Klasik Türk Müziğinde doğu ile batı arasında bir sentez yapan besteci ve orkestra şefi Timur Selçuk´un beklenmeyen ölümü sanat çevrelerinde geniş yankı uyandırdı.
Klasik Türk Müziğinin büyük üstadı Münir Nurettin Selçuk´un oğlu olan Timur Selçuk sanatla kuşanmış bir evde doğdu. Babası ve annesi sanatçı idi. Münir Nurettin bestekardı ve aynı zamanda büyük şair Yahya Kemal´in eserlerini yorumlayan ve Türk Sanat Müziğine kazandıran büyük bir sanatçı idi.
Timur Selçuk´un annesi tiyatro oyuncusu Şehima Ertan´dı. 1945 doğumlu Timur kültür dolu bir evde yetişti. Çocuklar evden kültürel olarak etkilenir. Timur Selçuk babasının kimliğini öne çıkarmadan kendi yolunu seçti.
Munir Nurettin Selçuk 1930´larda Türk Sanat Müziğinde bir ilki gerçekleştirerek Ses Tiyatrosu sahnesinde piyano eşliğinde ayakta olarak bir şarkı seslendirdi. Bu TSM için bir ilkti zira normalde ses sanatçıları oturarak şarkı söylerdi.
Timur evde müzik ortamından etkilenip müzisyen olmaya karar verdi. Babası da oğlunun müzisyen olmasından yanaydı. Bu amaçla Timur önce Galata Saray lisesine gönderildi. Mezun olduktan sonra gelecekte çok sesli müzik konusunda eğitim almak üzere babası tarafından Paris´e gönderildi.
Paris´te müzik eğitimi alırken opera üzerine de dersler aldı. Timur´un Paris dönüşü kendisine yöneltilen neden Paris´te kalmayıp Türkiye´ye döndünüz sorusuna şu cevabı vermiştir; Babam Münir Nurettin Selçuk´ta bir dönem Paris´te bulunmuş ve hatta kendisine Paris operasından orada çalışması için teklif gelmiş, babam ret etmiş.
Ben de babama neden ret ettiğini sorduğumda babam; oğlum neden kabul edeyim, benim kültürüm farklı müziğim farklı orada kalıp neden onlara şarkı söyleyeyim demişti. Babamın bu yaklaşımı benim için de ders oldu. Ben de benzer gerekçelerle yurduma döndüm. Kendi müziğimi en iyi ülkemde yapacağıma inanıyorum.
Geçmiş yıllarda Münir Nurettin Selçuk hakkında bir yazı okumuştum. Neden Paris´te opera da şarkı söylemesi teklifi geldi diye. Yazıda Paris dönüşü Münir Nurettin´in Tepe Başında gazinoda şarkı söylerken, Fransa´dan gelen bir misafiri kendisini dinlemeye gelir. Şarkıları ilgi ile dinleyen kişi hayran kalır ve; Dostum bu ses müthiş bir opera sesi, ben şarkı sona erdi zannederken, kaldığı yerden bitmeden devam ediyor. Müthiş bir ses ve nefes, muazzam bir opera sesi der. Evet Paris opera çevreleri de bu sese hayran olmuş ve operada söylemesi için teklifte bulunmuşlardı.
Evet oğul Timur Selçuk Fransa´da 11 yıl kaldıktan sonra Türkiye´ye döner. Dönüşünde Fransa anılarını anlatır; Fransa´da beraber çalıştığım sanat çevreleri orada kalmam için teklifler yaptılar.
Fransa´da iki farklı müzik şirketinde çalıştım. Orada kaldığım süre içerisinde Fransızca ve Türkçe şarkılar seslendirdim. Bu şarkılarımdan bazıları plak olarak çıktı. Ama yine de Fransa´da kalmak istemedim ve Türkiye´ye döndüm.
Döndükten sonra burada idealimdeki çok sesli müzik çalışmalarımı gerçekleştirdim. Ayrıca Şeyh Bedrettin destanı, Pir Sultan Abdal ve Dinle Küçük Adam gibi tiyatro eserlerinin müziklerini yaptım. 1 Mayıs şiirini besteledim.
Timur Selçuk´un müziğe bakış açınız nedir sorusuna cevabı ise; Müzik yaşam biçimidir ve çok sesli müzik yaşamsal önem taşır. Avrupa bunu kavradığı için Paris, Londra ve Viyana opera salonları ile kuşanmıştır.
Ben Paris´te büyük orkestralarla pek çok müzik eserini seslendirdim. Paris´te ve Avrupa´da pek çok büyük şehirde sanata ve sanatçıya verilen değer her şeyin üstündedir. Ayrıca antik Roma tarihinden bu yana müzik ve sanat uygarlığın kaynağı kabul edilir.
Timur Selçuk babası ile ilgili anılarını şöyle anlatır: Çocukluk yıllarımda babamın pek çok yakın sanatçı dostları vardı. Örneğin tiyatro yapımcısı Muhsin Ertuğrul, film yapımcısı İhsan İpekçi, bestekar Mesut Cemil ve dönemin Türk Sinemasının başrol oyuncusu Cahide Sonku ilk aklıma gelenler. Ayrıca Müzeyyen Senar da sık gelirdi.
Babam evde film müzikleri üzerine çalışma yapardı. Örneğin Mısır yapımı Leyla ile Mecnun filminin müziklerini Türkçe olarak seslendirme çalışmalarına babam da katıldı.
Film Stüdyosu sahibi olan İhsan İpekçi eski Dış İşleri Bakanı İsmail Cem´in babası olup Nazım Hikmet´in senaryosunu yazdığı Kahveci güzeli filminin çekimini yapmıştır. Filmin başrolünde babam Münir Nurettin Selçuk oynadı.
Ünlü bestekar Tamburi Cemil Efendi ölünce, yakın arkadaşı Nazım Hikmet çok üzüldü ve onun adına bir şiir yazdı. Süreç içinde ünlü bestekarın oğlu Mesut Cemil şiir sözlerine beste yaptı ve şarkıyı Kanatları Gümüş Yavru Bir Kuş olarak Münir Nurettin okudu.
Timur Selçuk Galata Saray lisesinden mezun oldu. Bu dönemde Felseye merak sardı, aynı zamanda dönem gençlik mücadelesinin yükseldiği ve 68 kuşağının dünya politikasını etkilediği yılardı.
Zengin bir müzik kültürüyle eğitilmiş Timur Selçuk babası Münir Nurettin gibi yeniliklere açık olduğundan Paris´e giderek müzik kariyerine bir müddet orada devam ettikten sonra yurda dönüp pek çok güzel esere imza attı.
Ve saygın bir sanatçı olarak geçtiğimiz günlerde yaşama veda etti.
