Haşmet KOLAĞASI


ÜÇÜNCÜ KOMÜNİZM DÖNEMİ DİJİTAL ÇAĞ VE KORONA

Haşmet KOLAĞASI


Dijital Çağ denilen dünyanın son dönemini ifade eden bu çağın başlangıç yılının 2020 yılı olduğu konunun uzmanlarınca söylenmektedir. Bu çağa giriş sürecimizin tarihi derinliklerine de temas ederek bunun bir komplo mu, yoksa normal bir sağlık sorunu mu olduğu konusuna kendi açımızdan karar vermeliyiz. Bize düşen objektif verileri fazla yorum katmadan aktarmaktır. Üstelik her inanç ve akım, tarihin derinliklerinden itibaren bu çağla ilgili mesajlar vermişlerdir.

Korona virüsünün son mutasyona uğramış olan şekline covit-19 denmekle beraber aynı ailenin 50 civarında eski şekli bulunmakta ve insanların bağışık sistemiyle daha önceden tanışmışlardı. Biz henüz tanıştığımız cinsi için de korona virüs kavramını kullanacağız. Korona virüsün öldürücü özelliği zayıf olmakla birlikte yayılma hızı çok yüksektir. Bağışıklık sistemi hazır olmayanları öldürmektedir. Sorun, toplumun çoğunluğunun kısa sürede yakalanması ve sağlık sistemine aşırı yük bindirmesi ile çökertmesidir. Her halükarda sonunda hayat normale dönecektir. Ancak esas sorun takip eden süreçte ortaya çıkacak ekonomik krizdir. Havaların ısınmasıyla D Vitamini artışı ve UV ışınları vasıtasıyla insanların bağışıklık sistemi güçlenecektir, ayrıca bu etkenler NO salgılatarak vücudu onarma mesajı verecektir. Yazın salgının devam edeceği haberlerine inanmayalım. UV ışınları virüsü kavuracaktır, ısı değil…

Burada dikkat çeken bir husus yılda sadece 40 milyar dolar civarında fon ayıran IMF´nin, bu defa bir trilyon dolar fon ayırması ve kendinden para talep eden ülkelerden ekonomik zenginliklerinin devredilmesini talep etmesidir. İlginç olan tarafı bunun Ekim/2019 ayında, yani korona virüs vakası çıkmadan önce kararlaştırılmasıdır. Gene ABD de, IMF´ye karşı 2.2 Trilyon dolar para basma kararı almış ve aynı gayeyle kullanma arzusunda olması muhtemeldir veya IMF ile mücadele için... Yani bu aynı zamanda ekonomik bir işgal operasyonudur. ABD´yi, küreselciler ve ulusalcılar olarak ve diğer alt birimleriyle birlikte birbiriyle savaşan güçlerin meydana getirdiğini unutmayalım. Bir ilginç nokta da korona virüs salgını başlar başlamaz 2 bin civarında CEO´nun yani ekonomik danışmanın istifa etmesidir. Bu da bunun ekonomik bir operasyon olduğu ihtimalini artırmaktadır. Microsoft yönetim kurulu üyesi ve kurucusu Bill Gates de hayır işlerine daha çok zaman ayırmak için istifa etmiştir. Anlaşılıyor ki şu an devletlerin ve ulusların zenginliklerini bir lokma ekmeğe satın alma dönemdir.

Ulusalcıların temsilcisi Trump, Kasım 2020 ayında başkanlık seçimlerine girecektir. Ancak bu seçimlerden önce küreselci aileler ABD ekonomisini krize sokarak Trump´ın seçimi kaybetmesini planlamaktaydılar. Ulusalcılar da daha önce karşı operasyon başlatmıştır. ABD merkez bankası FED´in küreselci ailelerden geri alınması operasyonu başlatılmıştır. Çin´in saf değiştirme ve ulusalcıların safına geçme ihtimali de vardır.

Küreselci ailelerin yayın organı Ekonomist dergisinin kapağında 2020 rakamı ve virüs salgını ile ilgili mesaj verilmiş, ayrıca simsiyah bir kapak da resmederek 2020´nin her şeyin sonu ve yeni bir çağın başlangıcı mesajı verilmiştir. Virüs bir operasyonun ürünü ise kim başlatmıştır ve sonuç ne olacaktır? İşte bu bir muammadır. Dünyanın finans merkezlerini elinde tutan ve dünyanın en gelişmiş laboratuarlarına sahip olan teşkilatların beş yıl içinde yüzlerce virüsü bir araya getirip yeni genetiğe sahip yüzlerce virüs elde edip, sonra da bunları deneyip aralarından isteklerine uygun birini seçme ve yayma ihtimali olamaz mı? Zira medyadaki ipuçları 2015 yılına kadar gitmektedir.

Şuanda aynı 1. ve 2. Dünya Savaşı sonrası güç paylaşımı sürecini yeniden yaşayacağız. Tıpkı Birleşmiş Milletlerin kuruluşunda Güvenlik Konseyi Daimi Üyelerinin belirlenmesi gibi… Zira bu da 3. Dünya Savaşı´dır ve etkileri açısından onlardan daha etkili olacağa benzemektedir.

Bu virüsün açıklanması ile birlikte insanların hızla dijitalleşmeye başladığını görmekteyiz. Para sorgulanmakta ve dijital paraya hızla geçiş yaşanmaktadır. Tele konferans ve sosyal medya üzerinden eğitimin ilk adımları atılmıştır. Esnek ve evde dijital çalışma ve sosyal yardımlar uygulanmaya başlamıştır.

Şuanda sadece tek bir gücün operasyonundan bahsedemeyiz. Birkaç güç kaçınılmaz dijital çağa girişte söz sahibi olmanın savaşını da vermektedir. Büyük bir ihtimalle güçlerini birleştiren galiplerin veya tek galibin isteği doğrultusunda insanlığın yaşam tarzı ve yaşama şansı belirginleşecektir. Şunu da belirtmeliyiz ki bu savaşta Türkiye, her iki tarafça kaybedilmesi asla göze alınmayacak bir güç ve marka olarak öne çıkmaktadır.

Dünya gittikçe merkezileşecek ve insanlar dijital paranın sahibinin isteği doğrultusunda bir hayat tarzı sürecek ve uyumsuz dünya vatandaşları sistemin dışına, yani çöl ortamına atılacaktır. Tıpkı Matrix gibi. Kas gücüne ihtiyaç kalmayacağından insanlar için de üretim yapmaya gerek kalmayacak ve kaynaklar israf edilmediğinden ekolojik denge de korunacaktır. Küreselcilerin Hedefi bu, bazen hedef birliği taşır görünen ulusalcılar da dünya vatandaşlığında uzlaşamadığından belki de ırkçı bir yaklaşımla aynı çağa doğru, aynı metotlarla kanat açmış bulunmaktadırlar.

Bu mücadeleyi Hazreti Adem´e kadar veya Firavun düzenine kadar götürmek mümkün, ancak orta çağa kadar kısaca değindikten sonra Son 150 yılın merkeziyetçi sistemleriyle bağlantılarını inceleyelim.

İnanç ve gücü kendi menfaatleri için yorumlayan sistemlerin en belirgin dönemini Ortaçağ´da Katolik din adamlarının kurdukları düzende görmekteyiz. Halkın sesiz ve haklı memnuniyetsizliğine Martin Luther, Calvin ve Ogüst Comt gibi düşünürler tercüman olmuş; Protestanlık, Laiklik ve Sekülarizm akımları ortaya çıkarak kilise hegemonyasını kırmışlardır. Ancak bu aynı zamanda kilisenin yasakladığı Tapınak Şövalyelerinin faaliyetlerinin farklı isimler altında, gizli teşkilatlar şeklinde dünyanın ekonomik ve siyasi gidişatına yön vermesine altyapı hazırlamıştır. Halkın arzuladığı özgür ve müreffeh hayat tarzı ile kendilerinin kurmak istediği merkeziyetçi devlet sistemini harmanlayarak siyasi ve ekonomik sistemler ortaya atmışlardır.

Küreselciliğin ilk kitabı olan Das Kapital´in yani Komünizmin yazarları ve fikir babaları Marks ve Engels´tir.   Onların hocası da Haham Moses Hess´tir. 1917 Devriminin liderlerinden Lenin diplomatik trenle İsviçre´den yüklü miktarda küreselci parasıyla Rusya´ya doğru yola çıkar. Troçki ise Kanada´dan bir gemiyle büyük miktarda küreselci parasıyla yola çıkar ve 1917 yılında Sovyet devrimini yaparlar, Bu kişilerin küresel sermaye ve teorisyenleriyle temasları ilgi çekicidir. Sovyetler Birliği 1991 yılında küresel üretim çılgınlığına ayak uyduracak nüfus ve konuma sahip olmadığından dağıtılır.  Kuruluşundan dağılmasına kadar küresel sermayenin petrol payını ödemeye devam ederler.

Böylece birinci komünizm dönemi sona erer ve ikinci komünizm dönemi Çin ile başlar. Küresel sermaye ve teknolojik birikim Çin´e yönelir ve Çin proletaryası küresel sermayeye zenginlik üstüne zenginlik katar. Ancak yapay zeka, robotik üretim dijital çağ dönemi geldiğinden artık Çin kas gücüne ihtiyaç kalmamıştır. Çin deneysel laboratuarının kapanması zamanı gelmiştir. Başta Çin nüfusu olmak üzere insan için üretmeyi bırakıp çevre kirliliğine de bir son verme zamanı gelmiştir. Üstelik Çin´in biriktirdiği 3 trilyon doların 2 trilyon doları bir korona virüs söylentisiyle buhar olmuştur. Rusya petrolünün değeri Rusya´yı bir daha ayağa kaldıramayacak şekilde değer kaybetmiştir. Bundan sonra Çin´in devasa üretim bantlarına dünyanın ihtiyacı olmayacaktır. İkinci Komünizm dönemi de sona ermiştir.

Sovyetler Birliği ilan edildiğinde Lenin, “Barış, komünizm tüm dünyaya hakim oluncaya kadar savaşmaktır.” diyerek küresel tek dünya devleti ve dünya vatandaşlığının ipuçlarını vermişti. Diğer görevleri de dinleri, kültürleri, yaşlı sınıfı (!) ve parayı ortadan kaldırmaktı. Korona virüsü de aynı şeyi yapıyor!

3. Komünizm dönemi Küreselcilerin istediği gibi başlaması halinde yeni dünya devletinin zorlamalara ihtiyacı olmayacaktır. Sanal para ve yüz tanıma sistemiyle zaten uyumlu bir dünya vatandaşı olmanın dışında bir yol kalmayacaktır, dünya nüfusunun beş yüz milyona düşürülmesinin yumuşak geçişle olması için dua etmekten başka… 3. Dünya Harbi için de tank ve topa ihtiyaç olmamıştır, bir virüs yetmiştir. Bu savaş, küreselcilerle ulusalcıların bir hakimiyet savaşıdır.  Bu savaş başından beri devam etmektedir. Bunun en iyi örneği Vietnam savaşıdır. ABD sahada savaşırken Küreselciler el altından Vietnam´a destek vermekteydiler, üstelik küreselciler FED ve ABD´nin bir çok anayasal kurumuna hakim iken…

Ancak Dijital çağ savaşında tarafların müttefiklere de ihtiyacı olacaktır. Kendi kendine yetebilen, çağın teknolojisine sahip, cari açığı olmayan devletler söz sahibi olacaktır. Böylece tek başlarına karar veremeyeceklerdir. Bunun sonunda devlet gücüne ulaşamamaları halinde küreselciler tarih sahnesinden bir daha çıkmamak üzere silineceklerdir. Zira artık hiçbir sırları kalmamıştır. Büyük bir ihtimalle arzı mevut hayali sona erecek;  Müslümanlar ve üçüncü dünya insanları artık itilip kalkılmayacaklardır.

Sağlık ve Esenlikler

hasmetkolagasi@hotmail.com  www.iskenderunses.net

                                                                   Mehmet Haşmet KOLAĞASI