Akın Bodur/İskenderun
Samandağ´da başlayan orman yangınının 5 gün sürüp Antakya´ya sıçraması üzerine binlerce hektar ormanlık alan yanarken, çeşitli kuruluşlar olayın takipçisi olacağını belirtti. Hatay Barosu da, 5 gün süren ve binlerce dönüm ormanın yok olduğu yangını yakın takibe aldıklarını açıkladı. Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Hatay´da 5 gün süren orman yangınında 2.500 hektarlık alanın (25 bin dönüm) yok olduğunu ifade ederek, 'Artık ormanlarımızı da suyumuzu da koruyamıyorlar. Onları savunmak, korumak da bize düşüyor' dedi. CHP İskenderun İlçe Başkanı Yusuf Mansuroğlu da ilgili ve yetkililerin Samandağ´da yanan ormanlık alanların biran önce yeşillendirilmesini ve milletvekillerinin konuyu takip etmesi istedi.
Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, Samandağ´da başlayıp, Antakya´ya ulaşan ve 4 gün süren orman yangınını takibe aldıklarını belirtti. Hatay Barosu Başkanı Dönmez, sosyal iletişim sitesinden yaptığı fotoğraflı paylaşımda şunlara yer verdi: 'Batıayaz´da başlayıp Kisecik ve Karlısu mahallelerimize kadar yayılan ve hepimizin ciğerlerini dağlayan yangını yakından takibe aldık. Son zamanların en büyük çevre felaketinin bir kast veya ihmale dayandığı ortaya çıkarsa, ortak mirasımıza kast eden bu sürecin sorumluları yargı önünde hesap verene kadar takibi bırakmayacağız.'
Yangını, 5. gün kontrol altına alındı
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Antakya´nın Kisecik mahallesindeki orman yangınını Kisecik Hava Radar Kıta Komutanlığından takip etti. Samandağ´da başlayan orman yangınının ilk gün Hatay´a gelip takip eden Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Antakya´nın Kisecik Mahallesi´ndeki yangın koordinasyon merkezine giderek, yetkililerden bilgi aldı; helikopterle 220 nolu Keseciktepe Hava Radar Kıta Komutanlığında söndürme ve soğutma çalışmalarını inceledi.
Yangın 93 saatte kontrol altına alındı
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 5 gün önce çıkan orman yangınının kontrol altına alındığını açıkladı. Samandağ´da Cumartesi günü sabah çıkan ve rüzgârın etkisiyle hızla yayılarak Antakya´ya sıçrayan orman yangını beşinci günde kontrol altına alındı. Orman yangınının söndürme çalışmalarını bölgeden koordine eden Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, çok ufak tüterlerin bulunduğunu, sahanın 3-4 gün daha terk edilmeyeceğini ve izleneceğini söyledi. Yangının 93 saatte tamamen kontrol altına alındığını anlatan Pakdemirli, Antakya´da vali Rahmi Doğan, Hatay Milletvekilleri Hüseyin Yayman ve Sabahat Özgürsoy Çelik ile birlikte yaptığı açıklamada, 'Belli yerlerde çıkması veya parlaması muhtemel yerlerde de araçlarımız mevcut. Güney kısmında ikinci bir çemberimiz de var . Yangın seyri bizim tarafımızdan bilinmekle beraber etrafını çevirmeden teknik olarak kontrol altında demedik, demek de istemedik. Bu anlamda biraz da bu sabah (dün sabah) saatlerini beklemiş olduk' değerlendirmesini yaptı. Yangınlarda yüzde 30 artış olduğunu ifade eden Pakdemirli, 2020 ile 2019 karşılaştırıldığında yanan alanda yüzde 15 kadar gerileme görüldüğünü belirtti.
Yangın söndürmeye 50 ilden araç geldi
Hatay´daki yangına 23 farklı bölge ve 50´den fazla ilden araçla müdahalede bulunulduğunu anlatan Pakdemirli, '2 uçak, 16 helikopter, 162 arazöz, 30 ilk müdahale aracı, 51 su tankeri, 12 dozer, 8 greyder, 8 ekskavatör, 50 teknik personel, 900 işçiyle müdahale ettik. Belediyeler ve çeşitli kamu kuruluşlarından da 50 kadar itfaiye ve 20 iş makinesi takviyesiyle yangınla mücadelemize sürdürdük. Kabaca her makine yangında 80 saat civarında çalıştı. 450 saatin üzerinde helikopterler uçtu, 10 bin tonun üzerinde su attı. 70 saat uçak kullandık. Uçaklar da 1000 ton su atmış oldu. Denizin mesafeli olmasından dolayı uçakların atmış olduğu miktarlar biraz daha azaldı. 150 kilometre sahanın içerisinde yeni yol açmak zorunda kaldık. Çünkü, sarp coğrafyası ve koşulları zor olan bir arazide çalıştık. 5 aracımız kaza yaptı, 15 işçimiz hafif yaralandı. Yangında ilk 2 günde öncelik yerleşim yerlerine tehdidi bertaraf etmek oldu. Bu sebeplerle yangınla mücadele biraz uzadı. Eğer yangını geçirseydik Belen ve Arsuz ilçelerinin de ciddi risk altına girmesi söz konusu olabilirdi. İHA´ların uzun süren yangınlarda bu kadar vazgeçilmez olduğunu gördük. İlk kez görüntü işleme teknolojilerinin, meteoroloji kurumunun sağlamış olduğu rüzgâr simülasyonu ve günün ileri saatlerinde rüzgârın nerede, ne tarafa döneceğine dair ve ilk kez de coğrafi bilgi sistemlerine dayalı tek bir ekran, tek bir pencereden yangının tamamını, araçları, yangının odak noktaları, rüzgârı ve yanan yerleri birkaç saat sonra görebileceğiniz bir sisteme kavuşmuş olduk. Bu sistem hala deneme aşamasında ama özellikle bu yangının kontrol edilmesinde bize çok büyük faydaları oldu. Yönetim helikopterlerimiz gün boyu diğer helikopterlerimizi ve kara araçlarının sevk ve idaresini yapmak için uçtu' açıklamasını yaptı. Pakdemirli, bölgenin en kısa zamanda ağaçlandırılıp eski görünümüne kavuşturulacağını ifade etti.
Hatay Valisi Doğan, milletvekilleri ile birlikte yangın alanında inceleme de yapan Pakdemirli, yangın söndürme çalışmaları sırasında devrilme tehlikesi geçiren arazözdeki personele telefondan geçmiş olsun dileğinde bulundu. Tarım ve Orman Bakanlığının internet sitesinden yapılan açıklamaya göre ise, Samandağ-Antakya arasındaki orman yangınına 2 uçak, 15 helikopter, 211 arazöz, 14 dozer, 45 teknik eleman, 884 personelle müdahale etti. Pakdemirli´nin 48 saat uyumadığı anlatılan bakanlığın internet sitesinde şunlara yer verildi: 'Bakan Pakdemirli tam 48 saattir gözünü kırpmadan yangına karşı nöbette... İki gün dağda nöbet tutan ve yangına dair havadan ve karadan yapılan bütün çalışmaları koordine eden Pakdemirli, gecenin ilerleyen saatlerinde ise yangın bölgesindeki aileleri ziyaret ediyor.'
Bir günde Türkiye´de 24 yangının çıktığını, bunlardan 13´ünün kontrol altına alındığını, 8´inin söndürüldüğünü, 3´ünün devam ettiğini belirten Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Hatay Valisi Doğan ve Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey ile Antakya´ya bağlı Ballıöz Mahallesi´nde bölgedeki yangınla ilgili bilgi aldı. Samandağ´daki yangının Yeniköy mahallesi yakınlarında saat 10.40´ta çıktığını, 10 dakika içinde müdahale edildiğini anlatan Pakdemirli, 'Rüzgarın sık sık yön değiştirmesi ve sürekli atlamalar yapması, arazi şartlarının gerçekten çok engebeli olması, tabii ki meteorolojik şartlarda da havanın çok kuru olması sebebiyle yangınla ilgili bugünkü noktaya kadar geldik. Antakya, İçmeler, Kisecik ve Karlısu mahallelerine yangın ulaştı. Yaylacık ve Kisecik mahallelerinde birer samanlık bir miktar zarar gördü. Bunlara da müdahale edildi. Bir mahallemizin de özellikle uç kısımlarıyla ilgili tedbiren bir tahliye gerçekleşti. Buradaki ana amacımız yerleşim yerlerinin tam emniyetini sağladıktan sonra da yangının etrafını çevirerek, tam anlamıyla kontrol altına almak olacak. Şu an yerleşim yerleriyle alakalı önemli bir tehdidin bulunmuyor' açıklamasını yaptı.
Öte yandan Antakya ÇKD yöneticilerinden Nidal Özdemir, sosyal iletişim sitesinden yaptığı fotoğraflı paylaşımda, 4 gün süren yangına ilişkin şunları belirtti: 'Hepimizin ciğerleri yanıyor. Çok büyük üzüntü ve çaresizlikle söndürüldüğüne dair haber alma isteğimiz var, çaresizliğimiz var. Ağaçlar, bitki örtüsü ve ormanda yaşayan birçok canlı ve cansız zor durumda... Nedeni iklim değişikliği, kuraklığın artması, atmosferik kararsızlık, sürekli olan sıcaklık dalgaları, rüzgarla gelen yayılım, insan eliyle veya ihmaller zinciri, elektrik akım telleri veya maden faaliyetleri için yol açma veya orman arazisini ranta açma deyin ne derseniz deyin ortada bir sürü canlı ve cansız yaşamının son bulduğu ve direkt tüm dünyanın etkilendiği bilincimiz yoksa zaten sar baştan makarayı dememiz lazım. Halen insan doğayı kullanmayı amaç ediniyorsa halen aslında bir hiç olduğunun farkında değilse doğanın bir parçası olduğunun farkında değilse asıl yangın yeri o noktada başlıyor ve şimdiki gibi kaçışan telaşlı bir şekilde senaryo üreten korkak kaygılı mutsuz umutsuz oluveriyoruz. Çıkış noktamız bu noktada önemli; suçlu aramak, eylem yapmak isteği basın açıklamaları, vs... Oysa hepimiz sorumluyuz. Elbette ortada bir kasıt varsa ellerimiz armut toplamayacak, yapacak çok şey var ama şu an yangının biran önce kontrol altına alınması ve söndürülmesi. Tabi ki kamu kurumları kendine geldiğinde bu konuda yapılacak çalışmalar hakkında bilgi vermeli bazı sözler ve taahhütlerde bulunmalı. Halkın katılımını sağlayarak kampanyalar düzenlenmeli bilinç oluşturulmalı.'
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01