Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Recep Tuncay, sona eren 2016-2017 eğitim-öğretim dönemini hem eğitimcilerin hem de öğrencilerin sorunların gölgesinde tamamladığını belirtti. Tuncay, ´sözleşmeli, mülakatlı´ öğretmen alımının ´ö?
Sadet Berkyürek/İskenderun
Türk Eğitim-Sen Hatay 1 Nolu Şube Başkanı Recep Tuncay, eğitim ve öğretim döneminin öğretmen açığı, fiziki alt yapı yetersizlikleri, okulların ehil olmayan yöneticilere teslim edilmesi, sözleşmeli ve mülakatlı öğretmen alımı, ücretli öğretmenliğin halen devam ediyor olması, özlük haklarda bir iyileşme sağlanamaması, okullara ayrılan ödeneklerin yetersizliği gibi birçok sorunla kapandığını belirtti. Tuncay, eğitim hayatı açısından ´çok büyük sorun olarak işaret ettiği ´sözleşmeli, mülakatlı´ öğretmen alımının ise ´öğretmenlikte torpilli atanma dönemini başlattığını söyledi.
Sözleşmeli öğretmen uygulamasının 2011 yılında da denendiğine dikkat çeken Şube Başkanı Recep Tuncay, bu uygulamanın kaldırılmasına karşın 2016 yılında sözleşmeye mülakatın da eklenerek getirilmesini eleştirdi. Tuncay, 'Sözleşmeli, mülakatlı öğretmen alımı eğitim hayatımız açısından çok büyük bir sorundur. MEB sözleşmeli öğretmenliği daha önceden uygulamış; 2011 yılında Hükümet hem sendikamız hem de sözleşmeli öğretmenlerin gayretleri ile tüm sözleşmelileri kadroya alarak, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasını kaldırmıştı. 2016 yılında geri getirilen sözleşmeli öğretmenliğe bu kez de mülakat eklenmiştir. Bu nedenle öğretmenlikte torpili olanın atanma dönemi başlamıştır' değerlendirmesini yaptı.
'Öğretmene torpil dayatılıyor'
Mülakat sonuçlarının, komisyonların adil ve şeffaf çalışmadığını, puanların hak ve adalet ölçütlerinin dışında verildiğinin görüldüğünü sözlerine ekleyen Tuncay, yazılı değerlendirmesinde gençlerin öğretmen olmadan torpil bulma arayışına itildiğini kaydetti. Tuncay, mülakatlı öğretmen alımıyla liyakat, ehliyetin bir kenara atıldığını, bunun yerine torpil, adam kayırmanın ön plana çıkarıldığını ve öğretmenlerin bazı sendikaların baskısı altında kaldığını vurguladı. Tuncay, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Gerek mülakat aşamasında gerekse sözleşmeli öğretmen olarak atandıktan sonra öğretmenler üzerinde ciddi bir baskı oluşturulmaktadır. Böylesine kirli yöntemlere başvuranlar bugün için büyüdüklerini zannetseler de, ilerleyen yıllarda arkalarında çok az bir destekçi olduğunu görecektir.'
´Sözleşmeli yeni kapı kulu´
Sözleşmeli öğretmenliği ´kapı kulu´ olarak da tanımlayan ve yanlış bir istihhdam yöntemi olarak gösteren Recep Tuncay, uygulamanın biat etmeyi de zorunlu kıldığını, böyle bir istihdan yönteminin özgür öğretmenler yerine iradeleri kelepçeli öğretmenleri yaratacağını vurguladı. Uygulamanın iptali yönünde yargıya başvurduklarını da hatırlatan Tuncay, performans ölçümü ile ilgili ise şunları belirtti: 'Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, öğretmenlerle ilgili performans ölçümü getireceklerini söylemiştir. Performans ölçümü tıpkı mülakatta olduğu gibi, suistimale, adam kayırmaya, torpile yol açacaktır. Türkiye´de perfomans, mülakat v.b. uygulamalara objektif kriterler getirmeniz mümkün değildir. Dolayısıyla bu uygulama hiçbir şekilde öğretmenlerin gelişimine olumlu katkı sağlamayacaktır. Türk Eğitim-Sen olarak, öğretmenlere yönelik uygulanacak ve sübjektif ölçüler ihtiva edecek performans ölçümüne karşı olduğumuzu ve buna karşı mücadele yürüteceğimizin bilinmesini istiyoruz.'
Yönetimde yandaş yapı yaratılıyor
Yönetici atamalarının da hala tartışmalı konulardan biri olduğunu, mülakatla yönetici alımının okulların ehil olmayan ellere teslimini arttırdığını , başarıları ile göz dolduran yöneticilerin ise ünvanlarının bir gecede ellerinden alındığını ifade eden Tuncay´a göre eğitimde de yandaş yapının oluştuğunu savundu. Tuncay, 'Okul müdürlüğü görevlendirmelerinde ne dolaplar döndüyse, hangi listeler elden ele dolaştıysa, kul hakkı nasıl yendiyse, torpiller nasıl çarpıştıysa, siyasi, ideolojik unsurlar nasıl baz alındıysa, şimdi de okul müdür yardımcılığı ve müdür baş yardımcılığı görevlendirmelerinde benzer haksızlıklar yaşanacaktır. Bu sistemle okullar paralel çetelere teslim edilmekte, işini layıkıyla yapan, hak eden insanlar devre dışı bırakılmaktadır. Yandaşlar her türlü kirli oyunu tezgahlayarak, kendi üyelerinin liyakate bakılmadan makamlara getirilmesini sağlamaktadır. Yalnız şunu da belirtelim; tıpkı Fetö´de olduğu gibi, bu malum yapı, devlette bir paralel yapı oluşturmaktadır. Bir paralel yapıdan kurtulurken, ikinci bir paralel yapıya devletimiz asla müsaade etmemelidir. Zira benim adamım olsun mantığının her alanda Türkiye´yi getirdiği nokta ortadadır. Hal böyle olunca atamalarda, görevlendirmelerde ilk dikkate alınması gereken husus; yandaşların değil, hak edenlerin makamlara getirilmesidir' ifadesini belirtti.
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01