Mustafa AKYÜREK


YALNIZLIĞIN ADI YOKSUNLUK

Mustafa AKYÜREK


Adil Okay bir şiirinde;

“hüzne boyandı şehir
Sokaklar öksüz kaldı”

derken, ES işaretini lirik bir ezginin coşkulu notalarına yerleştiriveriyor.
Birdenbire şarkılar susuyor, kuş cıvıltıları kayboluyor. Issızlık kaplıyor, her yanı. Evler, çıkmaz sokaklar sanki ‘Karartma Geceleri´ne tutsak.
Gerçi, şerbetliyiz bu konuda…
Derimiz kalınlaşmış, ellerimiz nasırlaşmış. Gözlerimizse ferini kaybetmiş, suratımız asık.
Kaç zamandır ‘Yeşil Ada´mıza kalkacak gemiyi beklemekteyiz. Oysa; çımacılar kendi kulübelerine çekilmiş, limandan demir alacak gemiyi beklemektedirler.
Olup bitenler atmosferi yaşanırken öksüzlük, yetimlik birinci sıraya oturuyor…
Nedense, yalnızca çocukların öksüz, yetim kalacaklarına inanılır.
Ya insanın duldasına sığındığı duvarlar?
Sırtını yasladığı duvarlar ve kuşların altına girdiği saçaklar?
Dalgaların hıncı, dövünen kayalıklar, kumsallar, deniz fenerleri…
İnce belli bardak keyfi yaptığımız çay bahçeleri, kıyı meyhanesi, simitçi arabaları, börekçiler.
Saymakla bitiremeyeceğimiz ve ‘şey´ denilen ne varsa öksüz, yetim.
Peki sayabildiğim, ıskaladığım uzaktaki olanaklar?
El tutmaz, göz görmez ne varsa yaşam vahasında, kalın ve de siyah perdelerin örttüğüdür.
Bundandır ıssızlığımız, güpegündüz karartma gecelerimiz.
Yürünmedik yol iplendiğinde, yenilmedik ballı incir, salkım üzüm yenildiğinde yoksulluk Kaf Dağı´nın ardına çekilir.
Sonrasında yetimlik, öksüzlük son bulur. Solo halimiz koroya dönüşüverir.
Dere tepe ‘Simmurg´ aramaklığımız son bulup hepimiz sarı tüyleri kanatlarımıza takar, gökyüzüne yükseliriz.
‘Anka Kuşu´ aramaklığımız bittiğinde murada ermişliğimiz rüya olmaktan çıkar.
‘Huma Kuşu´ uzun havaları kısalır, yeryüzüne ayak basar.
Kısaca; yokluk-kıtlık yenildiğinde “yarin yanağından gayrı” her şey “Halil İbrahim Sofrası” olur.
Demem o ki, yoksunluk denilen her şey varlık olur.
Böylelikle öksüzlük, yetimlik ve ulaşılmazlık Zimmet Defteri´nden düşer.
Yazık ki; yol uzun, ufuk dar.
Şairin dediği gibi;
…….
“yalnızlık hep bana
Bana mı düşer usta”
……… (Refik Durbaş)

10.04.2020
akyurek1956@hotmail.com