Nurullah ER


Tatıl

NURULLAH ER


Tatil dinlenmedir.

Sözcüğün kökeni tadilattan gelir.
Tadilat ise yıpranan, eskiyen bir şeyin bakım onarımı ve yenilenmesidir.
İnsanların tadilatı da tatildir.
Çalışanların, ağır ve yorucu işlerini hafifletmek, kafalarını dinlemek, streslerden uzaklaşmak, dolmuş beyinlerini boşaltmak için tatile ihtiyaç duyarlar.
Her mevsim tatil yapılmış olsa da, genellikle tatil için yaz ayları tercih edilir.
Sıcak yaz günleri bir deniz kıyısında, serin yayla başında olmak ister insanoğlu. Gittiği yerlerdeki doğa güzelliklerini seyretmek, tarihin derinliklerine inmek, bölgenin kendine has yetiştirdiği ürünlerinden almak, yemeklerinden tatmak, yeni yeni insanlarla konuşup sohbet etmek ister.
Müzik dinlemek, tiyatroya sinemaya gitmek, tekne turları yapmak, oyunlar oynayıp halaylar çekmek, dans etmek, doğa yürüyüşü yapmak, yüzmek tatilin en eğlendirici ve dinlendirici yönleridir.
Tatile en çok çalışanların ve emeklilerin ihtiyacı vardır.
Çalışanlar yıl on iki ay yorgunluklarını atmak, iş stresinden uzaklaşmak isterler.
Yılların yorgunluğunu omuzlarında karlı bir dağ gibi duran emekliler, yapacakları kısa sürelide olsa bir tatille kendilerini rahat hissederler, soğuk ve kapalı kış günlerini daha huzurlu geçirirler.
Ne var ki gelir düzeyi yüksek olanların yüzde doksana yakını yılda bir veya iki tatil yaparlarken, emeklilerin ise yüzde doksana yakını hiç tatil yapamamaktadır.
Tatil demek “para” demektir. Yoksulluk sınırında yaşayan, asgari ücretten az maaş alan, çarşıya inmek için cebinde dolmuş parası bile olmayan bir emekli nasıl tatil yapabilir ki?
Bölgemiz emekli şehir konumuna dönüşmüştür. Yalnızca İskenderun´da yaşayan İsdemir emeklisinin sayısı on binin üzerindedir.
Böylesi yaz sıcağında ayağını uzatsa denizi bulacak, başını kaldırsa serin yaylalara değecek olan, bölgesel özelliğe sahip İskenderun´da yaşayan binlerce emekli, bırakınız tatil köylerine, beş yıldızlı otellere, pansiyonlara gitmeyi, yanı başında ki denize de bile ayağını ıslatamıyor, Amanosların serin yaylalarında piknik yapıp, bir günlük bile nefes alamıyor.
İskenderun´da yaşayan binlerce emekliler yazın kavurucu ve yakıcı sıcağında, boğucu rutubetli havasında adeta ömrü törpülenmektedir.
Bugün hak ettiği yerde olmayan emeklilerin bu duruma gelmesinde en büyük kabahat sendikalarından kaynaklanmıştır. Avrupalı emeklisiyle, biz emeklileri karşılaştırdığımızda aralarında dağlar kadar fark olduğu görülür. Avrupa emeklisi, emekliliğe; çalışırken işverenlerin ve sendikaların organizasyonuyla; sosyal, ekonomik ve psikolojik olarak hazır hale getirilir. Emeklilikte yaşam standartları yüksek olan emekli, gerek kendi ülkesinde, gerekse de dünya ülkelerinde bugün rahatça tatilini yapmaktadır.
Bizde mi?
Kışın soğukta üşümekte, yazın sıcakta kavrulmakta, yalnızlık ve çaresizlik içerisinde ömür törpülemekte.