Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, Kıyı Kenar Çizgisi mağdurlarıyla eylül ayı meclis toplantısı öncesinde bir araya gelip, görüşlerini paylaştı.
Toplantıda konuşan Nehir, kangren haline gelen kıyı kenar çizgisi ile ilgili yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Konunn belediye meclisinde de görüşüleceğini belirten ve daha önce yapılan toplantıda da düşüncesini paylaştığını anlatan Nehir, şunları söyledi: 'O toplantıda ne düşündüğümüzü, bundan sonraki tavır ve duruşumuz ne olacak bunları net olarak ifade ettik. Ama maalesef zaman zaman ya sizlerden ya da kimi vatandaşlarımızdan ne düşündüğümüzle ilgili bir şey bilmedikleri ile ilgili farklı öfkeler ve refleksler oluştu. Bu konuda çok da bunları hak ettiğimizi düşünmediğimi orda da ifade etmiştim ama bazen iletişimsizlik bazen sürece çok yakından müdahil olamama, takip edememe ile ilgili eksik bilgilerden kaynaklı kimi vatandaşlarımızda öfkeler birikiyor. Siz gecekonducu değilsiniz, siz işgalci hiç değilsiniz. 1991 yılında Kıyı Kanunu çıktı. 1960´lı yıllarda ananızın ak sütü gibi helal olan paralarınızla gittiniz mallar aldınız, tapular aldınız devletin bir politikası vardı o politikalara uygun konutlar ödediniz yer yer işletmeler açtınız vb. sonra bir 90´lı yıllarda kıyı kanunu 92 yılında da yine bunu besleyen başka bir mevzuat daha çıktı. Bununla ilgili sanki bu yaşananlar sanki bu ülkenin kendi tasarrufu değilmiş gibi, sanki bu yapılan imalatlara devlet kendisi teşvik vermemiş gibi bir refleksle karşı karşıyasınız. Bizim üzerimizdeki basınç şu; sizin gecekonducu muamelesi görmeniz isteniyor. Siz gecekonducu değilsiniz. Siz biraz önce ifade ettiğimiz geçmişte helal paralarla, emek ederek aldığınız o tapuların iptalinden sonra yaşanan süreçte şu an karşılaştığınız durum. Ama bize yapılan basınç, bu bir tür gecekonducu, işgalci. İşgalci olan vatandaşın evi sorgusuz sualsiz yıkılır. Bununla ilgili mevzuat açık. Ancak biz öyle düşünmüyoruz. Siz gecekonducu değilsiniz, siz işgalci hiç değilsiniz. Siz geçmişte elinizde tapusu olan ve sonradan devletin bir şekilde yasal mevzuatları değiştirerek tapularınızın iptal edildiği bir mağdursunuz. Bugünkü pozisyonunuz bu. Orada da gördünüz. Ben ilk defa bunlarla karşılaşmıyorum. 6–7 yıldır bunların basıncı altındayım. Hukuki süreç bitmemiş. Avukatlarımızın yaptığı araştırmalara göre sizin aleyhinizde açılan davalar tapu iptali, tapu iptalinden sonra sizin takibini yapacağınız hak talebiniz, o icra edilirse eğer, onlar infaz edilirse size bedelleri ödenirse yeniden bir süreç başlatılmalı ve yıkım kararları alınmalı. Eğer alınacaksa bu iş böyle yürüyecek. Ama bu arada eğer sizler farklı bir irade koyacaksanız, sizler farklı bir tur içerisine girecekseniz o da siyaset şöyle bir noktada durmamalı çözüm odaklı. Çözüme dönük size önerilen şey, bilir kişilerin size öngördükleri bedeller üzerinden sizin tapularınızın bedelini ödeyip, mahkeme kararlarını yeniden alıp, yıkım kararı alarak bu şekilde sizi tahliye etmeyi hedefleyen bir yaklaşım ortaya koyacaklar. Ama bana öyle geliyor ki, bu işler çok kolay değil. Kaç tane hükümet değişti, kaç tane idare geldi geçti. Net olarak şu yetkiyi almışlar bizden, siz mesela evinizi tadilat ettirmek isteseniz, güçlendirmek isteseniz, ruhsat isteseniz asla böyle bir şey veremiyoruz. Kıyı kenar çizgisi net olarak engel buna. Ama şu tutumu koyacağız; sizin haksız olduğunuza, sizin orada işgalci olduğunuza, sizin sonradan gelip orada başkalarının denize erişimini engelleyen pozisyondaki insanlar olduğunuza inanmıyoruz. Aranızda çok yakından bildiğim, çok iyi tanıdığım ve yıllardır emek ederek oradaki mallara sahip olabilmek için emek eden insanları biliyorum. Buradaki durum işgal değil, buradaki durum devletin hüküm ve tasarrufu altındaki mallara el koymak değil. Böyle olunca da henüz hukuki süreç tükenmemişken böyle bir tutum almamız beklenemez ve böyle bir tutum almayacağız. Mecliste de bir karar alacağız. Yasa şöyle diyor: Mevcut kıyı kenar çizgisi üzerinden ilk 50 metrede hiçbir şey yapamazsınız, ikinci 50 metrede sökülür takılır türden imalatlar yapabilirsiniz”. Bu ne demektir? Yani, bugünkü eğer kabul gören kıyı kenar çizgisinden sonraki 100 metreyi de neredeyse tapusunu iptal etmeye, yıkılan evi bir daha imar ettirmemeye dönük bir kanun var. Biz de diyoruz ki; tamam bir taraftan böyle bir kanun var ama bu kanunun böyle bir açığı da var bu kanunun. Diyor ki, ´11 Temmuz 1992 tarihinden önce yürürlükteki plan veya mevzuata uygun olarak yapılmış veya inşaat ruhsatı alınarak en az su basma seviyesine kadar inşaatı tamamlanmış yapılardaki müktesatta saklıdır.´ Biz sonraki 100 metrenin içerisinde mülkü olan, evi olan o imar adalarının tamamında eğer yüzde 50´lik bir yasal zemin yakalayabilirsek yeni revize ettiğimiz imar planlarına, oradaki imar adalarının imarını koruyan bir meclis kararı alacağız. Başka belediyelerde böyle çalışmalar yapmışlar ve o belediyeleri emsal alarak biz de kıyı kenar çizgisinden sonraki 100 metredeki o vatandaşlarımızın hakkını hukukunu koruyacak bir çalışma başlattık. Bu arada oluşan imar adalarının tamamında %50´yi bulan bir imalat yok. Yüzde 50´yi bulan ruhsat, belge olmayabilir ama şunu biliyoruz ki burada yapılan imalat, gelmiş emlak vergisi ödemiş, gelmiş çöp vergisi ödemiş, zaman zaman kredi kullanmış bütün bunları resmi belge kabul edip yüzde 54´leri bulan belgeler oluşturduk. O belgeler üzerinden böyle bir karar aldık. Bunu turizm bakanlığına sunmayı ve bakanlığı bu şekilde ikna etmeyi hedefliyoruz. Burada yeni alacağımız karar bugünkü kıyı kenar çizgisi mağdurlarını ilgilendiren bir şey değil. Bu karar eğer bu çizgi değişirse bunları yani bugün aldığımız kararın hak sahibi insanlar onlar her türlü bu haktan faydalanmış olacak. Önceki mağdurları da etkileyen olumsuz bir şey yok tam aksine onları destekleyen bir karar aynı zamanda. Eğer bu karar eğer gücümüz yeterse ve yeniden kıyı kenar çizgisi çizilecek olursa bu sefer bu uygulamalar biraz daha ileriye çekilecek, biraz daha kıyıya doğru çekilmiş olacak. Bütün bunları bilmeniz önemli. Yasalara rağmen bir şey yapma şansımız olmayabilir ama yasaların bize de size de tanıdığı kimi açıkları kullanmak sonuna kadar bu manalar üzerinden gitmekte en iyisi. Belediyenin kendi mülkiyetindeki herhangi bir arazinin tapu iptali durumuyla karşılaşması halinde belediye buna kayıtsız kalamaz. Belediye bu işin hukukunu takip etmek zorunda. Siz kişisiniz. Siz kişi olarak ben bundan vazgeçtim diyebilirsiniz. Kendi mülkünüzden ben vazgeçtim diyebilirsiniz ama belediye diyemez. Belediye Sayıştaya, İçişleri Bakanlığına ilgili mevzuatlar gereği hesap vermek zorunda. Sizin aleyhinizde alınmış bir karar ile ilgili itiraz etmemiş olamazsınız. İtiraz etmek zorundasınız, süreci takip etmek zorundasınız. Eğer nihayetleniyorsa nihayetlendirmek zorundasınız. Bunun üzerine gelişen bir durum. Mesela birçoğunuza taktir edilen kıymet üzerinden o kişilere ödenen para neyse belediyeye de aynısı yapıldı. Eğer yeniden bu kıyı kenar çizgisi çizilecek ve insanların mağduriyeti giderilecek bir pozisyon oluşursa belediye dünden razı. Belediye sizin maruz kaldığınız, sizin rıza gösterdiğiniz zeminde biz de rızacıyız. Bizim bununla bir derdimiz yok, biz burada itirazcı değiliz. Ama şu noktada duramazdık, malımızı alsınlar, biz mücadele edeceğiz, direneceğiz. Belediye devletin bir kurumu. Bunu sizin de böyle okumanız gerekiyor. Ama belediye başkanı olarak, meclis üyesi olarak vatandaşımızın yanında vatandaşa nasıl yardımcı olacağız biz bu zeminde durduk, durmaya da devam edeceğiz. Bununla ilgili sizin kafasını karıştıracak hiçbir nokta bırakmıyoruz, açık ifade ediyoruz biz o gün oradaki vatandaşlarımızın oradaki serzenişlerini ilk defa duymuyorum daha önce de biliyordum ama ilk defa bu noktaya geldi. Doğrusu bu işi tolere edebilecek, sizlerin derdini anlayabilecek bu devletin buradaki temsilcilerine anlatabilmek için de elimizden geleni yaptık. Hukuki süreci tamamlanmadan yıkım yapılamaz. Yani şu karıştırılmasın, birkaç gün önce bizim yıkım ihalesi çıkmış, belki bununla kafanız karıştı. Bu yıkım ihalesi şununla ilgili tapusu olmayan devletin arsası üzerinde ruhsatsız imalatlar yapan vatandaşlarla ilgilidir. Bunun sizinle ilgisi yok. Sizin tapularınız var, sizin iptal edilen tapularınızdan kaynaklı haklarınız duruyor. Burada sizinle karşı karşıya getirmek isteyen kimi şeyler oldu. O noktada hiç değiliz, hiç bu zemine de gelmeyeceğiz. Bunu da geçen de belirttiğim gibi açıkça ifade ediyorum. Olması gereken bu. Siyaseti ikna edebilirseniz bunun meclisle ilgisi var bunu geçen de ifade ettim. CHP milletvekillerinin gücü yetmez buna. Sizlerin de bildiği gibi ezici bir çoğunluk var mecliste ve büyük şehir belediyesinde de bu kadar sıkıntılıyız. TBMM´de de bu kadar sıkıntılıyız. Böyle olunca oradaki meclis iradesi değişmeden yani şunu çok üzülerek söylüyorum o kanun koyucu ekibin içerisinden birileri belki kendilerine yakın birkaç tane vatandaşın canı yandığında bizi arıyorlar, karışmayın, bulaşmayın. Karışmayın bulaşmayın demekle olmuyor... Tapusu iptal edilmiş ve henüz hukuki süreci tamamlanmamış bir sürecin içinde olmayacağız, bu yıkım işine girmeyeceğiz. Devletin de kabul ettiği, sizin de mağdur edildiğiniz kıyı kenar çizgisi üzerinden ilk 50 ve sonraki 50 metrelere denk gelen daha önce imar alanları olarak tamamlanan bu adaların içerisinde yüzde 50 yapılaşmayı belgelediğimiz vakit de meclisten eğer böyle bir şey çıkarsa bu sonraki 100 metreyi de aslında bir manada koruyan bir karar çıkmış olacak. Bu çıkan kararın bizzat ben takipçisi olacağım. Bizim imar planlarımız turizm merkezi olmamız hasediyle turizm bakanlığından onaylanmak zorunda. Biz de gideceğiz, bu belgeleri, meclisin bu iradesini, sizlerin bu mağduriyetini ifade eden bunları tanımlayacağız, bunların onaylanmasını isteyeceğiz. Yani buradaki imar adalarının imar durumunu koruyan bu yaklaşımımızı imar planlarımıza işlenmesi yönünde çaba harcayacağız.'
9411,13%0,46
34,56% 0,25
36,04% -0,51
3000,45% 1,31
5010,37% 1,12