Nurullah ER


YAPRAK DÖKÜMÜ

NURULLAH ER


Bakmayın yazdan günler yaşadığımıza, doğanın yeşil dokusunu koruduğuna.

Hayaller yıkılırken girmiştik sonbahara.

Kış soğuk ölüm acılarıyla dolu.

Toplumda yaprak döküm günleri…

İletişim teknolojisini kullanmakta zorlansak da, kendimizce cep telefonunda, bilgisayarda oluşturduğumuz facebook sayfasında, sosyal medyayı kullanarak; akrabalarımız, yakınlarımız, iş arkadaşlarımızla kendimizce yazışıyorduk.

Güzelliklerimizi konuşup, mutluluklarımızı paylaşıyorduk.

Şimdilerde hepten karabulutlar kaplamış üstümüzü.

Sayfayı açmaya elimiz varmıyor.

Açtığımızda mutlak bir tanıdığımız kaybettiğimizi görüyoruz.

Aileden biridir, komşudur, iş arkadaşı, bir dost, bir yakınımızın ölüm haberiyle sarsılıyoruz.

Kaybolup gidiyor her gün onlarcası…

Cenazelerine katılamıyoruz, taziye ziyaretine gidemiyoruz, ancak internet sayfamızdan geride kalanlara baş sağlığı dilemekle yetiniyoruz.

Böylesi kadersiz ölümleri yaşayanlar, insanlık adına çok şeyler yapmış olsalar da, güzel şeyler gerçekleştirseler de, iyiliklerde bulunsalar da ölümlerinin adı yalnızlık ölümü oluyor.

Yalnızlığı yaşlandıkça kabul etseler de, yalnızlık içinde çaresizce ölmeyi akıllarına bile getirmemişlerdi.

Son nefeslerini verirken sıcak bir elin nefeslerine umut olacağını bile kabullenmişlerdi.

Daha yaşanacakların, ömrüne renk katacağını düşünmüşlerdi.

Ne var ki yalnızlık ve çaresizlik, yüreğine oturarak kapamıştı gözlerini.

Böylesi olmamalıydı.

Zamansız yalnızlık ölümlerini, böylesi bir salgın hastalığın pençesinden çıkarıp almak kolay olmuyor.

Ne var ki önlem almada, çare bulmada geç kalınıyor.

Sosyal mesafe, maske, temizlik kuralına yeterince uyulmadığı görüşünde yetkililer.

Ne var ki işin ekonomik boyutunun, insan sağlığı boyutunun önünde olduğu da görülüyor. O nedenle yaşamın içine başka bir yaşam, ölümün içinde başka bir ölüm konduğu sorgulanmıyor. Zamanın sesine ulaşmak, çareye çözüm olmakta geç kalınıp, mavi gökyüzü, karatoprak acıya tutsak ediliyor.

Dünya Koranavirüs hastalığının pençesinde, İnsanlık ağır fatura ödeyerek can çekişiyor, ürkütücü bir sorunla karşı karşıya.

Çözüm bilimsel ve aklın öncülüğündedir.

Dünyanın başına gelen felaketler, yöneticilerinin akılsız olmalarından değil, ortak aklın kullanılmamasından yaşanıyor.