Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, hukuk kurallarını koyanların koydukları kurala uyması gerektiğini söyledi.
Samandağ Evvel Temmuz Festivali kapsamında düzenlenen “Anayasa değişikliği altında yeni ekonomik düzende devletin yeri” konulu panelde konuşan Prof. Dr. Kaboğlu, anayasa ve hukuk üzerine düşüncelerini paylaştı. Avukat Çetin Sakallı´nın modaratörlüğünü yaptığı paneli Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, SYKP Eş genel Başkanı Ahmet Kaya, Disk Genel İş Araştırma Daire Başkanı Mehmet Güleryüz, Genel İş Sendikası Hatay Şube Başkanı Yusuf Berkyürek de izledi. Panelde konuşan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, 'Anayasanın 63. maddesi devlete tarihsel, kültürel ve doğal varlıkları koruma yükümlülüğü yükler. Benim gördüğüm kadarıyla 2001´den bu yana geleneksel hale getirdiğiniz bu festivalin konusu anayasanın diğer bir çok maddesi arasında 63. maddesi çerçevesinde korunan değerler belirtilmektedir' dedi. Kaboğlu şunları söyledi: 'Anayasa dediğimiz zaman hep İktidar, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis, Hükümet gibi kavramları hatırlarız. Ve nitekim 16 Nisan´da daha çok onlar vardı. Onlardan çok yürütme vardı, yürütmeden daha çok cumhurbaşkanı vardı. Cumhurbaşkanından daha çok Devlet Başkanı vardı, Devlet başkanından daha çok tek kişinin iktidarlığı vardı. Ve ne yoktu? İnsan yoktu orada. Ne yoktu? Ülke yoktu orada. Oysa anayasa dediğimiz zaman öce ülke üzerinde yaşadığımız topraklar, değerler tarihsel varlık, yer altı yer üstü zenginlikler yani flora ve fauna sonra bizler yani insanlar en sonunda bizlerin yeryüzünde yaşadığımız belirli bir toprak parçasında ortak yaşama iradesini ortaya koyarak oluşturduğumuz siyasal altyapı,siyasal örgüt ona da devlet diyoruz. Bazı meslektaşlar derler ki devlet anayasayla doğar anayasa ile yaşar. Bu topraklar üzerinden şu değerleri esas alarak şu ilkeler etrafında biz anlaştık,uzlaştık ve bu değerleri birlikte yaşamak vesilesiyle gelecek kuşaklara aktaracağız. Bunu da anayasa adı verilen belgeye yazdık. İşte bu belge bakımından Türkiye için hayli hayli yeşertir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti bir anayasa ile doğmuştur. 1921 anayasası ve daha sonra hep bir anayasayla yoluna devam etmiştir, yaşamıştır. Ama dikkat edin ki kesintiler olmuştur fakat kesintiler sırasında bile anayasa hiçbir zaman gündem dışına çıkmamıştır, çıkarılmamıştır hep bir anayasal reform içerinde olmuştur. 1960´da böyle oldu 1971´ de böyle oldu. 1980´ de böyle oldu. Anayasal düzeni askıya aldık fakat yeni bir anayasal düzen kurmak amacıyla yola çıktık. Hukuk mutlaka var olmuştur. Şimdi bunu belirtmemin nedeni günümüzde biz anayasayı da devleti de tanımlarız. Ve hukuk devletinde şöyle bir tanım yapılır. Devlet nedir? Devlet hukuk kuralları bütünüdür.Peki hukuk kuralları nedir? Hukuk kuralları belirli bir toprak parçası bütününde ortak yaşama vadesiyle bir araya gelen bütün insanların uymak zorunda olduğu kurallardır. Peki yöneticiler de mi uysun buna? Evet. Hukuk devleti yöneticilerinin ve yönetilenlerin hukuk önünde eşit olduğu devlettir. Kaldı ki demokratik toplumda öncelikle yöneticiler hukuka uymalıdır ki herkesin hukuka uymasını sağlamalıdırlar. Doğru hukuk kuralları siyasal süreçler sonunda kurulur. Hukuk kurallarını koyanlar hukuk kurallarına uymalıdır.'
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01