Nurullah ER


ZOR YILLAR

NURULLAH ER


 
Dünya, son yüzyılın en kötü günlerini yaşıyor.
Dünya kara coğrafyasında yer alan ülkemiz de bundan nasipleniyor.
Yılını doldurdu nerdeyse.
Dünyaya meydan okuyan güçler bile sinip kaldılar.
Tek kahraman Koranavirüs.
Dünyayı sallıyor.
Dört bir yanımız ölüm kokuyor.
Yüreklerde kor ateşi…
Haberlerde ölenleri kalanları sayıyoruz.
Hastahanelerde oluşan trajedileri görüyoruz.
Böylesi günde birbirimize sarılacakken, birbirimize bileniyoruz.
Kimseden romantizm beklemiyoruz, ama kimsenin de tozu dumana katmasını istemiyoruz.
Hepimizin kaybettiği yakınları var.
Yüreklerde yanan ateşe dönse de yönümüz, evlerdeki acı çığlıkları ancak, duvarlar, pencereler paylaşıyor.
Korkutuyor, yalnızlık ölümleri…
Elimiz günden güne daralıyor, cebimiz boşalıyor, işsizlik can yakıp, mutfak açlık kokuyor. Elde avuçta bir şey kalmayınca bilinmez günler sayıklanıyor. Böylesi zor günleri, acıları fırsatçılığa çevirenlerden de geçilmiyor. Öznesi para olanlar tilki kurnazlığıyla dört dönüyor.
Sorumluluğu başından savmakla, görevi savsaklamakla bu işin altından kalkılamaz.
Yalnızca yalnızlığını yaşayan yaşlılar, emekliler toplumdan ayıklanarak bu sorun çözülmez.
Dünyayı kasıp kavuran bu korana günleride birgün bitecek.
Yakınlarını bu vakada kaybedenlerin acısı belleklerinde kalıp, yoksulluğunu, çaresizliğini yaşayanların yüreklerinde izi kaybolmayacak. Kara kalpliler, kötülükten beslenenler virüsü ne var ki etkisini kaybetmeyecek.
Tesellilerle avunmaya çalışıyor, Almaya´da Koranavirüs aşısını bulanla Türkle övünüyoruz. Ne varki böylesi bir bilim adamını Devlet olarak yetiştirememekle de utanıyoruz.