16 Ekim Dünya Gıda Günü kutlandı. Hatay Veteriner Hekimler Odası Başkanı Yahya Hamurcu, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) kuruluş tarihi olan 16 Ekim'in, her yıl Dünya Gıda Günü olarak kutlandığını belirtti.
Antakya/SES
Hamurcu, Dünya Gıda Gününün tarımsal gıda üretimini teşvik edilmesi, kırsal kesimde yaşayan halkın yaşam koşullarını etkileyen faaliyetler ve kararlara katılımının desteklenmesi, tüm dünyada açık sorununa yönelik toplum bilincinin artırılması ile açlık yetersiz beslenme yoksullukla mücadelede uluslararası ve ulusal dayanışmanın güçlendirilmesi amacıyla kutlanan bir farkındalık günü olması sebebiyle önemli olduğunu belirtti.
2022 Küresel Gıda Krizi raporuna göre 193 milyon kişinin akut gıda güvensizliği yaşadığını, geçen yıla göre 40 milyon kişinin daha etkilendiğini ifade eden Hamurcu, şu açıklamayı yaptı: "BM Dünya Gıda programı açlık haritasına göre Türkiye'de 14,8 milyon kişinin fiilen aç olduğunu, çocukların ise yüzde 1,7'sinin akut yetersiz beslenme, yüzde 6'sının ise kronik yetersiz beslenme ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Özellikle hayvansal gıda tüketilememesi sadece ekonomik değil, sağlıklı ve zeki nesiller yetişememe sorunudur. Bu yüzden hayvancılık ülke geleceği açısından stratejik bir öneme sahiptir. Ancak ülkemizde 2 milyon çiftçi 83 milyon kişiye üretim yapmaya çalışırken, artan maliyetlerden dolayı üretimi bırakmak zorunda kalıyor. Türkiye’yi içinde bulunduğu buhrandan kurtarmanın tek yolu üreticinin ve tüketicinin korunduğu, üreticinin desteklendiği ve dışa bağımlılığa son verilen bir hayvancılık modelidir. İnsanların ve tüm canlıların hayatta kalabilmelerinin ilk ve temel şartı olan beslenme, maalesef günümüz dünyasında farklı bölgelerde farklı boyutlarda önemli bir sorun olmaya devam ediyor."
"Hastalık Kontrol ve İzleme Merkezi Kurulmalı"
Gıda üretiminde sürdürülebilirlik gelecek nesillerin sağlıklı beslenmesi açısından önemli olmakla birlikte iklim değişikliğinin gıda üretiminin karşı karşıya kaldığı en önemli risklerin başında geldiğini anlatan Hamurcu, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Küresel iklim değişikliği, kuraklık, hızlı nüfus artışı, göçler, israf ve zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) hastalıklar gıda üretimi ve tüketiminin önündeki başlıca riskler olarak karşımıza çıkmaktadır. Sağlıklı ve yeterli gıdanın ülkede sürdürülebilir bir şekilde üretimin sağlanması için insan ve hayvan sağlığını etkileyen, üretim kaybına neden olan zoonotik hastalıklarla etkin bir şekilde mücadeleye devam edilmeli, çiftçi ve üreticinin emeğinin karşılığına tam olarak alabilmesine imkan sağlayacak şekilde bitkisel üretimde ve hayvancılıktaki destek, sübvansiyon ve isabetli sektörel planlamalar gerçekleştirilmeli, hayvancılıkta bilimsel çalışmalar doğrultusunda çevre dostu ve verimli üretim modelleri teşvik edilmeli, hayvansal üretime olan doğrudan destekler ile bu alanlardaki girişimcilik ve bilimsel çalışmalara olan teşvikler arttırılarak devam ettirilmelidir. Sağlıklı bir toplum ancak sağlıklı bir çevre, sağlıklı hayvanlar, güvenli gıdalar ve zoonotik hastalıklara karşı etkin mücadele ile mümkün olabilecektir. Bu bağlamda bağımsız bir Hastalık Kontrol ve İzleme Merkezi Kurulmalı, 1984 yılında kapatılan Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü bir an önce tekrar faaliyete geçirilmelidir. Sağlıklı hayvan, sağlıklı gıda ve sağlıklı toplum için hayvansal üretim ve gıda güvenliğinin teminatı olan veteriner hekimlerin, serbest veteriner hekimlik uygulamalarındaki sorunları giderilmeli, kamuda yeni veteriner hekim istihdam yapılmalı, sağlık çalışanı olarak, veteriner hekimlerin özlük hakları ve sağlıkta şiddet gibi konulardaki mahrumiyetlerine son verilmelidir. İnsanımızı beslemek ve hayvancılığımızın geleceğini garanti altına almak için; besi hayvancılığına kaynak sağlayacak süt hayvancılığı etkin desteklerle teşvik edilmeli, üreticimiz güçlendirilmeli, hayvan ithalatından vazgeçilmelidir. Desteklerin zamanında yapılması ve gecikmeden ödenmesi de üretici için hayati bir konudur. Yerli hayvan ırklarımızı güçlendirecek ıslah projelerinin yapılması sağlanmalıdır. Koyun, keçi, tavuk, balık ve arı yetiştiriciliği cazip hale getirilip teşvik edilmelidir. Hayvansal ürünler ve yan ürünlerinin yüksek katma değer yaratan kalemler oldukları unutulmamalıdır. Alınacak bu önlemler; gıda dağıtımının aracıların hakimiyeti altına girmesini engelleyecek, istihdam yaratacak, transfer ve depolama gibi maliyetleri düşürecek, kentlerde yaşayanların nitelikli gıdaya daha uygun fiyatlarla ulaşımını sağlayacaktır."
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55