İskenderun/SES
İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şubesi Yönetimi, mülteci, sığınmacı, göçmenlere dönük ırkçı ve ayrımcı söylemlerin sürekli gündemde tutulduğu ve ama bu söylemler için etkin soruşturmaların açılmadığının bilindiğini ifade etti.
İHD İskenderun Şubesi Eşbaşkanı Ayten Kılınç, dernekte düzenlediği basın toplantısında, "Siyasi iktidar tarafından mülteci, sığınmacı ve göçmenleri araçsallaştıran söylem ve politikalar, muhalefet tarafından mültecileri, sığınmacı, göçmenleri yük olarak gösteren, politik söylem konusu haline getirilmesinde iktidar ve muhalefetin sorumluluğu olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye’deki yoksulluğun, işsizliğin sorumlusu olarak mülteci, sığınmacı, göçmenlerin gösterilmesi; onları nefret söylemine maruz bırakarak saldırıya açık hale getirmektedir. Mülteci düşmanlığının gittikçe yayılmasının sonucu olarak da Kayseri’de, Antalya’da Reyhanlı’da Kilis’de ve daha bir çok yerde yaşanan bu kitlesel saldırının devamının geleceğinin endişesini yaşamaktayız" dedi.
Kılınç, Kayseri’de yaşanan saldırılar sonrasında İHD Genel Merkezi, Özgürlük için Hukukçular Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği tarafından oluşturulan inceleme heyetinin ön raporunda Suriyelilerin yaşadıkları mahallelerde korku ve tedirginliğin hakim olduğu, can ve mal güvenliği için alınmış ciddi bir tedbir olmadığı evlerinden çıkamayanların acil ihtiyaçlarının karşılanması yönünde tespit ve önerilerini paylaştığını ifade etti. İHD İskenderun Şubesi Eşbaşkanı Kılınç, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Mülteci, sığınmacı ve göçmenler savaşlardan, yoksulluktan, yaşamlarını tehdit eden tehlikelerden kaçmak, yalnızca yaşama tutunmak amacıyla bulunduğu yeri terk etmek zorunda kalan insanlardır. Mültecilik bir neden değil acı bir sonuçtur. Terk etmek zorunda kaldıkları yerlerde yaşadıkları travmanın dışında da geldikleri yerlerde yaşamış oldukları her türlü zulüm kendini sürekli tekrar eden bir travmaya dönüşmekte; emekleri sömürülmekte, kötü yaşam koşullarının olduğu yerlerde yaşamaya zorlanmakta, hakları ihlal edilmekte, şiddet görmekte ve yaşamlarını kaybetmektedirler. Siyasetçilerin araçsallaştırıcı, ırkçı ve ayrımcı söylemleri terk ederek öncelikle mülteci/sığınmacı ve göçmenlerin yaşam güvenliğini sağlamak ve devamında insani olarak yaşam koşullarını düzenlemek, insani bir göç ve mülteci politikasını geliştirmek gibi zorunlulukları vardır. Siyasetçilerin hitap etmiş oldukları kitlelere karşı, mülteci/sığınmacı ve göçmenleri sorunların kaynağı olarak gösteren, provoke edici ve linçe açık hale getiren söylemleri derhal terk etmelidirler. İnsan hakları savunucuları olarak Kayseri’de kitlesel bir saldırıya dönüşmesinde nefret söylemi ile sorumluluğu olanlar ile sığınmacıların evlerine, dükkanlarına ve araçlarına saldıran, mültecileri yaralayanlar hakkında yetkilileri adli ve idari yönden etkin bir soruşturma süreci yürütmeye davet ediyoruz. Bu sürecin yanı sıra gerekli olan tüm güvenlik tedbirlerinin alınmasını, acil olarak ihtiyaçlarının karşılanmasını, yaşadıkları zararın tazmin edilmesini ve güven içinde yaşamalarının sağlanmasını talep ediyoruz. Temmuz ayı barış nöbetimizi gerçekleştirdiğimiz bu gün bir kez daha barış içinde yaşanacak bir dünya için mücadelemizi ısrarla sürdüreceğimizi belirtiyoruz."
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01