'Haklarda aşınma var'

 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi´nin kabul edilişinin 70. yılı dün kutlandı. İHD İskenderun Şubesi, dün kentte düzenlediği açık hava basın toplantısında, 'İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi´nin kabul edilişinin 70. yılında barış, adalet, eşitlik, özgürlük ve demokrasi ile insan onurunun korunmasını istiyoruz' değerlendirmesini yaptı.

 Selçuk, 'BM ve Avrupa konseyi´nin insan hakları ve demokrasiye dayalı bir sistem üzerinden inşa edilmesine karşın aradan geçen 70 yıllık zaman içersinde insan haklarında aşınmanın gerçekleştiği ve insan haklarının araçsallaştığı, devam eden ekonomik krizler, silahlı çatışma ve savaş ortamlarının insan haklarını tehdit ettiği bir dönemi yaşıyoruz' dedi.

Akın Bodur/İskenderun
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi´nin kabul edilişinin 70. yılı dün kutlandı. İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şubesi, dün İskenderun´da yaptığı açık hava basın toplantısında, 'İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi´nin kabul edilişinin 70. yılında barış, adalet, eşitlik, özgürlük ve demokrasi ile insan onurunun korunmasını istiyoruz' dedi.

'70 yıllık zamanda haklarda aşınma gerçekleşti'
Ulucami Caddesi üzerindeki Sağlıklı Yaşam Parkı önünde düzenlenen basın toplantısında konuşan İHD İskenderun Şube Başkanı Coşkun Selçuk, BM´nin, İnsan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanan, bir giriş ve 30 maddeden oluşan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi´nin, 10 Aralık 1948 tarihinde Fransa´nın başkendi Paris´te toplanan BM Genel Kurulu tarafından kabul edilip, ilan edildiğini anımsattı.

'Vicdan, eşitlik; Barış, özgürlük' dövizleri ile 'İnsan hakları hemen şimdi; Yaşasın halkların kardeşliği; Faşizme karşı omuz omuza; Baskılar bizi yıldıramaz' sloganları arasında konuşan İHD şube başkanı Selçuk, 'BM ve Avrupa konseyi´nin insan hakları ve demokrasiye dayalı bir sistem üzerinden inşa edilmesine karşın aradan geçen 70 yıllık zaman içersinde insan haklarında aşınmanın gerçekleştiği ve insan haklarının araçsallaştığı, devam eden ekonomik krizler, silahlı çatışma ve savaş ortamlarının insan haklarını tehdit ettiği bir dönemi yaşıyoruz. Dünyadaki kötü gidişatın özellikle mülteci-sığınmacı-göçmenlerin sayısını arttırdığı, bu kişilerin haklarının pazarlık konusu yapıldığı, bu durumun da insan haklarının araçsallaşmasına özellikle neden olduğu, BM ve AK sistemin insan haklarının evrenselliği ve uluslararası korumaya tabi olması anlayışı bakımından, yetersizlik ve eksikliklerinin ortaya çıktığının görüldüğü bu dönemde yeniden insan haklarını hatırlatmak başlıca görevlerimiz arasındadır' diye konuştu.

'Temel sorunları çözmekten uzaklaşıldı'
Öğle namazı için ezanın okunması üzerine konuşmasına ara veren ve ´tek kişi´ yönetimine dayalı otoriter bir başkanlık modeline geçilmesinin sürekli hak ihlali ürettiğini savunan İHD İskenderun Şube Başkanı Coşkun Selçuk, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Dünyadaki bu durumun Türkiye´deki olumsuz gidişata katkıda bulunduğu, Türkiye´nin insan hakları ve demokrasi sorununun giderek büyüdüğü, Türkiye´nin temel sorunlarını çözmekten uzaklaştığı ve giderek otoriterleştiği yeni bir döneme girilmiştir.'
Selçuk, konuşmasına şöyle devam etti: 'Siyasi iktidarın Ortadoğu politikasını değiştirerek Suriye iç savaşının sona erdirilmesinde ve Irak´ın iç istikrarının sağlanmasında, halkların kendi geleceğini belirleme ilkesine uygun olarak barışçıl politikalara yönelmesini savunuyoruz. OHAL KHK´ları ile ihraç edilen kamu görevlilerinin işe iadelerinin sağlanması, OHAL ile birlikte yaklaşık 150 bin insana dayatılan ´sivil ölüm´ halinin bir an önce sona erdirilerek bu kişilerin görevlerine iadesi sağlanmalıdır. Halkın iradesini temsil eden belediyelerdeki kayyumların kaldırılarak seçilmişlere iade edilmesi, tutuklu belediye başkanları ve diğer seçilmişlerin serbest bırakılması sağlanmalıdır. Ötekileştirilen farklı etnik ve inanç gruplarının hakları tanınmalı, özellikle Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı taleplerinin karşılanması konusunda verilen sözler yerine getirilmelidir. OHAL döneminde toplumsal muhalefetin sesini yansıtan basın ve yayın kuruluşlarının KHK´larla kapatılıp binlerce gazetecinin işsiz bırakıldığı koşullar ortadan kaldırılmalı, basın ve yayın kuruluşlarının yeninden açılması sağlanmalıdır. İnsan haklarının amacı, korkudan ve yoksulluktan kurtulmaktır. Türkiye´ nin içinde bulunduğu durumda yoksulluk koşullarının giderek ağırlaştığı ortamın ortadan kaldırılması için ekonomik ve sosyal hak mücadelesi yükseltilmelidir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 70. Yılında insan hakları savunucuları olarak, insan hakları ve demokrasi mücadelesini kesintisiz bir şekilde ve kararlılıkla sürdüreceğimizi belirtmek istiyoruz.'
'İnsan, haklarıyla insandır' görüşünü belirten İskenderun CHP yönetimi de Dünya İnsan Hakları Günü kutladı. CHP İskenderun ilçe yönetimi, 'Halkımızı kulluktan özgür birey olmaya yükselten, Cumhuriyet´i kuran partimiz, insan haklarına yönelik ihlallerin zirve yaptığı bu karanlık dönemi de kapatacak ve Türkiye yeniden aydınlık günlerine kuvaşacaktır' değerlendirmesini yaptı.

Baro: Bildirgedeki hak ve özgürlükler ihlal ediliyor
Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi´nin kabul edilişinin 70. yılında yaptığı açıklamada şunlara yer verdi: 'Bildirgenin kabul edilişinin üzerinden 70 yıl geçmesine rağmen; bildirgede yer alan temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği, insanların halen özgürleşemediği, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, tanınmadığı, iç hukuka yansıtılmadığı ve uygulamaya geçirilmediği anlayışlar devam etmektedir. Temel hak ve özgürlükler yönünden baktığımızda sürekli temel haklar yönünden aşınmalar yaşanıyor. İnsanlar ´özgürlük mü´, güvenlik mi? İkilemiyle baş başa bırakılıyor, salt güvenlikçi ve insanlara saygı göstermeyen bakış açısı, Petro-dolar ve sermaye ilişkisi nedeniyle aynı zamanda yaşanabilir bir çevreden uzaklaşılıyor, gelir dağılımı adaletsizliği ve yoksulluk artmaya devam ediyor. Bildirgede koruma altına alınan haklara ve özgürlüklere rağmen, ekonomik ve sosyal haklar açısından, tüm dünyada tam bir eşitsiz gelişme yaşanıyor, dünyada üretilen toplam mal ve hizmetlerin yoksul halklar ve ülkeler aleyhine bir durum yansıyor ve bu durum giderek derinleşiyor. İnsanın doğuştan sahip olduğu hakların ayrımsız herkese tanınması ve yaşam bulması için insanlık ailesi uzun zamandır bir onur mücadelesi yürütüyor. Ne yazık ki Türkiye ve dünya için bu yıl da insan hakları ve demokrasi açısından durum iç açıcı değil. İlin ve ülkenin de bulunduğu bölgemizde yaşanan savaş koşulları ve olağanüstü koşullar, insanlığın ortak değerlerinin doğrudan ve toptan ihlaline yol açıyor. Türkiye´de demokrasinin geliştirilmesi, insan haklarının korunması, hukukun üstünlüğü alanında geriye gidişe doğru sürüklenmekteyiz. Böyle anlamlı bir günün anlamının boşaltıldığı bir süreçten geçmekteyiz. Biz insanın insan olmasından kaynaklanan değerlerin özümsendiği bir ülkede yaşamak istiyoruz. Herkesin farklı ama herkesin tüm farklılıklarıyla eşit olduğu bir ülke istiyoruz.'
Alevi kanaat önderlerinden Sedat Bilgin de 'İnsanların sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerin bütünü insan haklarını oluşturur. Bu haklar, tüm insanların eşit nitelikte doğduğunu ve doğum ile edindiği hakların her hangi bir nedenle elinden alınamayacağını veya gasp edilemeyeceğini vurgular. Bu nedenledir ki demokrasi temellinde kurulan insan hakları eşitliğin, adaletin, düşünce özgürlüğünün, barış ve hoşgörünün en değerli tohumudur' değerlendirmesini yaptı.