Sivas Katliamı'nın 30'uncu yıl dönümünde Madımak Oteli'nde katledilenler, İskenderun’da da anıldı.
Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı İskenderun Cemevi’nde Madımak katliamının 30’uncu yıldönümü dolayısıyla anma toplantısı düzenlendi. Vakfın İskenderun Şubesi yönetimi adına açıklamayı okuyan yönetim kurulu üyesi Mükbule Güden, "Madımak katliamı, ancak ve ancak tarihle yüzleşilerek aydınlatılabilinir" dedi.
Sendika ve STK temsilcilerinin de katıldığı toplantıda Güden, Madımak katliamı görüntülerinin hafızalardan silinmeyeceğini, 33 aydın, ozan, sanatçı, semahçı, gençle birlikte aydınlık geleceğin diri diri yakılarak katledildiğini belirtti. Güden, açıklamasını şöyle sürdürdü: “2 Temmuz Madımak katliamının üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen, katliamın hesabı verilmemiş, arkasındaki gerçek sorumlular açığa çıkarılmamış, katliamda bizzat rol oynayan çoğu piyon bir grup hakkında göstermelik davalar açılsa da adalet yerine getirilmemiştir. Katillerin çoğu affedilmiş, yurt dışına çıkarılmış, normal yaşamlarına devam ettirilmiştir. Bilinçli olarak uzatılan davalar zaman aşımına uğratılmış ve tutuklu olanlar dahi serbest bırakılmışlardır. Bu zaman aşımı kararı, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “milletimize hayırlı olsun” diyerek karşılanmış ve büyük bir memnuniyet duygusu ile halka ilan edilmiştir. Aranan sanıklar yönünden devam eden mahkeme süreci de önceki süreçlere benzer bir biçimde devam etmekte ve adeta Şehit ailelerimiz başta olmak üzere Alevi toplumunun sabrı zorlanmaktadır. Dava yeniden zaman aşımına uğratılmak istenmektedir.”
Madımak Katliamı ile amaçlanan şey ve topluma verilmek istenen mesajın, sadece insanların yakılması, katledilmesi olmadığına da dikkat çeken Güden, şunları kaydetti: “Madımak katliamı, toplumun ayrışması, kutuplaştırılması ve kendi içinde çatışma ortamları oluşturulması için bilinçli seçilmiş bir Alevi Katliamıdır. Bu katliamda öncesinde ve sonrasında yaşanan diğer katliamlar gibi tarihin utanç sayfalarında yerini almıştır ve asla unutulmayacaktır. Katliamın diğer bir amacı da toplumun sınıf siyasetinden uzaklaşıp, kimlik siyasetine yönelmesini sağlamaktır. Arkasındaki gerçek faillerin açığa çıkarılması için bu bir zorunluluktur. Madımak katliamı, ancak ve ancak tarihle yüzleşilerek aydınlatılabilinir.”
Demokrasinin tüm kurallarının ve kurumlarının işletilmesini talep ettiklerini de vurgulayan Güden, taleplerini şöyle özetledi:
“Ülkemizde yaşanan her türlü ekonomik, siyasal ve kültürel krizlerin baş sorumlusu Emperyalizm ve başta AKP hükümeti olmak üzere onun ülkemizdeki iş birlikçileridir.
Aleviler olarak bir kez daha diyoruz ki;
- Cem evlerimiz Alevilerin İbadethanesi olarak bir an önce kabul edilmeli ve Anayasal güvence altına alınmalıdır.
- Kapatılan ve Vakıflar aracılığı ile el konulan Dergâhlarımız gerçek sahibi olan biz Alevilere geri verilmelidir.
- Her türlü ayrımcılık son bulmalı ve kime karşı olursa olsun nefret söylemleri en ağır biçimde cezalandırılmalıdır.
- Alevi köylerine cami yapılmasından vaz geçilmeli, her türlü asimilasyon politikasına son verilmelidir. Alevilerin Kutsal Mekânlarına yapılmak istenen baraj, hes, maden ve taş ocağı projeleri derhal iptal edilmelidir.
- Zorunlu din dersleri, tüm eğitim kurumlarının her kademesinden kaldırılmalı, eğitimin içeriği bilimsel ve çağdaş normlara kavuşturulmalıdır.
-Alevi inancının asimilasyonu ve yaşamın her alanının gerileştirilmesinin kurumsal karşılığı olan, Laik ve demokratik Cumhuriyetin önündeki en büyük engel Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılıp, lav edilmelidir.
- Devlet, tarihimizle ve yaşatılan katliamlarla yüzleşmeli ve hesabını vermelidir. Madımak Oteli tartışmasız, Utanç Müzesi olmalıdır.”
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55