Akın Bodur/İskenderun
Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu, ABD Hazina Bakanlığının, İçişleri Bakanı Soylu ve Adalet Bakanı Gül´e yönelik ´yaptırım kararı´nın hukuksuz ve keyfi bir karar olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu: 'Beyaz Sarayın hukuku hiçe sayan tavrı ile İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ve Adalet Bakanımız Abdülhamit Gül hakkında aldığı yaptırım kararı, Türkiye´nin bağımsız yargısına baskı yapmak amacını taşımaktadır. Uluslararası hukukta karşılığı bulunmayan bu karar, asla kabul edilemez. Beyaz Saray´ın aldığı karar, ´aklı selim´ değil; Aklı salim bir karardır ve bu karar, bakanlarımızın İradesini daha da çelikleştirir, azim ve kararlılıklarını daha da güçlendirir. Beyaz Saray yönetiminin bu kararını kınıyoruz. ABD´nin tehdit dili bize sökmez. Davaları davamız; Sevdaları sevdamız olan yerli ve milli iki değerli bakanımızın her ne pahasına olursa olsun sonuna kadar yanındayız. Hepimiz Süleyman Soylu´yuz, Hepimiz Abdulhamit Gül´üz.'
'Hiç kimse Türkiye´nin sabrını sınamasın'
Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerden AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti´nin, Amerika Birleşik Devletleri Hazine Bakanlığının yaptırım kararına ilişkin ortak bir kınama metnine imza attıkğını da anımsatan Hatay Milletvekili Türkoğlu, 'Türk milletinin hissiyatına tercüman olan ve milletimizin kararlılığını ve iradesini ortaya koyan bu kınama metni için AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti´nin Meclis gruplarına şükranlarımı sunuyorum' diye konuştu. Milletvekili Türkoğlu, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: 'Sözde müttefik, uygulamada Türkiye hilâfına hep tetik olan 200 yıllık yeniyetme ABD, 2000 yıllık köklü devlet geleneğine sahip Türkiye´yi hizaya getirme cüretkârlığının ve bölücü terör örgütü YPG/PKK ile Pensilvanya şeytanı Fetullah´a arka çıkma aymazlığı içerisindedir. ABD ya müttefikliğin icabı olan duruşu ortaya koyacak ya da Avrasya´da bütün tuzakları bozan, kuralları hükümsüz kılan, taşları yerinden oynatan Türkiye´yi karşısında bulacak. ABD de, tıpkı tarihteki izdüşümleri gibi Türkiye´nin sadece Türkiye´den ibaret olmadığını er ya da geç anlayacak. Ve ABD, topraklarındaki Think Thank kulüplerinden, Stratejik Araştırma Enstitülerinden ya da Para Spekülatörlerinin Finans Merkezlerinden kurgulanan plan ve projeler ile bağımsızlığa meftun, özgürlüğüne düşkün Türkiye´ye asla ama asla pranga vurulamayacağını anladıklarında iş işten geçmiş olabilir. Hiçkimse Türkiye´yi bir kabile devleti, köksüz ve yeniyetme bir ülke zannetmesin. Ve hiç kimse Türkiye´nin sabrını sınamasın. Zira sınanan sabrın hududu aşılırsa, üstteki mavi gök çöker, alttaki yağız yer delinir. ABD yönetimindeki çapsız ve şuursuz bir grubun saldırgan tutumunun karşılığı mütekabiliyet esasına göre gecikmeksizin verilir. Tarihte Süleyman ve Abdülhamit İsimlerine alerji duyan Batı´nın mandarenlerinin yeniden bu elerjileri nüksetmeye başlamıştır. Türkiye´yi sömürge vilayeti zannedenler, akıllarını başlarına almalı, tartıyı doğru tartmalıdır. Malazgirt, Hıttın, Mohaç, Niğbolu, Çanakkale burada, arşın oradadır.'