, ‘yok ben razı olamam, üyelerin katılımıyla, hâkim gözetiminde önseçim istiyorum´ diyecek kadar demokrat olmayabilirdim.
Hep beraber göreceğiz. Milletvekilliğine aday adayı olanlardan kaçı, Belediye başkanlığına aday olacak, kimler meclis üyeliğine razı olacaklar. Kim kimler için tavassutta bulunacak, fazla gizlenemez.
Gazete yönetiminden harcırah çıkarsa, Belediye seçimlerinde Belen´deki asmalı kahvede, şehrimizdeki Elbistanlılar kahvesi olarak bilinen Hüseyin´in yerinde yapacağım siyasi araştırma sonuçlarını yazmaya devam edeceğiz.