Yakın tarih denecek bir dönemde insanlığı yok edecek bir dünya savaşı yaşandı. Bu savaş sıradan bir çatışma değildi. En önemlisi atom bombasının ilk defa Japonya üzerinde kullanılması ileriye yönelik tehlikenin gelecek günlerde Alman nazizmini aşan tehlikenin kapıda beklediğini haber veriyordu.
ABD tarafından kullanılan atom bombası 250 bin masum sivil halkın üzerinde kullanıldı.
Atom bombasının başarıyla kullanıldığı haberini Missouri savaş zırhlısında bulunan ABD Başkanı Truman şampanya patlatarak haykırıyordu; ‘Artık bütün dünya halkları ABD´nin gücünü anlayacaklardır. Bundan sonra bütün dünya halkları ingilizce konuşacaklardır.´
Ne diyordu nazi lideri Hitler 1930´larda; 'Yeni iktidar günlerinde Deutschland Ales/ bütün dünya halkları bundan sonra Almanca konuşacak.”
1980 sonrası ABD´nin ve onun silahlı gücü Kuzey Atlantik Paktı NATO´nun yeni dünya düzeni sistemi içinde geçmişte anlattığımız tehlike bugün Ortadoğu´da yaşanmaktadır. Tek kutuplu dünya sisteminin ne olduğu bugün acaba anlaşıldı mı?
Berlin Duvarı yıkılırken ellerinde bira şişeleriyle gösteri yapanlar, hürriyet çığlığı atanlar acaba kendilerini sorguladılar mı? Hangi hürriyet, evet hangi özgürlük, Bundan birkaç yıl evvel Doğu Berlin´de yüz binin üstünde kişi Doğu Berlin´i istiyoruz diye haykırdılar. Maalesef sizlere geçmiş olsun. Biraya koştuğunuzu unutmayın.
Batı dünyası daha 1945´te savaş bitti diye dünya halkı coşku içinde gösteri yaparken ABD, soğuk savaşın adımlarını atıyordu.
Aslında kapital sistem 1939 yılında başlayan dünya savaşını kaybetti.
Ne zaman yenilmeyen Nazi ordusu Doğu cephesinde durduruldu. Havadan İngiltere´yi kuşatan Almanya, Londra´yı beşyüz uçakla her gün bombalıyordu.
Hitler´in zafer ordusu ilk yenilgiyi Sovyet topraklarında almıştı. Bu direniş insanoğlu için bir umut olmuştu. Yenilmez denen teknik gücün karşısında Paris düşmüştü. Peki ABD´ye, Japonya Pearl Harbor, ABD´nin Pasifik´teki en büyük deniz ve hava üssüne intihar uçaklarıyla baskın yaparak inanılmaz konuma getirdiler. Sonuç, ABD başkanı Roosevelt, çok ilginç, savaş karşıtı bir kişiydi. Sömürgeci İngiliz Başbakanı Churchill´in başkanı ziyaret ederek katılma çağrısına hep karşı durmuştu. Ne zamana kadar?
Japonların Pasifik Pearl Harbor baskınına kadar Churchill İle görüşerek deneyimli diplomatı Moskova´ya yollayarak Sovyet yönetimiyle işbirliği yapmasını önermesini ister.
Başkan Roosevelt Sovyet yönetimiyle müttefik olduğunuz zaman Almanya´yı yenebiliriz. Roosevelt´in Sovyetlerle iş birliği önerisi kongre, senatoda çok tartışma yarattı. ABD senatosu sovyet beraberliğine tepki gösterdi. Başkan Roosevelt, senatoda yaptığı konuşmada, 'Baylar, Alman teknik ordusu Stalingrat´ta ilk yenilgiyi aldı. Bu gücü görmek zorundayız. Avrupa yanıyor. Bu yangın, doğu cephesinde durduruldu. Akılcı hareket etmezsek yangın bize yansıyacak. Pearl Harbor´ı unutmayın.”
Amerikan gericiliği politik sanatçı Şarlo´nun Diktatör filmini yasakladığı zaman başkan müdahale ederek film gösterime geçti. Şimdi konumuza geçelim. Kapitalist yönetim, sürekli tek yanlı propaganda yaparak dünya savaşı Normandiya cephesinde kazanıldı diye soğuk savaş dönemi dahi günümüze kadar güdümlü yayın yapmakta. Müttefikler, Fransa sahillerine denizden karadan beşyüz uçakla çıkarma yaptıkları zaman Kızılordu, Berlin´e girmişti.
Eğer Normandiya çıkarması biraz daha gecikseydi ne olurdu söyler misiniz?
Sovyet Ordusu Paris´e girerdi. Tıpkı Polonya, Varşova Auschwitz ölüm kampına girip tutsak Yahudi insanlarını kurtardığı gibi. Aslında Paris´in nazilere teslim olmasında mevcut liberal partiler, halk cephesi/cumhuriyet yanlılarının iktidar olmasına karşı Hitler´e Paris´i altın tepsiyle verdiler.
Genelde Normandiya çıkarması geç açıldı. 1943 yılında üç büyüklerin Tahran konferansında -ABD başkanı Roosevelt, Sovyet lideri Stalin, İngiltere başbakanı Churchill- ortak alınan karar gereği 1943 sonunda Normandiya çıkarması yapılacaktı. Ama yapılmadı. Söz verilen tarihte neden yapılmadı?
Kızılordu Berlin´e yaklaşırken Fransa´nın Normandiya sahillerine müttefikler çıkarma yaptı.
Almanya´nın ulusal savaş kahramanı Mareşal Rommel / çöl tilkisi lakabıyla anılan ünlü komutan, Normandiya çıkarması ona haber verildiği zaman umutsuz bir şekilde ‘Biz doğu cephesinde yenildik´ der.
Batılı müttefiklerin Fransa sahillerine asker çıkarmalarının asıl nedeni sahte kahraman yaratmak için kazanılmış bir zafere ortak olmak istiyorlar. Savaşın galibi şu anda Berlin´de kutlamalar yapmakta. Mareşal Rommel, savaşın gerçek kahramanlarını tahlil etmişti.
Gerçekler hep Batı tarafından inkar edilip sahte kahramanlar üretildi. Fransa´nın işgaline karşı cumhuriyet yanlısı sosyalistler tıpkı 1789 Jakobenlerin Bastille´e yürüdükleri gibi Büyük bir mücadele sonucu Alman gestaposu tarafından kurşuna dizilen 27´ler denilen ilerici hareketin öncüsü ölüme giderken yakınlarına yazdıkları mektuplara bakalım;
“Jean Cattellus 1943
Sevgili kardeşim
Dün ölüm cezasına çarptırıldım. Ölüm anını cesurca bekliyordum. Dosyam çok kabarıktı. Özel olarak dosyama Georges Politzer´in Felsefenin Temel İlkeleri kitabını belge olarak koymuşlar. Ölümümüm, dava adamın isminin aynı anda olması benim için ne kadar gurur verici. Kendi davam için haklı ve insani bir felsefe için cesurca ölüme gideceğim. Anımı ve ailemi sana emanet ediyorum. Çünkü adımız lekesiz; onurla söylüyorum.
Şu anda Kızılordu´nun ayak seslerini buradan duymaktayım. Son olarak dostlarıma veda ederken sehpaya La Marseillaise marşını okuyarak ölüme gideceğim. Kardeşim seni bütün içtenlikle kucaklıyorum.”
Fransa´nın kurtuluşu bu… yurtsever cumhuriyetçiler, kendilerini ortaya koyarak, ölüme meydan okuyarak anıtlaştılar.
Normandiya çıkarması sona eren savaşın son aşamasıydı.
Yazımızı, ABD Başkanı Franklin Roosevelt, 1944 sonu Yalta konferansında Sovyet lideri Stalin´e, 'Sayın Mareşal Stalin, Ordunuzun Stalingrat´ta kazandığı zaferlerden dolayı sizleri kutlarım.”
6 Haziran 1944/Normandiya çıkarmasının 76. yıl dönümünde gerçekleri yazmaya çalıştık. Peki İkinci Dünya Savaşı kazanımında başarı nereden kaynaklandı?Sosyalist felsefeden...
Kızılordu, Berlin´e girmişti. Eğer Normandiya çıkarması biraz daha geç kalsaydı ne olurdu söyler misiniz? Sovyet ordusu Paris´e girerdi. Tıpkı Polonya, Çekoslovakya, Balkanlara girdiği gibi… sıra Batı Avrupa´ya gelecekti. Başta İtalya olmak üzere.