Nurullah ER


TEOG BELİRSİZLİĞİ

TEOG belirsizliği devam ediyor.


TEOG belirsizliği devam ediyor.
Ortaokul sekizinci sınıfta okuyan öğrencilerin, liselere nasıl gireceğinin belirsizliği hala devam ediyor.
Her şey Cumhurbaşkanının TEOG´u kaldırdım demesiyle başlamıştı.
Okullar açılalı bir ayı geçti, öğrenci mutlaka bir sınava girecek, ama şekli şemali ne olacak o belli değil. Öğrenciler sınav sisteminin ne olacağını bilmediğinden, belirsizliğin ve bilgi kirliliğinin stresiyle ne günlük derslerini yapabliyor, ne de sınava hazırlanabiliyorlar.
Adeta yorgun! Karamsar düşüncelerle dolu.
Oysa Başbakan TEOG´u kaldırmakla sınav stresinizi yok ettik diyordu. Ne var ki öğrenciler ve veliler bırakın sınav stresinin kalkmasını, her gün karabasanlar basıyor, uykuları kaçıyor. Çünkü bu uygulama bir kişnin geleceğini belirleyen bir uygulamadır. Öğrencinin geleceği bu sınavla şekilleniyordu nerdeyse.
Belirsizliği tetikleyen, kargaşayı yaratan en önemli faktörlerden biride etkili ve yetkili kişilerin zaman zaman farklı farklı açıklamalar yapmasından kaynaklanıyor. Başbakan farklı konuşuyor, Bakan bir şeyler söylüyor, bürokratalar bir şeyler sunmuş oluyor. Ne var ki hepsinin arkası bağlar gazeli. Sanki birilerinin ağzının içine bakıyorlarmış gibi bir duruşları var. Ama öğrenciler, veliler, yayıncılar artık kafa karışıklığı değil de somut bir alternatif model bekleyişlerindeler.
Günümüzde eğitim ve sınav sistemleri nüfusumuzun üçte ikisini doğrudana ilgilendiriyor, geri kalanıda dolaylı olarak ilgili. Aslında bu bir ülke sorunu, ülkenin geleceği ile ilgili. Böylesi ciddi bir durum boşlukta bulundurulamaz, belirsizlik içinde yüzdürülemez.
Akıl akıldan üstündür demişler. Her şeyin bir ehli, bir bileni vardır mutlak. Eğer eğitimi ülke geleceği için görüyorsak, çocuklarımızı önemsiyorsak, gelecek bu gençlerde diyorsak, madem geçmişte uygulanan sistemin kötülüğüne, yanlışlığına karar verdik iyi bir sınav ve eğitim sistemi için seferber olduk, bu işi o zaman bilenlere ve ehil olanlara bırakmak gerekir. Hislerimizle, önyargılarımzla, ben bilirimizle, siyasi düşüncemizle yola çıkarsak yine yolda kalırız, her zaman ki olduğu gibi bir iki yıl sonra tekrar arayışlara geçeriz. O zamanda iş işten geçmiş olur, bir dönem yine boşa harcanmış olur, bir kuşakta heba edilmiş olur.
Herkesin geçmişte öğrenciliği vardır. Az çok sınavlara girmişliği mevcuttur. Bugüne kadar uygulanan eğitim sisteminde, yaşanan sınavlarda mutlaka eksik olan, beğenilmeyen yönleri olmuştur. Ne var ki dünya ortalamlarında eğitim sistemimiz bu kadar gerilerde kalmamış, bu kadar kargaşalar yaşanmamış, boşluklar oluşmamış, öğremciler ve veliler bu kadar stres ve yorgunluk içine düşmeişlerdi.
Eğitim ciddi bir iştir. Bu işi yapacak ve bilecek olanalar; eğitimciler, öğrtemenler, pedogoglar ve bilim adamlarıdır. Bu iş onlara bırakıldığı an, eğitimdeki sorunlarımız ortdan kalkar, sınav kaygılarımız ve korkularımız yok olur. Başka birinin bu işe müdahalesi, yönlendirmesi; marangoza elektrikçilik yaptırmaya benzer.
Eğitimin amacı soru sorulan öğrenci değil, soru soran öğrenci yetiştirmek olmalıdır.