İskenderun/SES
Hatay´ın turizm, gastronomi, tarım, sanayii, lojistik ve denizcilik şehri olduğu yönünde söylemlerin bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Esmer, yaptığı değerlendirmede şunlara yer verdi: 'Bu söylemlerin aslında hepsi doğrudur. Ancak ´hangisinde marka şehirdir?´ sorusuna net olarak cevap verebilmek çok da mümkün değildir. Hatay, kimine göre Doğu Akdeniz´in bittiği, kimine göre Doğu Akdeniz´in başladığı yer olarak tanımlanıyor. Her iki tanımlama doğruluk payına sahip olsa da esas önemli olan Hatay´da Türkiye´de elleçlenen yükün yüzde 25´i işlem görmesine rağmen Doğu Akdeniz´de gerçekleşen deniz ticaretinden hak ettiği payı alamamasıdır. İskenderun Körfezi´ni iki kısma ayıracak olursak Dörtyol, Erzin, Ceyhan ve Yumurtalık hattında önemli enerji koridorları kesişmiş, bölge ülkemizin enerji dağıtım merkezlerinden birisi olmuş ve bölgede yeni enerji altyapılarının oluşturulması için anlaşmalar imzalanmıştır. Dörtyol, Payas ve İskenderun hattında ise özellikle enerji dışında diğer yüklere hizmet veren çok sayıda liman tesisimiz bulunmaktadır. İskenderun Limanı (LimakPort) Doğu Akdeniz´in en eski limanlarından biri. Liman binlerce yıldır başta Anadolu ve Orta Doğu olmak üzere oldukça geniş bir hinterlanda hizmet veren, bölgenin en önemli limanlarından birisi. Ancak 1900´lü yılların ikinci yarısında hizmete giren Mersin Limanı (MIP), Mersin´de oluşan lojistik ekosisteminin de rüzgârıyla İskenderun Limanını olumsuz etkilemiş ve limanda işlem gören yük zaman içinde Mersin Limanına geçmiştir. Özelleştirme öncesinde İskenderun Limanına yapılan yatırımlar sınırlı kalmış, ancak Mersin Limanı büyümeye ve gelişmeye devam etmiştir. Bu durumun sonucu olarak bölge limanlarında işlem gören yük miktarında önemli kayıplar yaşanmıştır. 2004 yılında başlayan TCDD´nin işlettiği limanların özelleştirilmesi sürecinde her iki limanın işletme hakkı belirli süreler için özel firmalara devredilmiş takvim olarak önce Mersin Limanında sonra İskenderun Limanında önemli yatırımlar yapılmıştır. Diğer yandan İskenderun Körfezi´nde hem kendi yüklerine hem de üçüncü şahıslara hizmet veren diğer liman tesislerinin de önemli alt ve üst yapı yatırımları gerçekleştirdiklerini görmekteyiz. Ancak İskenderun Körfezi´ndeki limanların hinterlandında yer alan ülkelerdeki iç savaşlar ve istikrarsızlıklar nedeniyle bu limanlarımızın tam kapasite ile çalışması mümkün olmamış, gelişim lokal üretim ve ülke içi hinterlant ile sınırlı kalmıştır. Bu olumsuzlukları bir nebze de olsa hafifletebilecek olan Hassa Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ve Amanos Tüneli yatırımları Hatay´ın üretim potansiyelinin artmasına, hinterlandının genişlemesine, katma değeri yüksek ürünler üretilip dünya pazarına arz edilmesine ve bölge istihdamına büyük katkı sağlayacaktır. Amanos Tünelinin hayata geçirilmesinde sona gelindiğini görmekteyiz. Bu basit bir tünel projesi değildir. Bu tünel coğrafi koşullardan dolayı özellikle limanların geri saha genişleme ve gelişmesi için son derece sınırlı imkanlara sahip olması, yeni sanayi ve lojistik tesislerinin kurulmasına imkan verecek arazi yapısının bulunmaması nedeniyle önemlidir. Tünelin diğer ucunda son derece müsait bir arazi yapısı vardır. Bu bölgede kurulacak yeni OSB ve liman merkezli lojistik yapısı ile başta Amik Ovası olmak üzere il ve bölgede üretilen ürünlerin yüksek katma değerli ürünlere dönüşebilmesi ve işsizlik oranının azaltılması mümkündür. Hatay sınırları içerisinde yapımı gerçekleştirilecek olan Amanos Tüneli ile ilgili olarak Gaziantep Ticaret ve Sanayii Odasının bir komisyon kurarak konuyu uzun süredir değerlendirdiğini ve bu projeye ilişkin gerekli çalışmaları yaptığını görüyoruz. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından Amanos Tünelinin Hassa tarafında İslahiye ilçesi sınırları içerisinde 11 milyon metrekare bir alanı OSB ilan ettiğini ve bu OSB´ye ilişkin çalışmalar başlattığını da görüyoruz. Tüm bu girişimler bile projenin sadece yolu 60 kilometre kısaltan bir proje olmadığının açık bir göstergesidir. Amanos Tüneli, trenini kaçırmadan Hatay´ın ilgili kurum ve kuruluşlarının bu kapsamda bir platform oluşturarak bütünsel bir yaklaşım ile çalışmalara, hem de hiç vakit kaybetmeden başlaması projeden hak edilen payın alınması açısından elzemdir.'