İşçi Bayramı olara kutlanan 1 Mayıs Dünya Emek ve Dayanışma Günü, İskenderun'da 4 dilde söylenen türküler, üç dilde yapılan selamlamalar ve Grup Sıla'nın müziği eşliğide çekilen halaylarla kutlandı. 06 Şubat depremi sonrası ilk kez kutlanan 1 Mayıs İşçi ve Emekçi İşçi Bayramı, geniş güvenlik önlemleri arasında gerçekleştirildi. Türkçe, Arapça ve Kürtçe selamlamanın yapıldığı mitingde, Türkçe, İspanyolca, Arapça ve Kürtçe türküler seslendirildi.
“Özgürlüklerimizin gasp edilmesine 'dur' diyoruz”
Tayfur Sökmen Bulvarında toplanan ve 5 Temmuz Caddesi üzerinden yürüyerek Gar Alanında düzenlenen mitinge gidenlere seslenen İskenderun 1 Mayıs Tertip Komitesi Başkanı Mustafa Ünsal, "İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta dünyanın dört bir yanındaki sınıf kardeşlerimizle beraber demokrasiye, adalete, özgürlüğe, eşitliğe, barışa ve kardeşliğe dair umutlarımızı ve taleplerimizi haykırıyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında meydanlarda buluşarak ekmeğimizin her gün küçülmesine, adaletin terazisinin tamamen bozulmasına, en temel hak ve özgürlüklerimizin gasp edilmesine hep bir ağızdan 'dur' diyoruz" dedi.
“Ne sorumlular hesap verdi, ne de yaralar sarıldı”
"Her yer Taksim her yer direniş; Mekanlar halka kapatılamaz; Yaşasın tam bağımsız demokratik Türkiye; Yaşasın 1 Mayıs İşçi Bayramı; Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz; Susma sustukça sıra sana gelecek; Hak, hukuk, adalet; Laik bilimsel demokratik eğitim; Parasız eğitim parasız sağlık; Direne direne kazanacağız; Yaşasın halkların kardeşliği; Yaşasın iş, ekmek, özgürlük mücadelemiz; Susma sustukça sıra sana gelecek; Yaşasın demokrasi mücadelemiz; Sermayeye teslim olmayacağız" sloganları arasında İskenderun Emek ve Demokrasi Güçleri ve Tertip Komitesi adına konuşan Ünsal, şunları söyledi: “İktidar sözcülerinin 'yüzyılın felaketi' dediği, milyonların yüzyılın ihmali olarak tanımladığı depremin üzerinden 14 ay geçti. Aradan geçen bir yılı aşkın sürede ne yazık ki ne bu kadar yaşanan can kayıplarının sorumluları hesap verdi, ne de yaralar sarıldı. Bizler deprem bölgesinde yaşayanlar hala yıkımlarla molozlarla, asbest ve zehirli gazlarla, çoğunluğun kalıcı barınma alanlarına ulaşamadığı, işsizlik, ekonomik sıkıntılarla yaşamaya çalışıyoruz. Depremzedelerin sorunlarının takipçisi olmaya ve deprem sonrası bölgemizin bilimsel bir yaklaşımla yeniden inşası, rezerv alanlarının iptal edilmemesi ve hak kayıplarının giderilerek, depremzedelere bedelsiz kalıcı konut verilmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
İskenderun'daki 1 Mayıs kutlamasında Dayanışma Gönüllüleri Derneği "Dayanışma yaşatır", Hatay Depremzede Derneği de "Ranta ve talana karşı buradayız" pankartı taşıdı.
Metin Eloğlu'nun 'Uyan' adlı şiirinden "Hadi uyan/Aydınlığa çık da çil gözlerin ışısın/İlkyazlar sıcağı biriksin yüreğine/Yoksul olsan da uyan, garip olsan da uyan/Madem ki güzelsin, güzeli yaşatmak için/Madem ki iyisin, iyiliği yaşatmak için/Madem ki umutlusun, umudu yaşatmak için" dizeleri okuyan Ünsal, ülkenin dört bir yanındaki 1 Mayıs alanlarında işçiler, kamu emekçileri, mimarlar, mühendisler, hekimler, emekliler, kadınlar ve gençler kol kola, omuz omuza hakkını hukukunu savunduğunu söyledi. Ünsal, "Her fırsatta eğitim biliminin en temel ilkelerine aykırı davranan laiklik, bilimsellik ve kamusallık ilkelerini ortadan kaldıran, tarikat ve cemaatler ile eğitim alanını kuşatan, ÇEDES vb projelerle dindar ve kindar nesil hedefi için anayasa ve yargı kararlarına meydan okuyan, çocuğun üstün yararını gözetmeyen bir iktidarın yeni bir müfredat programı hazırlama ehliyeti ve meşruiyeti yoktur diyoruz" dedi.
“Kapitalist barbarlığın yarattığı yıkımın faturası büyüyor”
Arsuz Belediye Başkanı Sami Üstün, Dörtyol Belediye Başkanı Bahadır Amaç, Hatay eski Milletvekili Suzan Şahin ile birçok siyasi parti, meslek kuruluşları ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıdaki yurttaşın kalıldığı mitingin en küçük katılımcıları arasında bulunan 6 yaşındaki Zeyda, "Parkla çocukların, meydanlar emekçilerindir; Saraylar yıkılsın lunapark yapılsın" dövizi taşıdı. 1 Mayıs Tertip Komitesi Başkanı Ünsal, davullu zurnalı mitingde konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dünyada ve ülkemizde kapitalist barbarlığın yarattığı yıkımın faturası her geçen gün büyüyor. Her baktığı yerde doların yeşilini, petrolün siyahını gören kapitalist barbarlık çarklarını milyonlarca işçiyi, emekçiyi her gün daha fazla sömürerek döndürmeye devam ediyor. Savaş ve çatışma kültürü ile, nükleer santrallerle, siyanürlü maden aramalarıyla atmosfere, toprağa saldıkları zehirli gazlarla, atıklarla doğamızı mahvediyor. Bizler, işçiler, emekçiler, emekliler bu ülkenin büyük çoğunluğuyuz. Bizler üretiyoruz, bizler çalışıyoruz, bizler bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini emeğimizle var ediyoruz ve insanca yaşamayı hak ediyoruz.
Ancak bugünlerde değil insanca yaşamak, hayatta kalmak dahi giderek zorlaşıyor. İnsanca yaşayamıyorsak bu ülke fakir olduğu için değil; ülkenin kaynakları yetersiz olduğu için değil. Bu ülkenin kaynakları hepimizi insanca yaşatmaya yeter. Yeter ki kaynaklarımız rantçılara, sermayeye, faize, şatafata, silaha, değil işçilere, kamu emekçilerine, emeklilere ve kamu hizmetlerine kullanılsın. Yeter ki çarkları zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmak için dönen bu düzene bir son verelim. Ama ülkeyi yönetenlerin tercihi belli! Onlar yoksuldan alıp zengine, emekçiden alıp sermayeye kaynak aktarmayı görev biliyor. Bankalar, holdingler, şirketler karlılık rekorları açıklarken enflasyonun sebebi olarak biz gösteriliyoruz; alım gücümüz gerilemeye devam ediyor."
“Muktedirlerin hiçbir kurala uymak zorunda olmadığı düzende milyonların hakları gasp ediliyor”
Dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye gıda enflasyonunda açık ara birinciliğini koruduğunu, alım gücü enflasyona ezdirilirken KDV-ÖTV, gelir vergisi, vergi dilimi derken ceplerin boşaltıldığını, vergi yükü halkın sırtına yüklenirken sermayenin keyfine göre vergi ödediğini, bir gecede vergilerinin sıfırlanıp, affedildiğini belirten Ünsal, "Tüm bunlar yetmezmiş gibi siyasi iktidar Orta Vadeli Program’ı uygulayarak acımasız bir kemer sıkma programını devreye sokacağını, güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştıracağını ve hatta kıdem tazminatına dahi el uzatacağını ilan ediyor. Bu zorlu çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek için Anayasal demokratik haklarını kullanmak, sendikalı olmak, örgütlenmek, grev yapmak, meydanları doldurmak ve hatta geçinemediğini haykırmak bile 'suç' olarak gösteriliyor. Sorgusuz sualsiz işten atılıyor. KHK'larla hiçbir soruşturma yapmadan binlerce emekçi açlığa mahkum ediliyor. Zenginlerin ve muktedirlerin hiçbir kurala uymak zorunda olmadığı bir düzende milyonların ekmeği, hakları ve özgürlükleri gasp ediliyor. Örneğin TÜİK mahkeme kararlarına uymayarak enflasyon verilerini nasıl hesapladığını açıklamıyor, ekmeğimiz sahte enflasyon verileriyle küçülüyor. Otoriter bir rejimin ağır baskıları altında hepimiz kölece çalışıp asgari yaşamaya mahkum ediliyoruz. Bu nedenle demokrasi mücadelesi 2024 1 Mayıs’ının en asli gündemlerinden biridir. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), bütün dünyada otoriter rejimlerin yükselişine, demokrasinin gerilemesine ve buna bağlı olarak işçi haklarının zayıflamasına karşı 'demokrasi için' başlıklı küresel bir kampanya başlatmıştır. 2024 1 Mayıs’ı, ülkemizde ve dünyada, sermaye düzeninin ve bunlara bağlı otoriter rejimlerin tahrip ettiği demokrasiyi yeniden inşa edecek olan kolektif öznenin meydanlarda boy göstereceği tarih olacaktır. Evet bu sene ülkenin dört bir yanındaki 1 Mayıs meydanlarında coşkuyla, umutla alanlardayız. 1 Mayıs’ta alanlarda olmak işimize, aşımıza, ekmeğimize, emeğimize sahip çıkmaktır. 1 Mayıs’ta alanlarda olmak hakkımıza, hukukumuza; gelirde, vergide ve ülkede adalet talebimize sahip çıkmaktır. Alanlarda olmak eğitim ve sağlık başta olmak üzere herkese nitelikli kamu hizmeti hakkımıza sahip çıkmaktır. 1 Mayıs’ta alanlarda olmak söz ve karar hakkımıza; sendikalı olma, örgütlenme ve grev hakkımıza; ifade özgürlüğümüze; yani demokrasiye sahip çıkmaktır. Alanlarda olmak İstanbul Sözleşmesine, işyerinde şiddete ve tacize karşı ILO’nun 190 sayılı sözleşmesine sahip çıkmaktır. Alanlarında olmak eşitliğe, özgürlüğe, laikliğe, hepimizin eşit yurttaşlar olarak barış içinde, kardeşçe yaşayacağımız bir memleket mücadelesine sahip çıkmaktır, emperyalizme karşı barışı ve halkların kardeşliğini savunmaktır, haksız hukuksuz yere işinden olan KHK zulmüne uğrayanların hakkını aramaktır" dedi.
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55