Nesrin Geyik/İskenderun
İskenderun esnafının da İsdemir işçilerine destek verdiği grevin bitişinin yıldönümü dolayısıyla İSÇEİD lokalinde gerçekleşen etkinliğe üyelerin yanı sıra çeşitli derneklerin üyeleri ve başkanları da katıldı. İSDEMİR Çalışanları ve Emeklileri Derneği (İSÇEİD) Başkanı Nurullah Er, İSDEMİR çalışanlarının 4 Mayıs-18 Eylül 1989 tarihleri arasındaki grev süresini ‘bir lokma ekmek yemeden, çocuklarına harçlık vermeden´ geçirdiklerini söyledi.
137 Günlük Grev olarak adlandırılan 1989 yılındaki grev günlerindeki gelişmeleri de değerlendiren Nurullah Er, dernek lokalindeki etkinlikte 1982 Anayasasıyla birlikte toplu sözleşmelerin yapılamayacak ve sendikal hakların kullanılmayacak hale geldiğini belirtti. Er, “İşçiler kanadı kırılmış kuşa çevrildi. İnanç duyguları, milli değerler sömürüldüğünden bir çok işçi arkadaşımız o tarihlerde bu anayasa ´evet´ oyu verdi. Anayasanın yürürlüğe girmesiyle yasaklanan grevlerle yapılan toplu sözleşmelerle biz işçiler boğaz tokluğuna çalışır çocuklarımıza bakamaz hale geldik. Anayasaya oy veren işçiler ne kadar pişmanlık duysalarda iş işten geçmişti.
4 Mayıs´ta çıkardığımız tulumu yeniden giymemiz 137 gün sürdü. İsdemir işçisinin tulumu çıkarması insanca bir yaşam içindi. Ama her şeyi göze alan İSDEMİR işçileri sakal bırakarak, yürüyüşler yaparak, mitingler düzenleyerek aldıkları 130 bin liranın kendilerine yetmediğini bir ton demir parası alana kadar grevi bitirmeyecekleri kararlığındaydılar.
'Grev uzun sürdü'
137 günlük uzun grevde ‘bakkalın kasabın önünden yüzlerinin kızararak geçildiğini hatırlatan Er, amaçlarını ´emeklerinin karşılığını almak ve ülkeyi kalkındırmak´ olarak nitelendirdi. Başkan Er, 'Haklılığımızı bilen eşlerimiz çocuklarımız gören bölge esnafımız belediye başkanlarımız sivil toplum örgütlerimiz, Türk ve dünya kamuoyu grevimize, insanlık adına demokrasi adına destek oldular. Grevde işçilerin kararlılığını, MESS´in önyargılarını ve kötü niyetini gören hükümetin bakanları birbirleriyle çelişir oldular. Sonunda Mess´i devreden çıkararak, Demir Çelik Genel Müdürlüğü yetkili kılındı. İşte böylesi bir eylül sıcağında yetkili bakanlar Demir Çelik Genel Müdürü ve Çelik İş Sendikası bir araya gelmesiyle sonun başlangıcına gelerek 18 Eylül 1989 sabahı İsdemir işçileri iş başı yaparak, uykuya yatırılan Ayfer, Gönül, Cemile baçılarımız uykudan uyandırıldı. Çarklar dönmeye, makineler çalışmaya başladı' şeklinde konuştu.
'İşçi sınıfının onurlu mücadelesi'
Söz konusu grevin mirasının korunması ve yaşatılması İsdemir çalışanları ve emeklilerine ait olduğunu anlatan Er, 'Grevin bilinçli dirençli ve onurlu bir şekilde sürdürerek bir ton demir parasını elde etmek dahada zor oldu. Zor olsa da İsdemir işçisi vermiş olduğu bu onurlu mücadeleye, işçi sınıfının emek mücadelesinde ki yerini almıştır. Yapılan grevle istedikleri ekonomik ve sosyal hakları elde eden İsdemir işçilerinin bu mücadelesi emek dünyasına bıraktıkları bir mirastır. Biz İSÇEİD olarak bu grevin ev sahibiyiz' dedi.
137 grevde ne olmuştu?
Bir ton demir ücretinin kendilerine verilmesini talep eden ve 137 gün süren grev öncesinde 13 bin İSDEMİR işçisi sakal bırakma eylemi, yemek boykotları yaptı, servislere binmedi, çıplak ayakla yürüdü, mesaiye kalmadı, iş yavaşlatma eylemleri yaptı, toplu olarak viziteye çıktı. Eylemleri ile grevin alt yapısını hazırlayan çalışanlar, 4 Mayıs günü sabah saat 07.00 de İSDEMİR´in Doğuş kapısı ve Payas kapılarında Genel Başkan Metin Türker ile birlikte grev pankartını astı ve üretim durdu. Çelik İş Sendikası Genel Başkanı Metin Türker´in ölüm orucuna girdiği 137 günlük grevde donma tehlikesi geçiren Cemile isimli yüksek fırın, işçilerin son andaki müdahalesi ile kurtarılır. Çelik işçilerinin eş ve çocukları da İskenderun esnafı da grev boyunca grevin parçası olur, grevdeki işçilere İskenderun esnafı yardım eder. 18 Eylül 1989´da sona eren grevle yüzde 300-400 oranında zam alan işçiler, hem en başta talep edilen 1 ton demir ücreti kadar zam aldı hem sosyal haklarını artırdı.