Orta Doğu'nun birçok yerinde, Türkiye'de Arap Alevilerin yoğun yaşadığı Adana, Mersin, Hatay'da da kutlanan Gadir-Hum bayramı dolayısıyla AKAD ve EHDAV tarafından düzenlenen konferanslarda barış mesajı verildi. Bayram dolayısıyla dualar edildi, bölgesel bir yemek olan ve buğday ve etle pişirilen hrisi dağıtıldı. Hazreti Muhammed'in Veda Haccı dönüşünde ve 'Gadir Hum' adı verilen yerde, Hazreti Ali'yi vasi tayin ettiği gün olarak kabul edilerek kutlanan bayramda, hiçbir işin yapılmaması gerektiği kabul ediliyor.
Yeral: Barışın hâkim olmasını istiyoruz
Ehl-i Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı EHDAV tarafından Antakya Kuzeytepe'de Asi Düğün salonunda düzenlenen 27. Uluslararası Hz. Ali-Gadir Hum Bayramı ve Kardeşlik Konferansı saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Konferansın açılış konuşmasını yapan EHDAV Başkanı Ali Yeral, bölgede yaşanan çatışma ve saldırılara dikkat çekti, barış dileğinde bulundu.
Gazze ve Lübnan'a yönelik saldırıya son olarak İran'ın da eklendiğini ve gelişmeleri kaygı ile takip ettiklerini belirten Yeral, "Savaşların da kavgaların da kuralları var. Ama maalesef ne Avrupa Birliği'ni ne NATO'yu ne Birleşmiş Milletleri ne de hiçbir insani kaideyi kale almayan ve hiçbir şeye dikkat etmeyen bu gayri meşru rejim, bölgeyi ateşe atmaya çalışıyor. Herkesin bilgisi üzere 2011 yılında Büyük Ortadoğu projesi adı altında çirkin bir yapılanmaya gidildiği ve maalesef İslam ülkelerinden 20 devletin haritasının değiştirilmesi istendi. Biz burada daha güzel şeyleri konuşmak isterdik. Ama maalesef dört bir yanımız ateş çemberiyle dolu. Velayet bayramımızı ağız tadıyla bile kutlamamıza izin vermiyorlar. Biz haritanın değişememesi için, BOP ile yeni devletçiklerin, yeni yeni oluşumların çıkmaması için Türkiye'nin, Suriye'nin, İran'ın, Irak'ın ve diğer İslam ülkelerinin parçalanmaması için, bunu ta 2011'lerden dile getirdiğimizde birileri bunu Alevicilik, mezhepçilik olarak algıladı. Ama görüyorsunuz sosyal medyaya yansıyan çok çirkin manzaralar var. Sadece dininden, mezhebinden dolayı kör bıçakla kesilen, tekbir eşliğinde havaya uçurulan mescitler, camiler, kiliseler, evliya türbeleri, ashap türbeleri… maalesef yüzlerce, binlerce ifade edilmektedir" dedi.
Suriye'de yaşanan ve sosyal medyaya yansıyan görüntüleri de hatırlatan ve Colani'yi eleştiren Yeral, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz bu millete Sünnilik adı altında birilerinin özellikle Emevilik ve Yezidilik öğretilmesine karşıyız. Allahuekber deyip insan boğazlayan, hamile kadının karnını deşip ceninini çıkaran ve onu kazanda kaynatıp yiyen yamyamlarla biz kardeş olmadık, hiçbir zaman da olmayacağız. Alevileri, Yezitler, Emeviler, Sufyaniler, Abbasiler, Eyyubiler, Osmanlılar bitiremedi. Siz mi bitireceksiniz. Be hey cani Colani! Güneş yeniden doğacaktır. Bu dünya o kadar zalim, diktatör gördü ki.. onları da tarihin çöplüğüne gömecektir. Birileri 'biz Alevilerin inancını yanlış görüyoruz' diyor. Defalarca söyledim; biz inancımızı hiçkimseye ispat etme gerekliliğini kendimizde görmüyoruz. Biz namazımızı, ibadetimiz, hayatımızı birileri görsün diye değil, güzel not versin diye değil, sadece ve sadece ilahi rıza için yaparız. Ben seni bütün hatalarınla birlikte kabul ediyorum. Sen beni niye Aleviliğimle, doğrularımla kabul etmiyorsun? Tek temennimiz bölgedeki ateşin, kan ve gözyaşının başta kardeş Suriye'de olmak üzere Lübnan, İran, Irak, İslam ülkelerinde ve bütün dünyada bitmesi. Barışın ülkemize, bölgemize, bütün dünyada hâkim olmasını istiyoruz. Mevla'm ülkemizi, milletimizi, ümmetimizi, dünyamızı, bütün afetlerden, teröristlerden, Emevilerden, Yezidilerden, Siyonistlerden mahfuz etsin."
Bölge milletvekillerinin de katıldığı Ehdav'ın konferansında Fas İlim Meclisi Başkanı Ş. İdris El-Hani, merkezi Almanya'da bulunan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Mat da konuşma yaptı, Ayhan Kara Gülbahar Halk Korosu Alevi nefes ve deyişleri seslendirdi.
Yenmiş'ten 'sevgi ve huzur' dileği
Alevi Kültürünü Araştırma Derneği AKAD tarafından Gadir Hum ve İslam konulu konferans, AKAD Kültür Binasında gerçekleştirildi. Siyasi parti temsilcileri, bölge milletvekilleri, belediye başkanları, sivil toplum kuruluş temsilcilerinin de katıldığı konferans saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Şeyh Menna Gündüz'ün Kuran-ı Kerim tilavitinin ardından Mehmet Uslu, Gadir Hum Biatı konulu sunum yaptığı konferansın açılış konuşmasını AKAD Başkanı Nihad Yenmiş yaptı. Gadir Hum hutbesi ve önemini ele alan Yenmiş, bu günün tüm insanlığa barış, sevgi ve huzur getirmesi dileğinde bulundu.
Reyhani: Sesler Suriye için de yükselmeli
AKAD'ın etkinliğinin kapanış konuşmasını yapan Sadık Reyhani de bayramların ayrışma değil beraberlik ve kardeşlik günleri olduğunu belirtti. Gazze'de yaşananları 'ortak yara' olarak nitelendiren Reyhani şöyle konuştu: "Gazze'de yaşanan insanlık dışı saldırılar, bir halkın göz göregöre yok edilmeye çalışılması, vicdan sahibi herkesin ortak yarasıdır. İsrail'in uyguladığı bu soykırımı lanetliyoruz. Gazze'de ölen her çocuk, yıkılan her ev, insanlığın kalbine saplanan bir hançerdir. Ancak aynı vicdan Suriye için de aynı olmalıdır. Yıllardır Suriye'de, özellikle sahil bölgelerinde yaşayan Alevi kardeşlerimize yönelik gerçekleştirilen sistematik katliamlar, sürgünler ve linç girişimleri gün geçtikçe artmaktadır. Buna uluslararası basın, batı kamuoyu ve de özgürlük ve insan hakları örgütleri ses yükseltmelidir. Bu hunharca ölümleri görmelidirler. Hiç bir halkin acısı diğerinden daha değersiz değildir. İnsan hakları evrenseldir. Acılar karşısında taraf tutmak, adaleti çürütür. Gazze için yükselen sesleri selamlıyor, ama aynı seslerin Suriye'deki Aleviler için yükselmesini diliyoruz."
Tümkaya, Veda Hutbesi'ni değerlendirdi
AKAD'ın konferansında AKAD Yönetim Kurulu Üyesi Davut Tümkaya, Gadir Hum'un İslama etkisine ilişkin bir sunum yaptı. Tümkaya, bir çok yazarın Gadir Hum hutbesinin sadece bir bölümünü kitaplarına aldıklarına dikkat çekerek, "Ancak bu hutbe uzun bir hutbedir. Hutbenin içi boşaltıldı. Çünkü hutbede yeralan çok önemli mesajlar yayılmadı ve yayılmasına izin verilmedi. Bir nevi sansüre uğratıldı. Günümüz yazarları da özellikle Gadir hutbesini yok sayma eylemine girmiş ve bazıları da hutbeyi birkaç satırla bitirmişlerdir" dedi. Hutbe ile vasiyetin hayat bulmasının günümüze etkilerine ilişkin ise Tümkaya şu değerlendirmeyi yaptı: "Gadir Hum günü önemlidir çünkü tüm İslam alemi Gadir hutbesini kabul etmiş ve bu yolda ilerlemiş olsaydı; İslamiyet 73 fırkaya ayrılmayacaktı, Alevi Sünni ayrımı olmayacaktı, Cemel Savaşı olmayacaktı, mezhepler oluşmayacaktı, dinle ilgili ihtilaflar olmayacak, kimse Kur'an'a karşı gelmeyecek, İslamiyet en doğru ve en güzel şekliyle dünyaya yayılacak, kimse din adına insan öldürmeyecek, Kerbela vahşeti yaşanmayacaktı, din adına dünyaya kan ve şiddet yayılmayacaktı. Sadece ve sadece sevgi, hoşgörü, barış severlik, tüm inançlara saygı, tevazu ve güzellik yayılacaktı. İşte bugün burada Hazreti Ali'yi ve onun faziletlerini anmakla onurlanmak, Gadir Hum olayını bilmeyenlere anlatmak ve en önemlisi Hz. Ali'nin hiç kimse ile kıyaslanmayacağını; ilmiyle, irfanıyla, ibadetiyle, zühdüyle, üstün belâgat söylem yeteneğiyle, kahramanlığıyla, Hz. peygamberin yanındaki duruşuyla adeta insanlık tarihinin güneşi olarak tüm çağları aydınlatan bu kişinin sadece ve sadece Hz. Ali olduğunu tekrarlamak ve ona olan bir biatımızı yenilemek için bulunuyoruz."