Sadet Berkyürek-Akın Bodur/SES
Millet İttifakı’nın ortaklarından İyi Parti, 14 Mayıs’ta yapılacak milletvekili genel seçimine Hatay’da kendi listesiyle katılıyor. 1. sıra adayı Şefik Çirkin, gazetemizin sorularını İskenderun’daki seçim koordinasyon merkezinde yanıtladı.
14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28. dönem milletvekilliği genel seçimine yönelik siyasi çalışmalar Hatay’da 6 ve 20 Şubat depremlerinin yarattığı yıkımın ve ihtiyaçların gölgesinde devam ediyor.
Ulaşılamayan kayıplar, yerleşkelerde çözülemeyen banyo, çamaşır, temizlik sorunları, deprem yardımlarının propaganda aracına dönüşmesi, evi hasarlı eğitimcilerin idari iznin dışına çıkartılması, enkaz kaldırmadaki hoyratlık, döküm alanlarının yarattığı çevre sorunu… Bir seçim atmosferinden bahsedilemese de kent gündemi elbette depremin yarattığı hasarlar, sarılmaya çalışılan yaralarla yaklaşan seçimle giderek içiçe geçmeye başladı. Seçimin giderek daha çok konuluşur olduğu Hatay’da milletvekili adaylarıyla TİP’in 1. sıra adayı Ş. Can Atalay’la başlayan söyleşiyi İyi Parti 1. sıra adayı A. Şefik Çirkin’le sürdürüyoruz. Partinin İl Başkanı Nazmi Ceylan’ın da eşlik ettiği söyleşiye, İstanbul’da tedavisi devam eden arkadaşımız Akın Bodur’la hazırlandık, ortak sorularımızı yönelttik.
Şefik Çirkin, ovalı; yani Reyhanlılı. Çiftçi. 62 yaşında. 24. ve 25. dönemde MHP’den milletvekili seçildi. TBMM’de Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyeliği yaptı. İyi Parti’nin kurucu isimlerinden ve eski il başkanı. Hazırladıkları denge listesiyle Hatay’da ‘her partinin’ tabanından oy alacağını söyleyen Şefik Çirkin, İskenderun ve çok kültürlü yapı dengesine de dikkat çekiyor. Depremin ardından barınma sorununa prefabrik konutlarla geçici çözüm getirilmesi gerektiğini , bunun göçedenlerin dönüşünü hızlandıracağını aktaran Çirkin, Hatay için ‘pozitif ayırımcılık’ öneriyor. Çirkin, Hatay’ın kendine has özelliklerine işaret ederek vurguluyor: “Hatay’ın kendine mahsus özellikleri vardır. Üzerinde çok büyük oyunların olduğu bir şehirdir. İktidara gelir gelmez iktidar olarak, parlamenter olarak yapacağımız ilk iş Hatay’ı Milli Güvenlik Kuruluna çıkarmaktır. Hatay’ın sorunlarını Milli Güvenlik kurulunun ilgi ve alakasına sunmaktır. Tekrar ediyorum, Hatay özel bir ildir ve pozitif ayırımcılık yapılmalıdır.”
Türkiye’nin Suriye politikaları ve Hatay’a ilişkin mesajlarınızla, Gezi olaylarındaki çıkışınızla, 2015’lerde Hatay kamuoyuna sağduyu çağrınızla da hatırlanan bir isim oldunuz. Hatay politikasında farklı bir profili temsil ettiniz. 2 dönem milletvekilliği yaptınız. Depremin yarattığı yeni koşullar ışığında, deprem politika yapma pratiklerini değiştirdi mi?
Politikaya başladığım dönemde Suriye savaşının getirdiği sıkıntılarla buluştuk. O konuda elimizden geleni yapmaya çalıştık. Toplumsal ayrışmayı teşvik eden kesimlere karşı çok büyük bir mücadele verdik. Bu mücadele Hatay halkında da karşılık buldu. Provokasyonların da önüne geçtik. Birleştirici politikamızdan, devletçi politikamızdan vazgeçmedik. Bu dönem de Suriye savaşından çok daha büyük bir sıkıntıyla buluşacağız anlaşılan. Depremin yaraları çok ağır. Çok büyük travmalar yaşandı. Atlatmamız çok uzun yıllar alacak. Ağır bir ekonomik çöküntü, yıkım da yarattı; tamir etmek yıllar alacak. Yine bunlar kadar önemli bir konu; Hatay’ın demografik yapısı bozuldu. Göç, Hatay’ı çok önemli ölçüde etkiledi. Bu da çözülmesi gereken bir sorun. Milli politikamız, duruşumuz elbette ki değişmeyecek. Artarak ve boyut değiştirerek devam edecek. İşimiz zor. Ama altından da kalkacağımıza inanıyoruz.
BU DÖNEMDE İSKENDERUN’A BİR FIRSAT VERDİK
İyi Parti’nin kurucularındansınız. İl Başkanlığı yaptınız. Son yerel seçimlerde İskenderun ve Hatay özelindeki tavrınızı da biliyoruz. Bu dönemde Hatay’da ittifak partilerinden aynı bir listeyle seçime katılıyorsunuz. Ayrı liste kararınız Hatay’daki seçim sonucunu nasıl etkileyecek, parlamentoya nasıl yansıyacak?
Tabi kendi adımıza bu sonucu direk kestirmek kolay değil. Deprem şartları var ve şuanda il dışında seçmenlerimiz var. Kaçının geleceği henüz belli değil. Fakat ben halkın diline girdiğim seçimlerde, çok güvenirim. Halkın ağzından çıkan genelde sandıktan çıkıyor. Halk kendi anketini yapıyor ve seçimlerde siyasi partilere bir milletvekili sayısı verebiliyor. Ve bu genelde de doğru çıkıyor. Kaç seçim yaşadık bunu. Şimdi Hatay halkı CHP ile Ak Parti’yi farklı farklı tahmin edebiliyor. Kimisi Ak Parti 3 ya da 4 çıkarır, kimisi 5 diyor. CHP için de aynı değerlendirmeler var. 5’te diyen var, 3’te, 4’te diyen var. Fakat İyi Parti için değişmeyen, aynı tahmini yapan insanların bir gözlemi var. Reyhanlı’daki, Arsuz’daki, Erzin’de, İskenderun’da politikayla direk ilgisi olmayan kesimlerin ifadesi İyi Parti en az 2 diyor. Bu 3’e doğru da gidebilecek bir tahmin gibi görünüyor. Bunu halk söylüyor ki, biraz daha gayretle 3 milletvekilliğini alabileceğimize inanıyorum, gözlemliyoruz; halkımızın İyi Parti’ye bir teveccühü var. Bu çok belirgin. Gittiğimiz yerden, görüşmelerimizden boş dönmüyoruz. Çok iyi teşkilatlarımız var. İskenderun’dan büyük bir netice bekliyoruz. Gülümser Ceylan Köle hanımefendi İskenderunlu ve kendisinin çok önemli çalışmaları var. Sayın Nazmi Ceylan İskenderunlu ve il başkanımız. İskenderun’a İyi Parti olarak bir fırsat verdik. İskenderun uzun aradan sonra il başkanlığını bir siyasi partide almış oldu. Bunun İskenderun halkı tarafından değerlendirileceğine inanıyorum. Ben de İskenderun’da doğup büyüdüm. İskenderun halkının buna çok hassas bakacağına inanıyorum.
“GÖKHAN ZAN’I ALEVİ KARDEŞLERİMİZE EMANET EDİYORUZ”
İkinci sıra adayınız da popüler bir isim: Gökhan Zan…
Evet, depremde çok faydalı çalışmaları olan genç bir kardeşimiz. Ve şu anda da seçim için çok iyi çalışıyor. Çok çalışkan ve gayretli. Alevi kökenli bir kardeşimiz. Oldukça da destek görüyor. Aslında siyasi açıdan da bir birliktelik adına çok anlamlı bir aday. Gökhan Zan’ı Alevi kardeşlerimize emanet ediyoruz. Bundan sonra bu sorumluluk onların ve bu sorumluluğun altından ziyadesiyle kalkacaklarına inanıyoruz. Gökhan bey ve Gülümser hanımdan gelecek oylarla İyi Parti önemli bir çıkış yapacak. 4. sıra adayımız çok önemli bir işadamı Sarper Davut bey. Listemizdeki her bir aday ayrı ayrı değerli. Ayrıca, çeşitli siyasi partilerin liste sıkıntısı olduğunu, tabanlarının o listeden dolayı sıkıntılı olduğunu duyuyoruz. Bir miktar oy kaybedileceği o parti tabanında ifade ediliyor. İyi Parti liste sıkıntısı olmayan, 11.sırasındakinin de ‘nasıl faydalı olabilirim’ dediği bir listeye sahip. Biz hiçbir partiye vermiyoruz, her parti tabanından alıyoruz.
Aynı zamanda ittifak ortaklarınızın seçmeninden de oy alacağınızı söylüyorsunuz… Bu parlamentoya nasıl yansıyacak peki?
Çok mükemmel bir şekilde yansıyacağı belli. Bunu tam anlamıyla ölçümlemek mümkün değil, ama, çok mükemmel bir sonuç doğuracağına inanıyorum.
Bu iddiayı partiniz açısından taşıyorsunuz. Ancak ittifak açısından sonuca olumlu yansıyacak mı?
Zaten geçen ki sistem şu an uygulamada değil. Şu andaki sistem, ittifak içindeki her siyasi partinin -Cumhur İttifakı için de Millet İttifakı için de geçerli bu- aldığı oy kendine. Biz bir yandan milletvekilliği için oy isterken bir yandan da cumhurbaşkanlığı için istiyoruz. Sloganımız da genel başkanımızın da dediği gibi ‘1 oy Meral’e, 1 oy Kemal’e diyoruz.
SEÇMENİN GERİ DÖNÜŞ İRADESİ VAR, AMA…
Depremden sonra zorunlu göç eden, kaydını aldırmayan seçmenin Hatay’a dönüşü için planlamalar yapılıyor. Sizin partinizin bir çalışması var mı?
Bu konuyu genel başkanımıza aktardık. Bildiğimiz kadarıyla bizim genel başkanımız sayın Kılıçdaroğlu’na aktardı. Bizim Hataylı seçmenimizin hemen hemen yüzde 80’i Mersin, Ankara, İstanbul ve Antalya’da. Buranın belediyeleri de Millet İttifakı belediyesi. Sanırım o belediye başkanlarının da bir çalışması olacak. Seçmenin önemli bir bölümünü inşallah buraya yol masraflarını da karşılayarak getirmiş olacağız. Seçmenimizde dönüş iradesi var. Seçmen bu iradeye sahip ancak, çok sıkıntıda. Bir ailenin geliş gidişi 4-5 bin liraya maloluyor. Ve bu insanlar kendine zor bakabilmekte. Bunu temin ettiğimizde seçmen gelip görevini yapmaya hazır.
TERSİNE GÖÇÜ KONTEYNER YERİNE PREFABRİK EV SAĞLAR
24. ve 25. Dönemde Hatay milletvekili oldunuz. MHP’den seçilmiştiniz. 25. Dönem milletvekillerinin adeta sadece ant içebildiği kadar kısa bir dönem oldu. 24. Dönemde ise özellikle tarımsal çalışmaları öne aldığınızı görüyoruz. Bu dönemde Şefik Çirkin’in önceliği ne olacak?
Bu dönem Hatay çiftçisinin, sanayicisinin, esnafının bölgesel olarak ayrı ayrı çok büyük sorunları var. Bu sorunlara bir de deprem boyutu eklendi. Bu boyutu tarif edilebilir gibi değil. İnsanlar sadece maddi kayba uğramadı. Uğradıkları can kaybı, deprem sonrası yaşadıklarıyla şu anda uzun yıllar geçmeyecek bir travma içerisinde. Bu psikolojiyle çok ilgilenmek lazım. İnsanların evini yapmak da yetmiyor. Nasıl geçinecek? Bunların da çaresinin bir an evvel çözülmesi gerek. Ayrıca tersine göçün teşvik edilmesinin çok önemli kuralları, kaideleri var. Buna dikkat edilmeli. Şu an çok büyük bir yanlış yapılıyor. Defalarca ikaz etmemize rağmen bu yanlıştan geri dönmüyorlar. Daha çadırı çözememişsiniz, buraları konteyner kente dönüştürüyorsunuz ve yeterli konteyner da gelmedi daha. Konteyner kentlerin tamamlanması aylar alır. Bir de konteyner kentlerin yazın ayrı kışın ayrı kendine has sorunları var. Bu sorunlar Hatay’a geri dönmeyi engeller. Hükümeti buradan ikaz ediyorum, akıllarını başlarına almalarını istiyorum. Hiçbir hükümet vatandaşlarına zulüm etmek istemez, ancak bunlar düşünme yetilerini yitirmişler. Bunun çözümü prefabrik evdir. Kimse kimseyi kandırmasın. Vatandaşı kalıcı konutla kandırıyorlar. Türkiye’de bu bir yılda iki yılda bitmez. Bir anda 100 bin konutu yapacak Türkiye’de işçi, usta yok ve 2-3 yıl konteynerde yaşanmaz. bunu gören, konteynerin sorunlarını duyan vatandaşımız bulunduğu illerde kendilerine mecburen yaşam kurmaya çalışacaktır. Bu yaşamı kurduklarından itibaren de buraya dönüş imkansızlaşacak. Bu bakımdan iktidara gelir gelmez, milletimiz iktidarı bize nasip eder etmez prefabrik eve döneceğimizi buradan ifade etmek istiyorum. Çünkü prefabrik ev bir yaşam alanıdır. Çocukların, anne-babanın ayrı ayrı odalara sahip olabilecekler ve insani açıdan yaşamlarını çok daha rahat sürdürebilirler.
“HATAY’A POZİTİF AYIRIMCILIK YAPILMALIDIR”
Depremden sonra yaşananlar ve uygulamalara baktığınızda sizce Hatay iyileşecek mi?
Öncelikle Hatay, Atatürk’ün bir emaneti. Hatay’a farklı bakmak, üzerine titremek lazım. Bir emanet. Atatürk Hatay şehididir. Atatürk, Hatay mücadelesi için buralara gelmiş, yatakta yatması gerekirken. Son ziyareti bu bölgeyedir biliyorsunuz. Buradan sonra kalkmamış, sonra da hayatını kaybetmiştir. Dinlenmesi gereken günlerde doktorların ısrarını yerine getirmemiştir. Bu bakımdan tarihçiler Atatürk’e ‘Hatay şehidi’ der. Hatay’a diğer kentler gibi bakamayız, çünkü Hatay’ın kendine mahsus özellikleri vardır. Üzerinde çok büyük oyunların olduğu bir şehirdir. İktidara gelir gelmez iktidar olarak, parlamenter olarak yapacağımız ilk iş Hatay’ı Milli Güvenlik Kuruluna çıkarmaktır. Hatay’ın sorunlarını Milli Güvenlik kurulunun ilgi ve alakasına sunmaktır. Tekrar ediyorum, Hatay özel bir ildir ve pozitif ayırımcılık yapılmalıdır. Hataylı olarak, burada yaşadığımdan istiyor değilim; Hatay’ın apayrı bir kıymeti, çok büyük bir stratejik önemi vardır. Bu bakımdan en çok yıkılan ildir, ama en erken ayağa kalkması gereken ildir. Bunun için de pozitif bir ayırımcılığın gerekli olduğuna inanıyorum. Hatay’la direkt Milli Güvenlik kurulu ilgilenmelidir diye düşünüyorum.
Ayırdığınız zamana teşekkürler. Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Akın beye bir an evvel sağlık sıhhat diliyoruz. Onu özledik. Görevinin başına dönmesini temenni ediyoruz.