Akın Bodur/İskenderun
Özçelik-İş Sendikasının toplu iş sözlemesi sürecinde 'yetkisiz olduğu döneme ilişkin' İSDEMİR'den 'gizli protokolle' aldığı 17 milyon liranın usülsüz olduğu yönünde açılan davada, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin kararı sonrası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığına "o parayı alın" başvurusu yapıldı. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin kararında, "... dava dilekçesinin talep sonucunda sendikaya ödenen tutarın Hazineye aktarılması talebinin bulunmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir..." ifadesine yer verilmişti.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin kararı üzerine Mehmet Özan, avukatı Bülent Akbay aracılığıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığına ayrı ayrı yaptığı başvuruda, Yargıtay kararını anımsattı ve paranın sendikadan faiziyle alınıp, hazineye devrinin sağlanmasını istedi. Akbay'ın, iki bakanlığa gönderdiği dilekçeli başvurusunda, "Müvekkil tarafından Çelik İş Sendikası aleyhine maddi manevi tazminat istemi ile dava açılmış, bu kararın neticesinde Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin ekte sunulan kararında görüleceği üzere, 'Sendikaya ödenen tutarın Hazineye aktarılması talebinin bulunmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup' denmek suretiyle hazineye aktarılması talebi olması halinde, işlemin usul ve yasaya aykırı olduğuna yani ödenen tutarın hazineye aktarılması gerektiğine işaret etmiştir" ifadesine yer verildi.
Bakanlıklara 'yasayı uygula' çağrısı yaptı
Faaliyetlerini Özçelik İş olarak sürdüren sendikanın, İSDEMİR'de (İskenderun Demir ve Çelik A.Ş.) örgütlü iş yerleri listesine eklemek adına 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 42. maddesi gereği bakanlığa yetki başvurusunda bulunduğu, ancak 'sendikalı işçi çoğunluğu sağlanamadığı' gerekçesi ile başvurunun reddedildiği, Hatay İş Mahkemesinin 2015/545 esas - 2017/199 karar sayılı ilamıyla red kararı kaldırıldığı anlatılan başvuruda şunlara yer verildi: "Yetki kazanmasının akabinde başta Anayasa'da düzenlenen " toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı" ile işbu hakka işlerlik kazandırmak maksadı ile kabul edilmiş 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda yer alan hükümlere tamamen aykırı bir usul izlenerek İSDEMİR ile 02/01/2018 tarihli gizli bir protokol düzenlenmiştir. Protokolde; İSDEMİR ile Çelik İş Sendikası yetkililerinin 01/01/2018 - 31/12/2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesine ek olarak bazı şartlarda anlaşmaya varıldığı belirtilmiş olup; '...İşbu sözleşmenin yürürlük tarihinin işverenliğin talep ve önerisi doğrultusunda 01.01.2018'e çekilmesi suretiyle öncesi dönemin sözleşmesiz geçilmesi nedeniyle ortaya çıkan sendika üyelik ve ve dayanışma aidat kayıplarını telafi etmek ve sendikanın zararının karşılamak amacıyla bir defaya mahsus olmak üzere 06/01/2018 tarihine kadar işverenlikçe , sendika hesabına 17.000.000 (Onyedimilyon) ödeme yapılacaktır.' şeklinde bir protokol hükmü İSDEMİR adına Toker Özcan ve davalı sendika adına ise sendika başkanı Yunus Değirmenci'nin imzası ile kaleme alınmış, protokolde bahsi geçen 17.000.000,00 TL sendika hesabına aktarılmıştır. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda sendikal kuruluşların gelirlerinin neler olabileceğini net bir biçimde belirten 28. maddenin 1. fıkrasında yer alan 'Kuruluşların gelirleri ve giderleri Kuruluşların gelirleri; Üyelik ve dayanışma aidatları, tüzüklerine göre yapabilecekleri faaliyetlerden sağlanacak gelirler, bağışlar, mal varlığı gelirleri, mal varlığı değerlerinin devir, temlik ve satışlarından doğan kazançlardan, ibarettir' ile aynı hükmün devamında 3. fıkrada yer alan 'işçi kuruluşları, işverenler ve bu kanun ve diğer kanunlara göre kurulan işveren kuruluşlarından; işveren kuruluşları da işçilerden ve bu kanun ve diğer kanunlara göre kurulu işçi kuruluşlarından yardım ve bağış alamaz.' şeklindeki hükme göre, ilgili sendikanın dava dışı İSDEMİR ile 2015-2018 arası dönemin sözleşmesiz geçirilmesi karşılığında aldığı 17.000.000,00 TL'nın hiçbir şekilde hukuki bir temeli bulunmadığı açıkça ortadadır. Aynı kanun maddesine göre, 'sendikalar işverenlerden aidat dışında para alamazlar. 6356 sayılı yasanın 28/4 maddesinde, yukarıdaki hükümlere aykırı olarak yardım ve bağış alınması hâlinde üyelerden birinin veya bakanlığın başvurması üzerine, mahkeme kararıyla, alınan yardım Hazineye aktarılır' denmektedir. Alınan para aidat dışında bir para olduğunundan, kanun hükmü gereği hazineye aktarılması gerekmektedir."
Yargıtay kararı neyi içeriyordu?
Başkan Seracettin Göktaş, üyeler Havva Aydınlı, Şehnaz Kırmaz, Doğan Korkmaz ve Hüseyin Sarıkamış'tan oluşan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, oy birliğiyle verdiği kararda, şu değerlendirmeye yer verdi: "... Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı kanunun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava dilekçesinin talep sonucunda Sendikaya ödenen tutarın Hazineye aktarılması talebinin bulunmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir..."
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55